Buradasınız
Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
İstanbul/Avcılar’dan bir kadın işçi

Kullandığımız ürünlerin nerede üretildiğine baktığımızda kimi zaman haritada yerini bile gösteremeyeceğimiz ülke adları görürüz. Kimi ürünler Türkiye’de üretilmiş olsa bile birçok hammadde veya parça başka ülkelerden gelir. Dünya koca bir üretim bandına dönüşmüş durumda. Bir ülkedeki işçinin tezgâhından bir başka ülkedeki işçinin tezgâhına geçen ürünler, piyasaya sürülerek dünyaya dağılıyor. Eğer ürünlerin de pasaportu olsaydı, birçok ülkenin damgasını görür ve günlük hayatta kullandığımız hemen her şeye dünya işçi sınıfının elinin değdiğini, emeğinin geçtiğini daha iyi anlardık.
Bunun elbette bir sebebi var. Kapitalizm küresel bir sistemdir. Bu sömürü sisteminin efendileri olan patronlar sınıfı daha fazla kâr elde edebilmek için üretimi maliyetleri en aza indirecek şekilde tasarlarlar. Ne üretileceğine, ne kadar üretileceğine, nerede ve nasıl üretileceğine elde edecekleri kâra göre karar verirler. Hangi ülke toprakları içinde üretim yaptırdığının, hangi milletten işçileri sömürdüğünün patronlar sınıfı için bir önemi veya manevi karşılığı yoktur. Üretim nerede daha ucuza mal olacaksa orayı tercih ederler.
Egemenler söz konusu üretim ve kâr olunca milliyetçiliği, sınırları anlamsız kılarlar. Sıra kendi çıkarlarına göre emekçileri yönlendirmeye geldiğindeyse milliyetçiliği ve sınırları kutsarlar, emekçilere karşı büyük bir silah olarak kullanırlar. Vatan, millet, bayrak en çok sarıldıkları söylemler olur. Toplumda kabul görmüş dini değerleri de benzer şekilde istismar ederler. Burada sizce de büyük bir ikiyüzlülük yok mu? Mesela bu aralar büyüyen yoksulluk çığının üstünü örtmek için yine işçilerin milli duygularını coşturmaya çalışıyorlar. Dönüp dönüp sözde “yerli ve milli” araba TOGG’un reklamını yapıyorlar. Hâlbuki bizzat şirketin CEO’su TOGG’un tasarımının ve her bir parçasının farklı ülkelerden şirketler tarafından yapıldığını açıkladı. Ayrıca siyasi iktidar yabancı sermayeyi ülkeye çekmek için “bizde işçilik sudan ucuz, Çin’den bile daha ucuz, gelin bu ülkede yatırım yapın, bol bol para kazanın” diyor. Yatırım yapan şirketlerin fabrikalarında işçiler eylem yaptığında polis işçilere saldırıyor. Bakan, enflasyonu işçiliği daha da ucuzlatmanın yolu olarak kullandıklarını itiraf ediyor.
Egemenlerde oyun da ikiyüzlülük de bitmez. Önemli olan bizlerin nasıl düşünüp davrandığıdır. Ukrayna’daki savaş Türkiye’de ekmeğin pahalanmasına sebep oluyorken milliyetçilik tuzağına düşüp ayrışmak bizi güçlendirir mi? Dünya işçi sınıfı üretim sürecinde bu kadar bütünleşmişken siyaseten ayrışması anlamsız değil mi? Bize lazım olan milliyetçiliği aşan bir düşünce sistemidir. Her şeye çıkarları ortak olan dünya işçi sınıfının penceresinden bakmayı öğrenmeliyiz. Dünyada olup bitenleri ancak bu şekilde doğru kavrayabiliriz. Ancak bu şekilde egemenlerin bizleri çekmeye çalıştığı tuzakları fark edebiliriz. Bu hem Türkiye’de hem de tüm dünyada kardeşleşmemizin ve işçi sınıfı olarak toplumsal gelişmelere müdahale edebilecek bir güç olabilmemizin yegâne yoludur.
Son Gülen İyi Güler!
- Onlar Zevk-ü Sefa İçinde, İşçiye Gelince?
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
Son Eklenenler
- Türk-İş’e bağlı sendikalarda örgütlü kamu işçileri, 2025-2026 yılı toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde siyasi iktidarın sefalet zammı dayatmasına karşı eylemlerine devam ediyor. 1 Temmuzda Türkiye genelinde kent meydanlarında kitlesel basın...
- İzmir Buca Belediyesi işçileri, birikmiş maaş ve alacakları ödenmediği için 18 Haziran’dan bu yana iş durdurmuş durumda. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 34. maddesi gereği yasal haklarını kullanan işçiler, belediye binası önünde maaş, gıda kartı ve diğer...
- Merhaba dostlarım. Bu yıl da Haziran ayını hem UİD-DER’in kuruluş yıl dönümünü hem de sınıfımızın tarihine damgasını vurmuş 15-16 Haziran günlerini anarak ve anlamlandırarak geçirdik. UİD-DER’imizin internet sitesinde, sosyal medyasında ve İşçi...
- UİD-DER’in 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55. yıldönümünde gerçekleştirdiği “15-16 Haziran: Gelenekten Geleceğe: Umut Örgütlü Mücadelede!” etkinliğine farklı sektörlerden yüzlerce işçi katıldı. Etkinliğe katılan konuklar arasında; unutulmaz...
- Özel Sektör Öğretmenleri Sendikasının 25 Haziranda başlattığı Büyük Öğretmen Yürüyüşünü gerçekleştiren ve bugün Ankara’ya ulaşan öğretmenlerin önü Ziya Gökalp Caddesi üzerinde polis barikatıyla kesildi. Talepleri için yürüyüşlerini Milli Eğitim...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimlerin ardından İzmir Çiğli Belediyesinde çalışan 147 işçi tasarruf bahanesiyle işten atılmış, yürütülen mücadele sonucu işçilerin bir kısmının işe iadesi yapılmıştı. Verilen tüm sözlere rağmen işe iadesi yapılmayan...
- Bu yıl 1 milyondan fazla öğrenci LGS sınavına, 2,5 milyon öğrenci YKS sınavına girmek için başvuru yaptı. Her yıl milyonlarca çocuk ve genç, aileleriyle birlikte sınav stresiyle baş etmeye çalışıyor. Çocuklarının geleceğine yönelik kaygı duyan...
- Artan fiyatlar karşısında alım gücümüz düşmeye devam ediyor. Enflasyonun artış hızının azaldığı söyleniyor ama bu, fiyatların düşmesi anlamına gelmiyor. Yaz meyveleri tezgâhlara çıktı ama kilosu 150-200 liraya varan fiyatlar yüzünden alamıyoruz....
- 15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi Direnişi, cesaretini, onurunu ve örgütlü gücünü kuşanmış Türkiye işçi sınıfının tarihe kazıdığı iki büyük gün… İşçi sınıfının tarihsel mücadele mirasını yaşatmak ve bu mirastan güç alarak işçilerin birliğini büyütmek...
- Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, geçtiğimiz günlerde en kötüsünü geride bıraktığımızı söyledi ve “2026 yılı, refahın daha çok hissedildiği, fırsatların genişlediği ve ekonomik güvenin pekiştiği bir yıl olacak” dedi. Yıllardır iktidar sözcülerinden...
- Özel Okul Öğretmenleri Sendikası üyesi öğretmenlerin Büyük Öğretmen Yürüyüşü 3. gününde devam ederken, 27 Haziranda Ankara’da Milli Eğitim Bakanlığı önünde basın açıklaması yapıldı. Aynı gün Haber-Sen Türkiye genelinde yaptığı basın açıklamalarında...
- Sevgili Polonez işçisi kardeşlerim, Dayanışma TV’de yayınlanan “146+Bir Polonez Bir İşçi Direnişinin Kalbinden” belgeselinizi büyük bir dikkatle izledim. Belgeseldeki her bir kare, her bir sözünüz direnişinizin gün gün örülmüş gerçek hikâyesini...
- “Gerçeğin içinden, sınıfın penceresinden” şiarıyla yayın yapan Dayanışma TV, işçi sınıfının ilham verici mücadelelerini belgelemeye, bu mücadelelerin işçi sınıfının ortak deneyimi haline getirilmesi çabasına katkı sunmaya devam ediyor. Dayanışma TV...