Buradasınız
Sınav Bitti, Ya Sonra?
İstanbul/Esenyurt’tan bir öğrenci
Merhaba. Geçtiğimiz haftalarda üniversite sınavına girdim. Yıl boyunca emek verdiğim, elimden geleni yaptığıma inandığım bir sınavdı. Fakat sınav bitiminde ben de birçok öğrenci gibi emeğimin karşılığını alamadığımı hissettim. Bu sistemde sadece eğitimde değil hiçbir şeyde emeğimizin karşılığını alamıyoruz ki! İşte bu durumda insanı değersiz hissettiriyor. Kapitalist sistem bunu yaratıyor. Bu sistemde kendinizi nasıl değerli hissedesiniz ki?
“Büyük adam olacaksın” masallarıyla büyütülüyoruz. Derslerimiz çok iyi olursa daha iyi bir hayata sahip olacağımız öğütleniyor çocukluğumuzdan beri. Özel derslerle büyüyen zengin çocuklarıyla tıkış tıkış sınıflarda okumaya çalışan biz işçi ve emekçi çocukları aynı lise/üniversite sınavına tabi tutuluyoruz. Üstelik milyonlarca kişinin girdiği bu sınavın seviyemizi belirlediği söyleniyor. Hayır, bence bu sınav bizim yeteneklerimizi ölçmüyor. Çünkü bize yeteneğimize göre bir eğitim verilmiyor. Kısıtlı bir zaman diliminde şıklar arasından tercih yapmamız isteniyor, ufkumuz daraltılıyor. Stres altında, bir makine gibi sorulara cevap vermeye çalışıyoruz.
Bu sistem bizi değersizleştiriyor. Egemenler bizi yapay temellerde bölüyor, hırslarımıza kurban olalım, bencilleşelim, vicdanımızı bir köşeye bırakıp, birbirimizin kuyusunu kazalım istiyorlar. Okullarda verilen eğitim de sınavlar da bunun bir parçası.“Sınav sonucunda bir iş bulabilecek miyim?”, “Yıllar sonunda asgari ücretle çalışacaksam neden o kadar emek veriyorum?” kaygılarıyla sorular sormaya başlıyoruz kendimize. Geleceksizliğe sürükleniyoruz. Hayal bile kuramıyoruz. Yıllarca okuyup işsiz kalmayı mı hayal edelim? Ayrıca dediğim gibi aynı şartlarda girmiyoruz bu sınava. Bir tarafta daha iyi imkânlara sahip olup, parası olduğu için daha rahat okuyanlar var, bir tarafta depremde sevdiklerini, okullarını, kitaplarını kaybeden, psikolojisi bozulan gençler var. Şimdi siz söyleyin yarış atı gibi koşturulduğumuz bu sınav bizim bilgimizi ve yeteneğimizi ölçebilir mi?
Biz hayata farklı bakmayı UİD-DER’de öğrendik. Burada yeteneklerimizi keşfedebiliyoruz, bu sistemin bize dayattığı zincirleri kırıyoruz. Bizim kimliğimizi bir meslek sahibi olmak oluşturmuyor burada. Yani bir fabrika işçisi, doktor, mühendis, temizlik işçisi ya da öğrenci olmamızın bir önemi yok. Haksızlığın karşısında durup mücadelenin içinde olunca kendimize ait bir kimliğimiz oluyor, sınıf kimliğimiz. Biz ancak böyle olduğunda kendimizi değerli hissediyoruz. Gerçekleri görüyoruz ve bu gerçeklerle beraber bir hayal büyütüyoruz. Başka türlü bir dünyanın hayali! Yaşadığımız sorunlar sadece bizim bu akıldışı sisteme öfkemizi biler. Birlikte büyüttüğümüz mücadelemiz ise gelecek güzel günlere olan inancımızı arttırır!
- “İşçiye Verilen Değer” Bu mu Olmalı?
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- İyi ki UİD-DER’liyim…
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- Bizi “Biz” Yapan Şarkılarımız…
- Nasırlı Ellerin Yumruğu Bugün!
- Kariyer Gelişim Masallarıyla Geleceği Çalınan Gençler
- Bir Şarkının İzinden: Bir Yere Gitmiyoruz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- “Yarın Ölmek Dün Ölmekten Daha Saçma”
- Okuyan Bir İşçi Soruyor
- Uyanmak İstiyoruz Güzel Bir Sabaha
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Greve Hazırlanırken Sohbetler
- Fırtınalar Yaratan Kelebekler!
- Sömürü Çarklarında Kaybolan Genç Yaşamlar
- MESEM: “Genç Eller” Üretiyor, Patronlar Sömürüyor!
- Sorunlarımız Ortak, Peki Ya Mücadelemiz?
Son Eklenenler
- İnsan doğup büyüdüğü toprakları, kültürünü benimsediği ülkesini kolay kolay bırakıp başka ülkeye gitmek istemez. 40 yıl önce Almanya’ya göç etmiş emekçilere sorun, Türkiye’ye dönmek istediklerini, kendi topraklarında ölmek istediklerini söylerler....
- Gebze Organize Sanayi Bölgesinde bulunan Mersen Sanayi Ürünleri fabrikasında çalışan işçiler sendikalaşma mücadelesi yürüttüler ve Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 Nolu Şubede örgütlendiler. İşçilerin Mersen yönetiminin sendika ve toplu sözleşme...
- Her işyerinde aslında benzer sıkıntılarla karşı karşıya kalırız. Ücret sıkıntıları, mobbing, işten atma saldırısı, işçi sağlığı ve güvenliği eksikleri gibi say say bitiremeyeceğimiz birçok sıkıntılar yumağı… Ben de bu sıkıntılardan birine değinmek...
- Liseli bir genç, büyük bir markette sözleşmeli kasiyer olarak çalışan annesinden kendisine yeni telefon almasını ister. Fakat anne sözünü tutamaz. Anne-oğul arasında kavgalar başlar. Hepimiz için tanıdık olan bu hikâye Güney Kore yapımı Cart...
- Her ay SGK primi ödememize rağmen bir sağlık kurumuna adım attığımız andan itibaren muayene, tıbbi malzeme, ilaç, reçete adı altında SGK’ya ekstra katılım payı ödüyoruz. Özel hastanelere gittiğimizde ise bunlara ek olarak oldukça fazla miktarda para...
- Bir fabrikada seri üretim hattında çalışıyorum. Ortalama 2 dakikada bir koli doldurup banda atıyoruz. Bant üzerinde ilerleyen koliler hattın sonunda alınıp paletlere diziliyor. İşe ilk girdiğim yıllarda makinelerin hızına entegre olan bant sorunsuz...
- Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu Türk-İş, 20 Ağustosta Türkiye genelinde bölge temsilcilikleri önünde ve kent meydanlarında kitlesel basın açıklamaları gerçekleştirdi. Basın açıklamalarına Türk-İş’e bağlı sendikaların yöneticileri ve üyesi...
- Antep’te Akcanlar Tekstil’de vergi kesintileri ve 7’li vardiya sistemine geçilmesi nedeniyle 17 Ağustosta iş bırakan işçilerin direnişi sürüyor. CarrefourSA’nın İstanbul Esenyurt’ta bulunan deposunda 12 Ağustosta başlayan direniş devam ediyor....
- KESK ve emekli örgütlerinin çağrısıyla 16 Temmuzda Ankara, İstanbul, Eskişehir, Antalya, Bursa ve Diyarbakır gibi büyükşehirler başta olmak üzere pek çok kentte “Sefalete Teslim Olmayacağız!” eylemleri gerçekleştirildi. Ankara ve İstanbul’daki...
- Siyasi iktidarın vergi politikası doğrudan emekçileri hedef alıyor. Hemen her şeye yapılan fahiş zamlar yetmiyormuş gibi bir de durmaksızın vergi ödemek zorunda bırakılıyoruz. Açlık sınırındaki ücretlerle geçim mücadelesi verenleri vergi rekortmeni...
- Dükkânda televizyon açıktı ve haber bülteninde “Kenya’da halk sokaklarda” haberi dönüyordü. O sırada içeri giren bir müşteri bir süre televizyona baktıktan sonra “Ya abi! Şu Kenyalılar bile sokağa çıkıyor, biz halen sesimizi çıkaramıyoruz” dedi ve...
- İzmir, Aydın, Bolu, Uşak, Manisa ve Karabük’te toplam 8 ayrı bölgede çıkan yangınlar nedeniyle ormanlar yine küle döndü. Günlerdir süren orman yangınları, müdahalenin de gecikmesiyle birlikte yerleşim yerlerine sıçradı; çok sayıda ev ve sanayi...
- “Sağlıkta dönüşüm” adı altında gerçekleştirilen saldırı politikalarının sonucu olarak sağlıkta özelleştirmenin önü alabildiğine açıldı. Zamanla kamu hastanelerinde verilen sağlık hizmeti niteliksiz ve yetersiz hale getirildi. Böylelikle iktidarın...