Buradasınız
Çatalca’ya Bir Ziyaretin Ardından
Avcılar’dan bir grup genç işçi

Biz bir grup genç olarak UİD-DER’li abilerimizle birlikte, mücadeleye yıllarca katkı sunan, tecrübe sahibi bir büyüğümüzü Çatalca’daki evinde ziyaret ettik. Bizi yıllar önce çalıştığı ve sendikal faaliyet yürüttüğü fabrikada tanıştığı eşiyle tanıştırdı ve ikisi de bizi büyük bir sıcaklıkla karşıladı. Sofraya oturduk ve çaylarımızı içerken uzunca sohbet ettik. Bize 1980 öncesi Çatalca’da yürütülen sendikal faaliyetten ve mücadele kültüründen bahsetti. O dönemin ilişkilerinin daha samimi, daha iletişim odaklı olduğunu söyledi. Bugünle kıyaslayarak işçilerin örgütsüzlüğünün sonuçlarını sıraladı. Bizlere çeşitli anılarını anlattılar, yeri geldi güldük, yeri geldi üzüldük. Ziyaretimizin sonunda üzerine uzun uzun düşüneceğimiz pek çok konu konuşmuştuk.
12 Eylül darbesi sonucu işçi sınıfının nasıl baskılandığını, haklarının tırpanlandığını, örgütlerinin dağıtıldığını UİD-DER’deki büyüklerimizden dinlemiştik, bir de onlardan dinlemiş olduk. Bize 12 Eylül öncesi iş arkadaşlarıyla birlikte yaşadıkları grev süreçlerini anlattılar. O dönemi birlikte yaşadıkları arkadaşlarıyla görüşmeye devam ettiklerinden, kimileriyle yıllar sonra tesadüfen karşılaştıklarında hissettiklerinden bahsetmeleri, mücadele arkadaşlığına dair tarifleri bizleri çok etkiledi. Etkilendiğimiz bir başka anı da zamanında bir Anadolu kentinde meslek lisesini bitiren ağabeyimizin 30 arkadaşıyla birlikte fabrikalara girerek sınıf mücadelesinin bir neferi olmak için İstanbul’a geliş hikâyeleriydi. Dinlediğimiz etkileyici bir başka anı da ablamızın Tatar Türkü olan ailesinin Alevi bir damat istememesi üzerine verdiği mücadeleydi. Bu başarılı mücadelenin ailede ne kadar güzel değişimler yarattığını dinlemek bizim için çok keyifli ve öğreticiydi.
Onlar UİD-DER’e dair sorular sordukça biz de kendi çalışmalarımızı, düşüncelerimizi anlattık. UİD-DER ile bugünlerde yıldönümünde olduğumuz Polonez Direnişi sırasında tanışan ağabeyimiz, tanık olduğu çalışmalarımızı takdir ettiğini söyledi. Onlara sağlık sorunlarından kaynaklı katılamadıkları 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi etkinliğimizin haber videosunu izlettik. Ağabeyimiz UİD-DER’in açılımındaki “uluslararası” kelimesinin özellikle dikkat çektiğini, bu detayın aslında ne kadar önemli olduğunu vurguladı. İşçilerin temelde dil, din, renk yahut kültür ayırt etmeksizin ortak mücadelesinin ne kadar önemli olduğunu o da düşünüyordu çünkü. Yola çıkmak üzere ayağa kalktığımızda bahçelerinde yetiştirdikleri bitkiler hakkında sorular sorduk. Bizi uğurlarken eşiyle birlikte yetiştirdikleri lavantalardan her birimize ufak demetler verdiler. Biz de elimizde lavantalarımız, heybemizde dinlediğimiz anı ve deneyimlerle Çatalca’dan dönüş yoluna geçtik.
Bizler UİD-DER’den aldığımız tarih bilincimiz sayesinde biliyoruz ki 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesiyle birlikte sadece işçi sınıfı örgütleri tasfiye edilmedi. Aynı zamanda mücadele ruhunun da gelecek nesillere aktarılmasının önüne geçildi, nesiller arasında deneyim alışverişini sağlayan aktarma kayışları koptu. Yaratılan korku iklimi yüzünden mücadele geleneği gelecek nesillere aktarılamadı. UİD-DER çeşit çeşit çalışmalarıyla bu geleneği yeniden inşa etmek için çalışıyor. Bunu gerek örgütlediği etkinliklerle, gerek çıkardığı yayınlarla gerekse de bu şekilde buluşmalarla yapıyor. Biz UİD-DER’li gençler olarak sınıfımızın büyüklerinin deneyimlerine, öğütlerine ve aktardıkları tarihsel deneyimlere büyük önem veriyoruz. Biliyoruz ki geçmişin yolumuza tuttuğu ışık, geleceğe daha sağlam adımlar atmamızın temelini oluşturacak.
- Yaşadığımız Çağın Sorumluluğunu Almak, Guido Gibi Olmak!
- Çatalca’ya Bir Ziyaretin Ardından
- Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele
- Sınavlar, Gelecek Kaygısı… Çözüm Nerede?
- Nehirler Akmaya, Gençlik Mücadeleye Devam Eder!
- Yaşımız 19…
- UİD-DER’de Çocukların Anlattıkları
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Üniversite Hayalleri ve Hayatın Gerçekleri...
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- “Babamıza Bile Güvenemeyecek miyiz?”
- Reklam Deyip Geçmeyelim!
- Yalnızlık ve Korku Duvarını Hep Birlikte Yıkalım!
- Mücadelenin Gençlerinden Sokak, Slogan ve Meydan
- Örgütlüysek Her Şeyiz!
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- “Kafasını Telefona Gömen Gençlerden Değiliz!”
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
Son Eklenenler
- Rejimin toplumsal muhalefeti sindirmeye yönelik her geçen gün dozunu artırdığı saldırılara karşı protestolar sürüyor. 2 Eylülde CHP İstanbul il örgütüne kayyum atanmasının ardından başlayan protestolarda emekçiler rejimin baskılarına biat...
- Nepal’de hükûmetin 4 Eylülde Facebook, X (Twitter), YouTube ve benzeri 26 platformu erişime kapatma kararı, gençlerin öncülüğünde işçi ve emekçilerin de katıldığı geniş protestoları tetikledi. Ülkede artan yoksulluk ve yolsuzluk karşısında biriken...
- Trump yönetimi işçi düşmanı ekonomi politikalarını, göçmenlere karşı saldırılarını, emperyalist savaşı körüklemeyi, Siyonist İsrail devletini desteklemeyi sürdürüyor. Emperyalist savaşın baş aktörü olarak Gazze’de yapılan soykırımı açık şekilde...
- İsveç sermayeli Omsa Metal fabrikasında çalışan işçiler, 2025’in ilk aylarında Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 Nolu şubede örgütlendiler. Şirket, sendikanın yetkisine itiraz ederken toplu iş sözleşmesi sürecinde de “sıfır zam” dayatmasında...
- Tanıdık birilerinden söz ederken “bizim Ahmet”, “bizim Ayşe” deriz. Bazen tarafını anlatırken “bizim takım”, “bizim parti” deriz. Hatta bazen hangi kimlik ve inançtan olduğunu tarif ederken de biz deriz. Gelin bu konunun üzerine duralım biraz. Biz...
- Türkiye’de rejimin her türlü muhalefeti ezmek, toplumu zapturapt altına almak ve bu yolla varlığını sürdürmek amacıyla hayata geçirdiği saldırıların ardı arkası kesilmiyor. Öyle ki bu rejim, yargıyı sopası, medyayı borazanı, devlet kurumlarını...
- Aylardır maaşları, toplu sözleşmeden doğan fark alacakları ve bazı yan hakları ödenmeyen Genel-İş Sendikası üyesi İzmir Buca, Karşıyaka ve Konak Belediyesi işçileri yürüttükleri mücadeleleri büyüterek iş bırakma eylemi yaptı.
- Dede Korkut hikâyelerinin birinde Uruzlu bir çobanla, bir Peri birbirlerini severler. Ancak bu beraberlik lanetlenmiştir. Peri bir gün çobanı çağırır ve şöyle der: “Bende bir emanetin var ama bu emanet halkının başına bela olacak, bilesin.”
- İngiltere’nin başkenti Londra’da yaklaşık 300 bin kişi, Filistin halkı için bir kez daha meydanlara çıktı. Soykırımın 700. gününde yüzbinler, Gazze’deki zulmü protesto etti ve savaş suçlularından hesap sordu. İngiltere hükümeti, İsrail’in savaş...
- Endonezya’da emekçiler, giderek derinleşen yoksulluk, işsizlik ve gelir adaletsizliğine karşı ülke genelinde kitlesel protestolar düzenliyorlar. Geçtiğimiz aylarda Silahlı Kuvvetler Yasasının parlamentodan geçmesi üzerine toplumdaki tepki kitlesel...
- Genç kadın işçi kardeşimize üç sene önce ilk karşılaştığımızdaki kısa sohbetimizde kendi sözlerini hatırlattım. “Seyrelen orman sele karşı duramaz” demişti. “Evet, ya abi onu bile unutmamışsınız” dedi. “O ifadelerle ne anlatmak istemiştin?” diye...
- 2025-2026 eğitim-öğretim yılının başlamasıyla birlikte, öğrencilerin okul ve kırtasiye masraflarının artması Türkiye’nin birçok ilinde tepkiyle karşılandı. 5 Eylül’de İstanbul’dan Ankara’ya, Edirne’den İzmir’e birçok kentte Eğitim Sen öncülüğünde “...
- Kayyum yönetimindeki Van Büyükşehir Belediyesi tarafından işten atılan 223 işçinin işlerine geri dönme, İzmir Karşıyaka Belediyesi işçilerinin ücretleri için mücadelesi devam ediyor.