Buradasınız
Öğrencilere Esnek Çalışma, Patronlara Bedava İşgücü
Gebze’den bir metal işçisi

Yukarıdaki başlığı okuyunca aklımıza olumlu bir şeyler gelmesi pek mümkün olmuyor. Kafamızın içinde öğrencilerin esnek çalışma metoduyla istihdam edileceği, patronların onları dizginsiz sömüreceği gibi düşünceler dolaşıyor. Zaten stajlarda her türlü işi yapmaya zorlanan, stajının yanmaması için temizlik yapan, çay dağıtan, hakaretlere karşı boynunu büken bu öğrenciler değilmiş gibi, şimdi de esnek çalışma ve bedava işgücünden söz ediliyor. Milyonlarca insanın başvurularda bulunduğu, umut kapısı olarak gördüğü ama işsizlik rakamlarını bir türlü aşağıya çekemeyen devlet kurumu İŞ-KUR, “istihdam sağlayıcı, düşünceli patronlarla” el ele vermiş. Üniversite okuyan öğrenciler için yeni bir proje oluşturmuşlar. Haberi sermaye medyası eliyle şu şekilde yayınlamışlar:
“Öğrenciler Hem Deneyim Hem Para Kazanacaklar: Türkiye İş Kurumu’ndan müjdeli haber geldi. Öğrenciler artık deneyim ile parayı aynı anda kazanabilecekler. Sosyal çalışma adı verilen bu programa 18 yaşını doldurmuş lisans ve ön lisans öğrencileri katılabilecek. Yaz aylarında gerçekleşecek bu program 3 ay sürecek, bir haftada en çok 3 gün çalışacaklar. Maksimum 42 gün çalışacakları bu programda 5 gün ücretsiz izin yapabilecekler. Çalıştıkları gün başına 67 lira, 3 ay sonunda 2 bin 829 lira alacaklar. Ayrıca çalıştıkları günler sigortalı olacaklar ve çalıştıkları günler emekliliklerine sayılabilecek.”
İşte görüyorsunuz, anlatmaya gerek yok! Müjdeli haber diye duyuruyorlar, pozitif bir algı çarpıtmasıyla devam ediyorlar. Bir süre sonra içeriği düşünmüyorsunuz, okuduğunuz tüm bilgileri pozitif algılamaya başlayacağınız bir sürükleyicilikle devam ediyorlar. İkisi bir arada, sıkıştırılmış, konsantre bir paket sunuyorlar. İşin ucunda “para” da “deneyim” de var!
Patronlar için bu sosyal proje ballı kaymak, işçi çocukları için dizginsiz sömürü. Sadece 3 ay sürecek olan bu programa katılacak işçi çocuklarının, kalan 9 ay ne yapacakları ile ilgili hiçbir bilgi yok. Bir haftada 3 gün çalışarak ne deneyim kazanacakları da meçhul. Mademki hem deneyime hem de paraya ihtiyacı olduğunu düşündüğünüz öğrencilere, okudukları zaman diliminde her türlü olanağı ücretsiz sağlamıyorsunuz, bırakın da tam hafta çalışsınlar. Hatta çalışacakları yerlerde eğer varsa sendika veya sosyal haklardan onlar da yararlansınlar. 5 gün ücretsiz izin hakkı da ücretli oluversin. “Çalışacakları gün başına 67 lira, üç ay çalışırlarsa 2829 lira” alacaklarmış. Esasen patronlar ve İŞ-KUR, bu ücret ile işçi-öğrencileri okul sonrası çalışma koşullarına şimdiden razı etmenin ve bedava işçi çalıştırmanın peşinde. Bunlar yetmezmiş gibi bir de çalışacakları günler sigortalı olacaklarmış. Sanki sigortasız çalıştırma yasalmış da, onlar iyi niyetlerinden sigortalı çalıştırmayı tercih ediyorlarmış gibi sunuyorlar.
Gün geçmiyor ki patronların emrindeki sermaye medyası, patronların saldırılarını müjdeli haber diye vermesin. Kapitalist sistemin dümeninde oturan patronlar, sınıfı krizin faturasını işçi sınıfına yıkmak istiyorlar. Krizden kurtulmanın yollarını arıyorlar. Patronlar sınıfının borazanlığını yapan sermaye medyası da tam anlamıyla işçilerin bilincini çarpıtıyor, onları gerçek gündemlerinden uzaklaştırıyor.
Bu saldırılara, algı operasyonlarına karşı işçileri bilinçlendirmek, onlara gerçek gündemlerini anlatabilmek, işçilerin birliğini ve örgütlenmesini sağlamak için İşçi Dayanışması bültenimiz her ay çıkıyor. “Omuz Omuza Verirsek Sermayenin Saldırılarını Durdurabiliriz!” yazısındaki şu ifadeleri bir kez daha hatırlayalım: “İktidar sahipleriyle işçilerin çıkarı bir ve aynı olamaz. Nitekim bugün pek çok işçi, kendi konumunu unutup iktidarın ya da yandaş medyanın diliyle konuşuyor, muhalefet partilerini destekleyen arkadaşlarını suçlayabiliyor. Muhalif işçiler de aynı şekilde cevap veriyor, onları koyun olmakla itham ediyor. Böylece aynı tezgâhta çalışan işçiler birbirlerini anlamıyor, dinlemiyorlar. Çünkü aynı dili, işçi sınıfının dilini konuşmuyorlar. Bu yüzden birbirlerine karşı kör ve sağır olabiliyorlar.”
İşte kardeşler! İşçi Dayanışması bülteninde yazdığı gibi örgütlenmekten başka çaresi olmayanlar, yani işçiler aynı dili konuşamazsa, birbirlerine karşı kör ve sağır olurlar. Patronlar da topyekûn işçi sınıfının haklarına saldırır, bir de bunu müjde olarak sunarlar. Patronların sözcüleri medya aracılığıyla sürekli yeni ekonomik programlar açıklıyor ve projeler sunuyorlar. Kıdem tazminatı hakkımızı elimizden almak istiyorlar. Zorunlu BES programı, açıkladıkları yeni zamlar ve vergi yükü ile kendi yarattıkları krizin faturasını bize yıkmak istiyorlar. Bu proje ve programların içinden işçilerin payına hep yokluk, yoksulluk, işsizlik, hayat pahalılığı ve kötü çalışma koşulları çıkıyor. Patronların payına ise kârlarına kâr katacak, sermayelerini büyütecek ballı teşvikler. Tam da bu yüzden bizler işçi sınıfının bir parçası olarak, sınıfımızın çıkarlarını savunan ve kendi sınıfımızın bakış açısını bize öğreten İşçi Dayanışması bültenimize sahip çıkmalıyız. Daha fazla işçi arkadaşımıza ulaştırmalı, okuyup okutmalıyız. Tüm dünya işçi sınıfı aynı dili, işçi sınıfının dilini konuşana kadar örgütlülüğümüzü güçlendirmeli ve mücadeleye devam etmeliyiz. Çünkü bir tek işçi sınıfının dilinden konuşan ve sınıf mücadelesinin bir parçası olan işçiler bu gidişatı tersine çevirebilirler.
Beceri Belirleme Standı
- Yalnızlık ve Korku Duvarını Hep Birlikte Yıkalım!
- Mücadelenin Gençlerinden Sokak, Slogan ve Meydan
- Örgütlüysek Her Şeyiz!
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- “Kafasını Telefona Gömen Gençlerden Değiliz!”
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Özgür Olmak Demek…
- Asıl Sorumlular Kim? Emekliler mi? Egemenler mi?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Milletvekili Maaşları Seni de Kızdırıyor mu?
- Biz Yeni Bir Dünya Kuracağız!
- “İşçiye Verilen Değer” Bu mu Olmalı?
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- İyi ki UİD-DER’liyim…
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- Bizi “Biz” Yapan Şarkılarımız…
Son Eklenenler
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...
- Türkiye’de siyasal gelişmelerin hızlandığı, her bakımdan zorlu, her bakımdan ağır bir süreçten geçiyoruz. İşçi ve emekçiler, emekliler, gençler olarak enflasyonun hız kesmesini, hayat pahalılığının son bulmasını, geçim derdinin hafiflemesini...
- Sosyal medya platformlarında her gün yeni bir trend beliriyor, insanlar yeni bir akımın peşinden koşturuluyor. Dün “lokma dünyası”, yakın zamanda “Dubai çikolatası” peşinde koşan insanlar, yarın farklı bir yiyecek ya da akımla tüketim sarmalına...
- Toplumun itirazının güçlenmesi, işçi sınıfının kendi talepleriyle, kendi örgütleriyle, kendi mücadele yöntemleriyle sahneye çıkmasıyla mümkün olabilir. Bunun yolu işçi sınıfının sendikal ve siyasal örgütlülüğünün, bilinç düzeyinin ve dolayısıyla...
- Elizabeth Gaskell’in Kuzey ve Güney adlı romanını okumaya başlamadan önce, kitabı okuduğunu düşündüğüm birçok mücadele arkadaşımın yorumlarını almak istedim. Biri önce dört bölümlük dizisini izlememi tavsiye etti, bir diğeri uzun bir özet gönderdi....
- 19 Marttan bu yana başta gençler olmak üzere protestolara katılanları polis şiddetiyle gözaltına alan, tutuklayan, tehdit eden rejimin saldırıları giderek artıyor. Saldırılar karşısında geri adım atmayan ve faşist baskılara itirazını dersleri boykot...