Buradasınız
Sağlık Çalışanlarının Birliğini Büyütmeliyiz!
Kadıköy’den bir sağlık emekçisi

İstanbul’da her gün 1000’in üzerinde hastaya hizmet veren bir devlet hastanesinin laboratuar çalışanıyım. Başka bir hastane ile birleşmeden önce bizlere işler paylaştırılmış, işbölümü yapılmıştı. Arkadaşlarımızın bir kısmı bir süre sonra sürekli aynı yerde çalışmaktan mutsuz olmaya başladılar. Bizlere pek de tercih şansı bırakılmadan yapılan bu uygulamaya itiraz ettiler ve rotasyon usulü çalışmayı önerdiler. Buna karşın sorumlular tarafından bu teklif sert bir üslupla reddedildiği gibi bizlere “haddimizi bildiren” bir de konuşma yapıldı. Bazı arkadaşlarımız sorumlu kişiler tarafından rotasyonun dışında tutuldular ya da diğer çalışanların yaptığı bazı işlere verilmediler. Zaman geçtikçe yapılan adaletsizlik ve haksızlık başka örneklerle de su yüzüne çıktı.
İki hastanenin birleşmesi ile birlikte birden bire artmış görünen personel sayısı yüzünden ortalık gerilmeye başlamıştı. Bu durum şeflerle personeli, aynı zamanda personelle personeli karşı karşıya getirdi. Birleşme süreci yaşanmadan önce de, haksızlığa uğradığını düşünen çalışanlar haklarını aradıklarında tembellikle suçlanıyor, hakaretlere maruz kalıyordu. Bu da yetmezmiş gibi eski başhekimin “şefinizin söylediklerine uymazsanız gönderilirsiniz, gittiğiniz yerde de rahat edemezsiniz” tehditleriyle karşı karşıya kalıyorlardı.
Zaten iş güvencesi olmadan çalışan, aynı işi yaptıkları halde farklı ücretler alan ve farklı muamelelere maruz kalan arkadaşlarımız mutsuzdular. Hastanemizin başka bir hastane ile birleştirilmesi sorunlarımızın üzerine tuz biber oldu. Şimdi “personel sayısı fazla, başka hastanelere ya da başka bölümlere dağıtım olabilir” söylentileri yavaş yavaş doğrulanmaya başladı. Eski sorumlu ile arası iyi olmayan bir işçi arkadaşımız başka bir bölüme gönderildi bile. İstemedikleri personeli istedikleri yere gönderiyorlar. Gözdağı önceden verilmişti: Çatalca’ya kadar yolu var, ona göre ayağınızı denk alın, çalışan kalır, çalışmayan gider!
Hemen her işyerinde olduğu gibi burada da birileri için “iyi çalışan” olmak istiyorsan hakkını aramayacaksın, her zaman üstlerinle aynı fikirde olacaksın, çalışmadığın zamanlarda bile çalışır gibi görüneceksin, üstleri tarafından tutulan adam olmayı başaracaksın! Ama bizler meseleye böyle bakmamak gerektiğini ve aksine mücadeleden başka yol olmadığını biliyoruz. Çalışanların birliğini ve dayanışmasını güçlendirmek kolay değil, ama başarmamız gereken de bu.
- Sırrı Abimizi Mücadelemizde Yaşatacağız
- Erol Eğrekler ve İşçi Sınıfı
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
Son Eklenenler
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...