Buradasınız
Kuvvetimizi Bilelim İşçi Kardeşlerim!
İkitelli’den bir çorap işçisi
Şu sıralar etrafta göz virüsü adında salgın bir hastalık yaygın. Ne yazık ki ben de bu hastalıktan nasibimi aldım. Medya bu hastalıktan bahsetmiş fakat hiç haberim olmamıştı. İşyerinde önce bir arkadaşımız gözlerinden rahatsız olduğu için işe gelemedi. Hastalık işyerine yayılmaya başladı. Sonra bir abla daha oldu. O gün o ablaya izin verdikleri halde eve gitmedi. Yakında emekli olacağı için kendisini işten atmalarından korkuyordu. Bunun üzerine beni onun yanına yardımcı olarak verdiler. Bir süre sonra gözüme toz kaçtı zannederek kaşımaya başladım. Gözüm kızardı, o abladaki hastalık bana da bulaşmıştı. Bölüm şefimizden izin istedim, “ben veremem” dedi ve genel şefe yolladı O da gözümün durumunu gördüğü halde dalga geçmekle yetindi. Vardiya çıkışına kadar çalıştım ama toz gözümü iyice mahvetti.
Patronlar ve patronların adamlarında insanlık yok, onlar insan değil. Asalak takımı. O an çok güçlü, dişli olmak istedim, çok sinirlenmiştim ama tek başıma bir şey yapamıyorum bugün, ileride bunların hesabını soracağımıza inanıyorum. Ertesi gün hastaneye gittim, bir günlük rapor verdi doktor. Eve geldiğimde diğer gözüme de aynı şey oldu. Hafta başı yine hastaneye gittim, sigortalıyım sözde, 18 TL para ödedim hastaneye, üstelik de ilaç parası hariç. Yani paramız yoksa hapı yutmuşuz. Üç gün rapor verdi doktor, arayıp işyerine bildirdim. Müdür cevap olarak “çok almışsın” dedi. İnanılır gibi değil, sanki hastalık benim elimdeymiş gibi, raporu ben uygun görmüşüm gibi çok diyebiliyor pişkince. İşyerinde kim hasta olsa bir şeyin yok deyip inanmıyorlar. Patronlara hasta olmayan, zam istemeyen, yemek istemeyen, çay istemeyen, birbirini savunmayan işçiler, hak aramayan işçiler, her dediklerine boyun eğen işçiler lazım. Ben patronlara boyun eğmek istemiyorum.
İşçi kardeşlerim, haklarımızı bilelim, öğrenelim. Her zaman birlikten kuvvet doğar, kendi kendine bir şeylerin olmasına beklemekle olmuyor, mücadele etmeden de olmayacak. Biz istersek bir şeyler düzelir, biz istemezsek hiçbir şey düzelmeyecek. İşçiler olarak gücümüzün farkına varmalı ve örgütlenmeliyiz. Patronlardan daha kuvvetliyiz.
Hak Gasplarına Karşı Uyanık Olalım!
“Sigorta” Ne İşime Yarayacak ki?
- Annelerin Acıları Bize Ne Anlatıyor?
- Borsa’da Sadece Para mı Kaybedilir?
- Tatlı Meyve, Acı Reçete
- Bu Ülkenin Gündeminde Ne Var?
- Su Tasarrufu Çözüm mü?
- Haksızlığın Karşısında UİD-DER Var
- “Burada Ne İşiniz Var, Gidin Evinizde Dinlenin”
- “İşçiye Verilen Değer” Bu mu Olmalı?
- Bize Yokluk, Milletvekillerine Bolluk
- Bandın Hızı mı İşçilerin Birliği mi?
- Tarım İşçileri, Devrilen Traktörler, Market Rafları
- Yoğun Bakım Tavanı Çöktü, Kaza Değil Cinayet!
- Bu Düzen İnsana da Canlılara da Değer Vermez
- Bir Kuş Konar, Bir Kuş Yer…
- Bu Kadarı Olmaz Demeyelim!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Tatili Bile Çok Görüyorlar Bize
- Dönme Dolap Gibiyiz
- Medyanın Gösterdikleri mi, Yaşadığımız Gerçekler mi?
- Duymadıysan Öğren, Unuttuysan Hatırla!
Son Eklenenler
- Siyasi iktidar, sefalete mahkûm ettiği emeklilerin kamu bütçesine çok büyük bir yük olduğunu iddia ediyor, zam taleplerini görmezden geliyor. Örneğin AKP Genel Başkan Yardımcısı Nihat Zeybekçi “EYT demek geleceğin kaynaklarını bugünden tüketmek...
- Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Türkiye’de iş kazası ve meslek hastalıklarına ilişkin 2023 yılı istatistiklerini 4 Eylülde açıkladı. SGK’nın açıkladığı veriler ilk kez, İSİG Meclisi’nin açıkladığı iş cinayeti sayısını aştı. İSİG Meclisi verilerine göre...
- Sevgili işçi kardeşlerim ve işçi çocukları, söyleyeceklerimi bizim mahalledeki çocukların kendi ifadeleriyle yani olduğu gibi anlatacağım. Bu çocuklar yani benim onlara seslenişimle gençlerin istek ve taleplerini aşağıda okuyacaksınız. Gençlerle...
- Farklı sektörlerde çalışan bir grup genç UİD-DER’li işçi “İşçi Sınıfının Yönetmeni Ken Loach: HANGİ TARAFTASINIZ?” adıyla bir mini belgesel hazırlamış, belgesel UİD-DER Web TV’de yayınlamıştı. UİD-DER, filmleri belgesele konu olan işçi sınıfının...
- DİSK’in “Artık Yeter! Geçinemiyoruz! Gelirde, Vergide, Ülkede Adalet!” şiarıyla düzenlediği eylemler devam ediyor. 25 Eylülde İstanbul Saraçhane Parkında gerçekleşen işçi buluşmasına DİSK’e bağlı sendikalarda örgütlü işçiler, DİSK yönetim kurulu...
- Türkiye’de işçi mücadelelerine yenileri eklenirken kazanımla sonuçlanan grev ve direnişler de oluyor. Bursa Kemalpaşa’da Eker Süt Ürünleri fabrikasında Tekgıda-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılan 3 işçi 23 Eylülde fabrika önünde direnişe...
- Hayat pahalılığı, yüksek enflasyon, reel ücretlerin düşmesi neticesinde yoksulluğun pençesindeki işçi ve emekçilerin öfkesi büyüyor. Sermaye sınıfı ve siyasi iktidar Orta Vadeli Programlarla işçi ve emekçilerin üzerindeki sömürüyü arttırıyor....
- DİSK Uluslararası İlişkiler Dairesi Müdürü Kıvanç Eliaçık tarafından kaleme alınan “Orta Doğu’da İşçiler ve Sendikal Hareket” kitabı geçtiğimiz aylarda NotaBene yayınlarından çıkmıştı. Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki Arap ülkelerine odaklanan, işçi...
- İran’ın Tabas kentinde bulunan bir kömür madeninde 21 Eylülde gaz sıkışması sonucu patlama gerçekleşti. Patlamada en az 51 işçi yaşamını yitirdi, 20’den fazla işçi yaralandı. Göçük altından henüz çıkarılamayan işçiler var. Başkent Tahran’ın 540...
- Son haftalarda ekranlarda ve sosyal medyada 21 Ağustosta kaybolan ve cansız bedeni çuvalla bir dereye atılmış halde bulunan Narin’le ilgili pek çok haber görüyoruz. Özellikle ilk günlerde Narin’in ağlayan annesine dair görüntüler durmaksızın...
- Gençlik yılları insanın kimlik edindiği, ayakları üzerinde durmaya başladığı yıllardır. Genç insan heyecan, enerji, coşku, duyarlılık ve değişim arzusuyla, geleceğe dair umutlarla doludur. Yaşanan her bir olay, edinilen her bir deneyim en canlı ve...
- Çelikler Holding’e ait Afşin-Elbistan Termik Santralinde çalışan 8 işçi ücretlerine zam yapılmasını istedikleri için 18 Ağustosta işten çıkarıldı. Arkadaşlarının işten atılmasına karşı iş bırakarak direniş başlatan işçiler de işten atma saldırısıyla...
- Rüzgârlar, bulutlar, ırmaklar, göklerde süzülen kuşlar, çiçekten çiçeğe konan arılar… sınır tanımazlar. Mesela Dicle ve Fırat ırmaklarını düşünelim. Mezopotamya’nın bu en büyük iki ırmağı Türkiye’de doğar, sınırları aşarak önce Suriye’ye uğrar,...