Buradasınız
Yaz Tatilinde Kriz Var!
Kocaeli’den bir işçi

Yapılan araştırmalara göre insanların uzun saatler boyunca kapalı alanda olması, güneş ışığından uzak kalması, yeterince vitamin alamaması nedeniyle yorgunluk, kemik ve eklemlerde ağrı, uykusuzluk, yüksek tansiyon, obezite, baş ağrısı, depresyon ve saç dökülmesi gibi hastalıklar sıkça görülüyor. Güneş ışığı ve D vitamini eksikliği çok önemli. Kapalı alanda fabrikalarda çalışmak bu eksikliğe neden olduğundan, işçilerin mücadelesi sonucu dinlenme, çalışmadan zaman geçirme yani haftalık ve yıllık izin hakkı kanunlara geçmiş. Fakat ne yazık ki çoğu durumda yılık izin hakkımızı, tatilimizi kullanamıyoruz.
Biz işçiler yıl boyunca gece gündüz çalışıp çok yoruluyoruz. Birçoğumuzun büyük bir özlemi haline geliyor tatil yapmak. Tüm sorunlarımızı bir tarafa bırakıp ailemiz veya dostlarımızla birlikte şöyle maviliklere kulaç atmak, doğa gibi yenilenmek, tazelenmek düşüncesi bile çok güzel değil mi? Yıl boyunca hep hayal etmiyor muyuz, denizi, kumu, güneşi, doğa yürüyüşü yapmayı, farklı yerler, şehirler görmeyi?
Fakat hayat o kadar pahalandı ki her şey ateş pahası ve masrafları düşününce kısacık tatillerimiz zehir oluyor. En kötü yerlerde bile pansiyonlar, kiralık evler ya da oteller astronomik şekilde pahalanmış durumda. Üzerine bir de ulaşıma gelen zamlar, yol ve köprü geçiş ücretleri eklendi mi artık tatile gidemez hale geliyoruz. Birçoğumuz zaten şişmiş olan kredi kartlarına yönelmek, yıl boyunca borç ödemek zorunda kalıyoruz. Yıllık iznimizin 2-3 gününde tatil yapıyoruz ama her şeyimizden kısarak yapabiliyoruz. Çocuklarımız mutlu olsun diye kendimizi zorlayarak gidiyoruz. Bir arkadaşımla sohbet ederken, “bu sene kardeşimle bir haftalığına denize gittim. Çocuklarla birlikte yüzüyoruz. Yüzerken insan hiçbir şey düşünmüyor, keyif doluyor. Ne zaman yorulduk, acıktığımızı fark ettik, çıktık çocuklarla birlikte denizden. Kız kardeşime “karnımız acıktı” dedik, ortaya bir tencere çıkardı. İçinde ne olduğunu beklersiniz? Köfte, et? Çıka çıka zaten alışık olduğumuz makarna çıkmaz mı? Sahilde makarna ne yahu? Anlayacağın hayallerimiz yıkıldı” diye serzenişte bulundu. Diğer bir arkadaşımsa ucuz tatil yapacağım diye gittiği yeri espriyle şöyle tasvir etti: “Sivrisinekler çevremizde bir bulut gibi geziniyordu, tüm kanımızı aldılar. Artık Kızılay düşünsün.”
Evet, tatile herkesten çok ihtiyacımız var ama bu ihtiyacımızı gereğince karşılayamıyoruz. Fakat hızla yoksullaştığımız, geçim sıkıntımız büyüdüğü için tatil yapma fikrinden daha da uzaklaşıyoruz. Biz çalışıp tüm zenginlikleri üretirken, yılda bir hafta dahi tatil yapamamak büyük bir haksızlıktır. Tatil hakkımızın elimizden alınmasına boyun eğmeyelim.
- Onlar Zevk-ü Sefa İçinde, İşçiye Gelince?
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
Son Eklenenler
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...
- Türkiye’de siyasal gelişmelerin hızlandığı, her bakımdan zorlu, her bakımdan ağır bir süreçten geçiyoruz. İşçi ve emekçiler, emekliler, gençler olarak enflasyonun hız kesmesini, hayat pahalılığının son bulmasını, geçim derdinin hafiflemesini...
- Sosyal medya platformlarında her gün yeni bir trend beliriyor, insanlar yeni bir akımın peşinden koşturuluyor. Dün “lokma dünyası”, yakın zamanda “Dubai çikolatası” peşinde koşan insanlar, yarın farklı bir yiyecek ya da akımla tüketim sarmalına...
- Toplumun itirazının güçlenmesi, işçi sınıfının kendi talepleriyle, kendi örgütleriyle, kendi mücadele yöntemleriyle sahneye çıkmasıyla mümkün olabilir. Bunun yolu işçi sınıfının sendikal ve siyasal örgütlülüğünün, bilinç düzeyinin ve dolayısıyla...