Buradasınız
Örgütlenen İşçilerin Değişim Serüveni
İzmir’den İşçi Dayanışması okuru bir işçi

Patronlar, çalıştırdıkları her işçiden daha fazla artı-değer sağmak için değil dakikaların, saniye ve saliselerin bile hesabını yaparlar. Mesai saatleri içerisinde işçileri makinelerin dişlileri gibi aralıksız çalıştırırlar. İşçiler tam anlamıyla makinelerle yarıştırılırlar. Ustalar, ustabaşıları, müdürler, amirler ve dört bir köşedeki görünür, görünmez kameralarla denetlenir işçiler. Patronlar, işçileri askeri disiplini altında hatta ellerinden gelse tam manasıyla robot gibi çalıştırırlar. Patronlar, işçiler ses soluk çıkartmadan zincirin halkaları gibi çarkları döndürsün isterler. Patronların işçilere dayattığı bu disiplin işçileri köleleştirir. Örgütsüz işçilerin yılları, on yılları haklarından bihaber biçimde geçer gider…
Ancak kötü olan işini disiplinli bir biçimde, planlı şekilde yapmak değildir. Aksine plansız başlanan ve belli bir disiplinle sürdürülmeyen işler başarılamaz. Kötü olan ve bizi yaptığımız işe yabancılaştıran, patronun fabrikalarda, işyerlerinde uyguladığı disiplindir. Üretim sürecinde ve ürettiklerimiz üzerinde söz sahibi olmamamızdır. Üretim sürecinde disiplinin amacı patronun bizi daha çok sömürmesi ve suyumuz çıkana kadar çalıştırmasıdır. Onun yaptığı planlar da aynı amacı taşır. Oysa örgütlü işçiler de mücadelelerini belli bir plan ve disiplin içinde sürdürürler, ama buradaki disiplin ve planın amacı mücadelemizin başarıya ulaşmasıdır.
Mücadele örgütümüz UİD-DER bu nedenle, ısrarla ve inatla işçi disiplininin önemini zihnimize işler. İlk başlarda disiplinli olmanın, ne iş yaparsak yapalım planlı ve düzenli olmanın önemini öyle kolayından kavrayamayız. Hatta sıkıcı ve gereksiz buluruz disiplinli-düzenli olmayı, planlı iş yapmayı. Çünkü aklımıza işyerinde patronun dayattığı disiplin ve plan gelir… Zaman içerisinde UİD-DER saflarına katılan her işçi düzenli, disiplinli, planlı olmayı öğrenir ve böyle iş yapmanın önemini kavrar. Sınıf temelinde örgütlü olmak, yaşamın her anını ve her işini örgütlemenin hayati önemde olduğunu bize gösterir. Bu nedenle mesela UİD-DER kortejlerinin, miting alanlarındaki düzeni ve disipliniyle mitinge katılan herkesin dikkatini çektiğine çok kez şahit olmuşuzdur. Kısacası UİD-DER’de örgütlenen her işçi değişip dönüşmeye başlar. Ve işte bu serüvende nasıl değişip dönüştüğümüze kendimiz bile şaşarız.
Herakleitos çağlar öncesinden “değişmeyen tek şey değişimin kendisidir” demişti. Evet, insanlar değişirler. Fakat nasıl ve ne yönde değiştiğimizdir asıl mesele. Mücadele örgütümüz UİD-DER ile tanıştıktan sonra her birimizin bir dönüşüm serüveni vardır. Yani örgütlü birer işçi olduktan sonra dünyaya kendi sınıfımızın gözleriyle bakmayı, yorumlamayı ve sınıf temelinde örgütlü olmanın ne denli önemli olduğunu öğreniriz. Aynı zamanda hiç farkında bile olmadığımız yeteneklerimizi deneyimli işçiler açığa çıkartırlar.
UİD-DER web sitesinde yer alan “2 Dakika, 1 İnsan, 1 Hikâye” videolarından yola çıkarak mücadele örgütümüz UİD-DER aktivitelerinin bir işçi kardeşimizi ne denli değiştirip dönüştürdüğünü anlatmak istiyorum sizlere. Bu mücadeleci gencimizi çok daha genç olduğu zamanlarda tanımıştım. Bakışlarından ve konuşulan her şeyi çok dikkatli dinlemesinden iyi ve mücadeleci bir işçi olacağı anlaşılıyordu. Ancak ziyadesiyle çekingen, içine kapanık ve biraz da ne düşündüğünü ifade etmekte tereddüt eden halini anımsıyorum. Fakat egemen sistemin her örgütsüz işçinin beynine ta çocukluğunda soktuğu “erkek yemek yapmaz, bulaşık yıkamaz, ev temizliği yapmaz” saçma düşüncesi de ziyadesiyle vardı o zaman.
İşte aradan geçen yıllarda o eski çekingen, içine kapanık, düşündüğünü ifade etmeyen genç işçinin her anlamda ne kadar değiştiğini gözlerimle görmüş oldum. Yeni yılı sınıf kardeşlerim, mücadele arkadaşlarımla birlikte karşılamak için İstanbul’a geldim. Sömürücü düzenin efendileri koronayı günah keçisi ilan ettiler, işçi ve emekçileri birbirlerinden uzak tutmak için ellerinden geleni yaptılar, yapmaya devam ediyorlar ve edecekler. İşte akrabaların bile birbirinden uzak durduğu, birbirlerine misafirliğe bile gitmedikleri günümüzde, bu bir zamanların genç işçisi beni evine konuk etti. Bu vesileyle evini, evinin düzenini, her şeyin yerli yerinde, tertemiz olduğunu gördüm. Yani öyle misafir gelecek diye halının altına süpürmek misali değil. Tam manasıyla UİD-DER’li, örgütlü bir işçiye yaraşır bir düzenle, yaşam alanını keyifle yaşanacak bir mekân haline getirmiş olduğunu gördüm.
- Bu Kalp Nasıl Atmaya Devam Edecek?
- Egemenlerin Değil, Sınıfımızın Gözüyle Bakalım!
- “Kendini de Beni de Yaktın Celal!”
- Uğruna Mücadele Ettiğimiz Bizimdir
- Grev Çocukları
- “Felsefe Yapma Birader!”
- Şeytanla Dost Olunmaz!
- Reklam Deyip Geçmeyelim!
- “60 Bin Maaşla Çoban Bulunmuyor.” Yersen!
- Bu Kandırmacalara Verilecek Cevabımız Var!
- İşçi Sınıfının Yareni Kim?
- Kapıldığımız Trendler ve Gerçek Sorunlarımız
- Her Yer Bizim Düzenimiz Olsun Diye
- Neden Bu Kadar Stresliyiz?
- “Beni Bırak, Gözünü Bebekten Ayırma Sakın”
- Huzurlu Bir Yaşam İçin Mücadeleye…
- “Bizim Hayallerimizi, Sizin Geleceğinizi Çaldılar”
- Bizim Mahallenin Gençleri
- Kişisel Gelişim Zırvasına Kanma, Sınıf Mücadelesine Sarıl
- Sömürü Düzenini Uçurumdan Atmak İçin Örgütlenelim
Son Eklenenler
- İngiltere hükümeti işçi haklarına yönelik saldırılarını arttırdı. 7 Haziranda başkent Londra’da bir araya gelen işçiler, öğrenciler, sendikalar ve kampanya grupları, hükümetin kemer sıkma ve savaş politikalarını protesto etti. “Savaşa Değil Emekçiye...
- Bir sabah uyandığımızda tekerleğin icadı sonrası hayatımıza giren tüm icatlar ortadan kalkmış, unutulmuş olsa ne olurdu? Şöyle bir düşünelim; tekerlek icat edilmeseydi çark olmazdı, çark olmasaydı değirmen olmazdı. Ne üretim ne ulaşım gelişirdi....
- Kültür Radyo Televizyonu (KRT) çalışanları Mart ayından bu yana ödenmeyen ücret ve sosyal hakları için 4 Haziranda iş bıraktı. 5 Haziranda İstanbul Maslak’taki KRT binasının önünde “İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız” diyerek toplanan kanal çalışanları,...
- İstanbul Tuzla’da bulunan ve Petrol-İş Sendikası İstanbul 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Reckitt Benckiser fabrikasında 27 Mayısta başlayan grev kararlılıkla sürüyor. UİD-DER’li işçiler olarak, bayrama mücadeleyle giren grevci işçileri grevlerinin...
- ABD ve İngiltere gibi emperyalist devletlerin desteğini arkasına alan İsrail’in Filistin halkına yönelik katliamları kadın, bebek, çocuk, genç, yaşlı on binlerce masum insanın yaşamını aldı, almaya devam ediyor. Egemenler, kendi çıkarları uğruna...
- Toplumda gelecekle ilgili düşünceler ve planlar genellikle maddiyat üzerinden oluşuyor. İyi bir eğitim, iyi bir iş, iyi bir kariyer… Bunları yerine getirince ekonomik ve sosyal açıdan rahat yaşamak mümkünmüş gibi düşünülüyor. Ama sömürü düzeni olan...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu Kocaeli Çayırova’da bulunan Portakal Plastik ve Porvil fabrikalarında 7 Mayısta başlayan grev 3 Haziranda anlaşmayla sona erdi. Petrol-İş Sendikası Genel Merkezinde Petrol-İş Genel Merkez...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının öncülüğünde 29 Mayıs’ta greve çıktı. Grev yedinci gününde sürerken, grevi ve işçilerin mücadelesini...
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...