Buradasınız
Sendikasız İşçi Çalıştırmaya Son!
Bugün milyonlarca işçi sigortasız, sendikasız, iş güvencesiz, düşük ücretle, açlık ve yoksulluk koşullarında çalıştırılıyor. Patronlar işçi sınıfının büyük mücadelelerle kazandığı haklara azgınca saldırıyor. Her sektörde ve her işyerinde işten çıkartmalar, çalışma saatlerinin arttırılması ve düşük ücretler dayatılıyor. Bizlerin, patronların bu saldırılarına karşı koyması ancak örgütlü mücadele ile mümkündür. İşte bu örgütlerden biri de işçilerin haklarını korumak, geliştirmek, dayanışmayı büyütmek, ekonomik ve demokratik haklar elde etmek için kurdukları sendikalardır. İşçiler kurmuş oldukları sendikalar aracılığıyla pek çok hak elde etmiştir.
Peki, patronlar sendikayı niçin istememektedir? Bunun için sendikalı işyerleri ile sendikasız işyerleri arasındaki farka bakmamız gerekiyor. Sendikalı bir işyerinde patron işçiyi keyfe keder işten atamaz. Attığı zaman bütün işçileri karşısında bulma riski yüksektir. Ancak sendika yoksa işçileri bir araya getiren bir örgütlülük olmadığından patron her türlü dayatmayı rahatça yapabilir. İşçiler arasında rekabet yaratarak işçileri birbirine düşürür. Tüm bunları yapabilmek için patronlar her fırsatta işçilerin sendikalaşmasını engellemekte ve sendikal mücadele veren işçileri işten atarak örgütlülüğü kırmak istemekteler.
Sendikalı bir işyerinde ise, işçiler toplu sözleşme hakkına sahip olduğundan, sendikaları aracılığıyla toplu olarak hareket edebilmektedir. İşçiler olarak işyerlerimizde birçok saldırıya maruz kalmaktayız. Bunların başında düşük ücret, fazla çalışma, ücretlerin zamanında ödenmemesi ve en önemlisi patronun istediği zaman işten atmasıgelmektedir. Tek başımıza bu saldırılara nasıl karşı koyabiliriz ki? Patronun karşısına çıkıp bir hak istediğimizde, “beğenmiyorsan çık git, dışarıda çalışacak işçi çok” diye cevaplar işitiriz. Oysa işçiler sendikalı ve örgütlüyse, patronun karşısına bir güç olarak çıkabilir ve taleplerini kabul ettirebilir. Hiçbir patron işçileri toplu olarak karşısına almak istemez. İşçilerin tek tek patronun karşısına çıkıp zam istemesi, fazla çalışma saatlerinin düşürülmesini ve benzeri talepleri dile getirmesi patron için sorun değildir. Patron bu örgütsüz işçileri işten atarak sorunu çözmüş olur.
Hepimiz çalışmış olduğumuz işyerlerinde bu duruma sayısız kez şahit olmuşuzdur. Ama işçiler toplu hareket ederse hangi patron işçileri işten atabilir? Atmak istese bile örgütlü işçiler grev ve direnişle buna cevap verme gücüne sahiptirler. örneğin sendikalı bir işyerinde patron işçiyi işten atmak istediğinde bunu sendikaya bildirmek zorundadır. Bu durumda sendika gerçekten adını hak eden bir işçi örgütüyse, patron bir işçiyi atmakla aslında bütün işçileri karşısına almış olur. Bütün bunlar patronların niçin sendikayı istemediğini göstermiyor mu? Patronların asıl korktuğu işçilerin birliğidir. Örneğin metal işkolunda örgütlü bir sendika on fabrikada örgütlü ise, on fabrikanın işçileri adına toplu sözleşme yapabilmekte, işçilerin taleplerini dile getirmekte, eğer talepler karşılanmıyorsa on fabrika birden greve gidebilmektedir. Oysa metal sektöründe çalışan bir işçi olarak, işyerinde tek başımıza hangi hakkımızı koruyabiliriz ki? Yani örgütsüz kaldığımızda aslında bir hiç olmuş oluyoruz.
Aslında Tekel işçilerinin sürdürdüğü mücadele bizlere örgütlü olmanın ne kadar önemli olduğunu göstermiyor mu? Eğer Tekel işçileri sendikasız olsaydı seslerini nasıl duyuracaklardı? Sendikalı işyerlerinde olan haklara baktığımızda birçok farkın olduğunu görürüz. Sendikalı işyerinde çalışanlar ikramiye alabilmekte, yasal haklarını kullanabilmektedirler. Sendikasız kimi işyerlerinde ise bırakalım senelik izni, işçiler günde 14 saat çalıştırılmakta ve patronlar esnek çalışmayı istedikleri gibi dayatabilmektedirler. Bu kadar fazla çalışma nedeniyle on binlerce işçi ailelerinin yüzünü bile nerdeyse göremez hale gelmektedir. Ve patronlar bizleri istediği zaman işten atabilmektedir. Sendikalı bir işyerinde işçiler hakları için grev yapabilirken, sendikasız bir işyerinde işçiler bu haktan yoksun kalmakta ve kaderlerine razı gelmektedirler.
üstelik sendikalı olmak Anayasada en doğal hak olarak kabul edilmesine rağmen, patronlar sınıfı sendikalı olmayı suç olarak görmektedir. çünkü işçi sınıfının birlik olmasından korkuyorlar ve bunun için de işçilerin sendikalaşmasını suçmuş gibi gösteriyorlar. Bugün elde edilen bütün sosyal ve siyasal haklarımız, geçmişte işçi sınıfının vermiş olduğu mücadeleler sonucunda kazanılmıştır. Patronlar sınıfı biz işçileri örgütsüzleştirip kazanılmış haklarımızı teker teker elimizden almaktadır.
Patronlar sınıfının bu saldırılarına karşı ancak örgütlenerek ve mücadele ederek karşı durabiliriz. Bugün işçiler olarak sendikasız, sigortasız, iş güvencesiz çalışmaya hayır demeliyiz. Sınıfımızın örgütleri olan sendikaları işyerlerine sokmalı, işyerinde birliğimizi sağlamalıyız. Tek başımıza kaldığımızda biliyoruz ki patronlara karşı koyamayız. Krizin faturasını patronlara ödetmek için militan sınıf sendikacılığını yaratmak zorundayız. Onun için birincil görevimiz, çalıştığımız işyerlerinde sendikal mücadeleyi genişletmek ve örgütsüz hiçbir işyeri bırakmamaktır. Ama bununla da kalmamalı sendikalarımızı denetlemeli, sahip çıkmalı ve yozlaşmalarına izin vermemeliyiz. Bizden önceki sınıf kardeşlerimizin kazanımlarını korumak ve onurlu mücadelemizi sürdürmek boynumuzun borcudur.
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- Büyüyen Yoksulluk ve Sosyal Yardımlar
- Rakamların Ardına Gizlenen Gerçekler
- Sermayenin ve İktidarın Saldırılarını Püskürtmek İçin 1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim
- İşçi Dayanışması 192. Sayı Çıktı!
- Bumerang Geri Döner!
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- İşçi Dayanışması 191. Sayı Çıktı!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
Son Eklenenler
- Sarayları süsleyen altın, sultanların ve soyluların yaşamında zenginliğin en önemli ölçüsü olmuştur. Fakat bu zenginliği üreten zamanın köleleri ve günümüzün işçileri için bu maden her zaman acı, gözyaşı ve ölüm getirmiştir. Altın madenlerinde...
- Çalıştığım işyerinde uzun yıllardır çalışan ve EYT yasası çıktıktan sonra SGK’ya başvurup emekli olanlar var. Malûm, emeklilik maaşı iktidar eliyle kuşa çevrildi. Bizim patron da sayıları azımsanmayacak kadar çok olduğu için EYT’li işçileri bir an...
- DİSK, 3 Mayısta Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Ankara’daki merkez binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Burada konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, TÜİK’in enflasyon sepetindeki maddelerin fiyat listesini 2 yıla yakın bir...
- Geçenlerde yeğenimle sohbet ederken “kolajenlerin içerisinde en kalitelisi hangisi bilgin var mı?” diye sordu. Ben de doğal olarak “bir sağlık sorunun mu var, neden kolajen kullanma gereği duyuyorsun?” diye sordum. O da yarı utanarak “hep güzel...
- Dünya genelinde yoksulluk ve baskılar büyüyor, emperyalist savaşın alevleri gün geçtikçe yayılıyor. Kapitalist sömürü düzeninin yarattığı sorunlar, krizler derinleşiyor. İşçi sınıfı ise kapitalist sömürüye karşı mücadele etmekten, birlik olup...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında yüzbinlerce işçi ve emekçi alanlara çıktı, ekonomik yıkımın bedelini ödemek istemediklerini haykırdı. Sendikaların ve demokratik kitle...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...