Buradasınız
Patronların Çıkarları İşçilerin Yaşamından Daha Değerli!
Gebze’den bir petrokimya işçisi

İş kazalarının en sık yaşandığı sektörlerin başında inşaat sektörü geliyor. İnşaat sektörü işçilerin sendikasız ve güvencesiz çalıştırıldığı sektörlerin başında geliyor. Yevmiye usulü ve çoğunlukla sigortasız çalıştırılan işçiler taşeron firmaların insafına terk ediliyor. Söz konusu kâr olunca da patronlarda insaf falan kalmıyor. Ne bir güvenlik önlemi alınıyor ne de bu önlemlerin alınıp alınmadığını denetleyenler oluyor. Hele bir de siyasi rant konusu haline gelen inşaat projelerinde işçiler inşaatı bitirmek için gece gündüz en kötü koşullarda çalıştırılıyor. Geçtiğimiz günlerde yapımı devam eden Gebze metrosunun inşaatında çalışan bir işçi kardeşimiz yaşamdan koparıldı. Gaziler Mahallesi Işıkgöl Caddesi’nde devam eden metro inşaatı şantiyesinde vincin halatının kopması ve taşıdığı demirlerin üzerine düşmesi sonucu Hasan Aydın ezilerek can verdi.
İSİG Meclisi verilerine göre Türkiye’de Mayıs ayında 156 işçi ekmek parası kazanmak için gittikleri fabrikalarda, iş cinayetlerine kurban edildiler. Ölümlerin 154’ü sendikasız işyerlerinde gerçekleşti. İş cinayetlerinin sebebi patronların gerekli iş güvenliği önlemelerini almamalarıdır. Ancak unutmamak gerekir ki sadece patronlar değil ülkeyi yöneten siyasi iktidar da bu cinayetlerden patronlar kadar sorumludur. Türkiye’yi taşeron işçi cennetine çeviren, iş güvenliği için gerekli denetimleri yapmayan, iş cinayetlerine yol açan koşullarda işçi çalıştıran patronları cezalandırmayan iktidar da iş cinayetlerinin sorumlusudur.
AKP iktidarı döneminde artan işçi ölümleri ve yükselen tepki üzerine İş Güvenliği ve Sağlığı Kanunu çıkarıldı. Fakat kanunun uygulanması sürekli erteleniyor. Fabrikalarda, işyerlerinde verilen göstermelik iş güvenliği eğitimleriyle “önlem” aldıklarını iddia edenler, iş kazalarının sorumlusu olarak işçileri gösteriyorlar. İşçileri dikkatsiz ve özensiz olmakla suçluyorlar. Ancak bu bir çarpıtmadır. İş güvenliği önlemlerini almak patronun, aldırmak iktidarın sorumluluğudur. Patronlar işçileri çok uzun saatler boyunca en yüksek tempoda çalıştırırken, maliyet olarak gördükleri için iş güvenliği önlemlerini almaktan kaçınıyorlar. İktidar denetim sorumluluğunu yerine getirmiyor. 2012’de çıkarılan 6331 sayılı kanunundaki işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı bulundurma zorunluluğu az tehlikeli ve 50’den az işçi çalıştıran işyerleri için sürekli erteleniyor. Hâlbuki ülkemizde işçilerin büyük çoğunluğu 50’den az işçi çalıştıran işletmelerde çalışıyor. Bu ertelemeler iktidarın işçinin yaşamına değer vermediğinin kanıtıdır. Patronlar ve onların siyasi temsilcileri için kâr, işçilerin yaşamından daha değerli. Bu nedenle işçiler kendi yaşamları için örgütlenmek zorundadır.
Neden Nefes Alamıyoruz?
- Soma’yı Hatırlamak
- Soma'yı Unutma, Örgütlen, Hesap Sor
- Nurtani İçin Adalet, Adalet İçin Mücadele Gerek
- İş Cinayetinde Ölen İşçiler Kusurlu Sayıldı
- Oba Makarna, ZSR, Amasra, Kartalkaya… İş Cinayetleri, Denetimsizlik, Teşvikler
- “Emekliler Yılında” 512 Emekli İş Cinayetlerinde Katledildi
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- Amasra Katliamının 10. Duruşması Görüldü
- İş Cinayetleri Artıyor, Hayatımız İçin Mücadele Etmeliyiz
- İran’da Maden Faciası: Kapitalizm Can Almaya Devam Ediyor
- Kocaeli’de Oba Makarna’daki İş Cinayeti Eylemle Protesto Edildi
- Oba Makarna’da İş Cinayeti
- Soma Katliamı Davası: “Parasına Göre mi İşliyor Bu Adalet?”
- Torunlar Center Katliamının 10. Yılında Kâr Hırsı Can Almaya Devam Ediyor
- İşçi Sınıfı Örgütlü Olursa İş Cinayetleri Son Bulur…
- Desan Tersanesinde İş Cinayeti Protesto Edildi
- İş Cinayetinde Ölen Zafer Açıkgözoğlu Anıldı
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Hendek Katliamının Dördüncü Yılında Ailelerin Adalet Arayışı da Yası da Sürüyor!
- Güney Kore’de Fabrika Yangını: Kâr Hırsı Öldürüyor
Son Eklenenler
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/