Buradasınız
Örgütsüzlüğümüzün Bedeli: Artan İş Cinayetleri

Ekmek neden bu kadar pahalı,
Neden ucuz bu kadar
İnsan vücudu ve kanı?
Thomas Hood, 1843
180 yıl öncesinin İngiltere’sinde yazılan bir şiirde geçen bu soruları biz de bugünün Türkiye’sinde soralım. 2023 yılının ilk 5 ayında en az 730 işçi iş cinayetinde hayatını kaybetti. AKP’li yıllarda (2002-2023) yaklaşık 32 bin işçi gerekli iş güvenliği önlemleri alınmadığı için çalışırken öldü. Ölenlerin en az 888’i çocuk işçiydi. Neden ucuz bu kadar insan vücudu ve kanı? İş cinayetleri Soma, Amasra gibi kitlesel katliam düzeyinde olmadığı sürece medyada yer almıyor, toplumun genelinin değil de çoğunlukla ocağına ateş düşen ailelerin gündemine giriyor. Oysa toplam sayıya baktığımızda Türkiye’de her yıl en az 6 Soma katliamı gerçekleşiyor! Neden ucuz bu kadar insan vücudu ve kanı? İşçilerin ölümünden sorumlu olan patronlar, kamu görevlileri ya hiç yargılanmıyor ya da göstermelik cezalar alıyorlar. İş cinayeti davaları yıllarca sürüyor, her duruşmada işçi ailelerinin acısı yeniden dağlanıyor. Neden ucuz bu kadar insan vücudu ve kanı? İSİG Meclisi’nin verilerine göre Türkiye’de her yıl 120 bin-360 bin arasında işçi meslek hastalığına yakalanıyor. Meslek hastalığına bağlı ölümler, iş cinayetlerine bağlı ölümlerin yaklaşık 5-6 katı düzeyinde! Neden ucuz bu kadar insan vücudu ve kanı?
Evet, Türkiye’de en ucuz maliyet kalemi işgücü yani işçinin bedeni, yaşamı, canı… Sadece düşük ücretler nedeniyle değil aynı zamanda işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınmaması nedeniyle bu böyle. Peki iş cinayetlerinin tek tek işyerlerinin ya da işçilerin değil, işçi sınıfının çok büyük ve yakıcı bir sorunu olduğunun farkında mıyız? Çalıştığımız fabrikada iş cinayeti yaşanmasa bile soluduğumuz kimyasalların, ciğerlerimize giden tozun bizi her gün yavaş yavaş öldürdüğünün farkında mıyız? Artık kanıksadığımız bel ve boyun ağrılarının, sinir sıkışması, alerji gibi hastalıkların tek derdi daha fazla kâr olan patronların dayattığı çalışma koşullarından kaynaklandığını görebiliyor muyuz?
Ne yazık ki her gün sahte gündemlerle, yapay ayrımlarla oyalandığımız, diğer taraftan hayat gailesinin içinde çalışmaktan başka bir şey yapamaz, düşünemez duruma geldiğimiz için asıl sorunlarımızı konuşmuyor, tartışmıyoruz. Oysa hem siyasi iktidarın hem de ondan güç alan patronların canımızı zerre umursamadığı bir düzende yaşıyoruz. Yüzlerce örnekten sadece birkaçını hatırlatalım. İskenderun Devlet Hastanesinin binasına 11 yıl önce “depreme dayanıklı değildir” raporu verilmesine rağmen devlet yetkililerinin umursamazlığı nedeniyle binada sağlık hizmeti verilmeye devam edildi. 6 Şubat depreminde aralarında sağlık emekçilerinin ve hastaların olduğu toplam 80 kişi hastanenin enkazı altında kalarak can verdi. 2020 yılında Antep OSB’de bir tekstil fabrikasında birkaç gün arayla Covid-19’a yakalanan iki işçi hayatını kaybetti. İşçiler raporlu oldukları halde işten atılmakla tehdit edilerek çalışmaya zorlanmıştı. Şirketin patronu İrfan Çelikaslan, 14 Mayıs seçimlerinde AKP’den milletvekili adayı oldu ve kazandı. 7 Haziranda görülen ilk duruşmada ise iş mahkemesi davayı reddetti ve Çelikaslan yargılanmadı. Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı MKE roket ve patlayıcı madde fabrikasında Haziran ayında yaşanan patlamada 5 işçi hayatını kaybetti. MKE bundan iki yıl önce anonim şirket statüsüne geçirilmiş, daha az maliyetli olacağı için fabrikadaki İSG birimi dağıtılarak işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili işler özel şirkete devredilmişti.
Şimdi aynı soruyu bir daha soralım: Neden ucuz bu kadar insan vücudu ve kanı? Çünkü örgütlü değiliz! Siyasi iktidarın sermaye yanlısı politikalarıyla patronların işçilere yönelik saldırgan ve pervasız tutumu arasında doğrudan bir bağ olduğunu göremiyoruz. Bu nedenle patronları cezasız bırakan adalet sisteminin ve yasaların sahiplerinden, ülkeyi şirket gibi yönetenlerden hesap soramadığımız gibi patronlardan da hesap soramıyoruz. Üstelik sendikalı işyerlerinde de iş cinayetlerinin sayısında bir artış var. Birkaç yıl öncesine kadar ölen işçilerin arasındaki sendikalılık oranı yüzde 1-2 civarındayken 2020’den bu yana yüzde 5-6 seviyelerine çıkmış durumda. Demek ki kâğıt üzerinde sendikalı olmak da yetmiyor, gerçekten örgütlü olmamız gerekiyor. O halde önce kendimizden, kendi işyerimizden başlayalım konuşmaya, tartışmaya, örgütlenmeye. En az ücret kadar önemli bir mesele olan sağlığımız ve can güvenliğimiz konusunu patronların ve iktidarın insafına bırakmayalım.
Baret Bile Olmadığı İçin!
Sınav Bitti, Ya Sonra?
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
- Aşırı Sıcaklar İşçi Sağlığı ve Güvenliğini Tehdit Ediyor
- Teknoloji Çağındayız Ama İşçiler Çalışırken Ölüyor!
- Örgütsüzlüğümüzün Bedeli: Artan İş Cinayetleri
- Baret Bile Olmadığı İçin!
- 28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Gününden 1 Mayıs’a
- Çıraklık Okulları ve Örgütlenme İhtiyacı
- Amasra’nın Anlattığı: Her Şeyin Başı Örgütlülük!
- Çalışma Bakanı 10 Yıldır Yürürlükte Olan Yasanın Faydasız Olduğunu Yeni Fark Etmiş!
- İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 10. Yılı
- Kaza “Geliyorum” Demişti, Duydunuz mu?
- İSİG Meclisi İşçi Sağlığı Forumu Düzenledi
- Çocuklarımız Sömürü Düzeninde Ölmeye Devam Ediyor!
- Ekonomik Yıkımın Bedelinin Emekçilere Ödetilmesine Birlikte Karşı Duralım!
- İşçi Dayanışması 188. Sayı Çıktı!
- Annelik Kursağımızda Kalmasın, Bu Düzeni Değiştirelim!
- Kedersiz, Güvenle, Usulcacık Girebilmek İhtiyarlığa…
- Sabırlı Olalım Ama Ne İçin ve Nasıl?
- Gerçek Barış ve Özgürlük İçin Kapitalizme Karşı Mücadelemizi Büyütelim!
- Filistin Halkıyla Dayanışma Büyüyor: Emperyalist Savaşa Hayır!
- İşçi Dayanışması 187. Sayı Çıktı!
- En Uzun Yolculuklar Bile Tek Bir Adımla Başlar
- Hayat Pahalılığı ve Çalınan Ömrümüz
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Biz Ameleyiz…
- Hak Aramak Suç Oldu
- “Hakkınızı Yasal Yollarla Arayın!”
- Emekçi Kadınlar: Yan Yana Gelmeliyiz!
- Sömürü Düzenine Karşı Birleşelim!
- İşçi Dayanışması 186. Sayı Çıktı!
- 12 Eylül’den Önce 12 Eylül’den Sonra
- “Yaşam Adil Olmadan Ölüm Adil Olur mu?”
- Hak İstiyorsak Sorumluluk Almalıyız
- Madenlerden Denizlere Sermayenin Kâr Hırsı Can Alıyor
- Maden Ruhsatsız, Göçmen Sahipsiz!
- Göçmen İşçilerin Katili Sermaye Düzenidir!
- Tosyalı Demir Çelik’te İş Cinayeti
- Kocaeli İSİG Meclisi: AKP’li Yıllar ve İş Cinayetleri Rejimi
- Kazakistan’da Maden Faciası
- Ermenek Katliamının 9. Yılı: İş Cinayetlerinin Hesabını Birleşen İşçiler Soracak
- Amasra: Bir Madenci Katliamı, Bir Dava, Bir Sözleşme!
- Dokuzuncu Yılında Torunlar Center Katliamı: İşçiler Ölüyor, Sermaye Büyüyor!
- Kıran Tersanesi’nde Meydana Gelen İş Cinayeti Protesto Edildi
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
- Pakistan’da Felaketler Bitmiyor
- Ankara’da Emek ve Meslek Örgütlerinden MKE’deki Patlamalarla İlgili Basın Açıklaması
- Facianın Zararını Ölen İşçilerin Ailelerinden İstediler!
- Örgütsüzlüğümüzün Bedeli: Artan İş Cinayetleri
- Marmaray’da “Teknik Arıza” Değil İş Cinayeti!
- İşçi Katliamları ve Adalet
- MKE Roket ve Patlayıcı Fabrikası’nda Gerçekleşen Patlamada 5 İşçi Hayatını Kaybetti
- 13 Yaşındaki Çocuk İşçi İş Cinayetinde Hayatını Kaybetti
- Yine Tren Kazası, Yine Katliam, Bu Sefer Hindistan
Son Eklenenler
- DİSK Emekli-Sen, Tüm Emekliler Sendikası ve Emekliler Dayanışma Sendikasının çağrısıyla 10 Aralıkta, Ankara’da “Büyük Emekli Mitingi” gerçekleştirildi. Anıt Park’ta yapılan mitinge emekli sendikalarının çeşitli illerdeki şube ve temsilciliklerinden...
- Emekliliğe hak kazanma sürecinde staj ve çıraklık süreleri dikkate alınmayan, işe giriş tarihleri ileriye atılan ve EYT kapsamına giren binlerce emekçi Kartal Meydanı’nda düzenlenen mitingde bir araya geldi. Türkiye’nin pek çok ilinden emeklilik...
- İngiltere’de emekçilerin Filistin halkıyla dayanışma eylemleri ve emperyalist savaş karşıtı kitlesel gösteriler devam ediyor. İşçiler, emekçiler, lise ve üniversite öğrencileri, sendikalar ve sosyalist örgütler Filistin halkıyla dayanışmayı...
- Almanya ve Belçika’da demiryolu işçileri, ABD’de hemşireler, düşük ücretlere, eksik istihdama, ağır çalışma koşullarına, uzun iş saatlerine, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınmamasına, güvencesiz çalışmaya, baskılara karşı grev ve...
- DİSK, 8 Aralıkta, Ankara Genel-İş Sendikası salonunda gerçekleştirdiği basın toplantısıyla “gelirde adalet, vergide adalet ve insanca yaşanacak bir ücret” talebiyle yürüttüğü mücadele programını ve taleplerini duyurdu. DİSK Genel Başkanı Arzu...
- Metal işkolunda yetkili işçi sendikaları ile patron örgütü MESS arasında 2023-2025 yıllarını kapsayan Grup Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamadı ve 22 Kasımda yapılan beşinci toplantıda arabulucu süreci başladı. Sendikamız Birleşik...
- Siyasi iktidarın sözcüleri, işçi sınıfını yalan bombardımanına tutmuş durumda. Diğer taraftan çalışma ve yaşam koşulları alabildiğine ağırlaşıyor. Hâl böyle olunca da artık içiler için huzur ve mutluluk hayal oluyor, günün büyük bölümü üç kuruşa...
- Türk Tabipler Birliği Merkez Konsey üyelerinin görevden alınması üzerine hekimler ve sağlık çalışanları 7 Aralıkta İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi ana girişinde bir araya gelerek basın açıklaması gerçekleştirdi. “Biz TTB’yiz, Görevimizin...
- Direnişin 10. günü olan 6 Aralıkta, yönetimin sabah vardiyası için içeri işçi almasına itiraz eden direnişçi işçilere jandarma müdahale etti. Coplarla darp edilen ve üzerlerine biber gazı sıkılan 21 işçi, BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen,...
- İlkokula henüz başlamadığım zamanlarda köye gider orada uzun süre kalırdım. Kerpiç evde, akşamları mum ışığında otururduk. Çok eski bir tarih değil, 80’li yılların ilk yarısı ama bizim köyümüz henüz elektrikle tanışmamıştı. Anneannem akşamları bana...
- Merhabalar. Ben kurumsallaşmış bir marketler zincirinde, sendikal haklara sahip bir işçiyim. Yaptığım iş nedeniyle yaşadığım sorunları tahmin edebilirsiniz. Müşteriler, mağaza problemleri, patronların bitmek bilmeyen istekleri, yetersiz maaş,...
- Diyelim ki ihtiyaç duyduğumuz bir ürün ya da hizmet için peşin ödeme yaptık. Ürünü veya hizmeti alamadığımız halde ödediğimiz para bir türlü geri ödenmiyorsa ne düşünürüz? İlgili kişilerden iadeyi yapmasını isteriz, paramız iade edilmezse hukuki...
- Merhaba arkadaşlar. Yaklaşık altı aydır annemin sağlık sorunları ve sigorta hastanelerinin verdiği sözde hizmetin hayatımızı nasıl alt üst ettiğini, annemin yutkunma sorunuyla başlayan sürecimizi sizinle paylaşmak istedim.