Buradasınız
Senin Fikrin, Gerçekte Kimin Fikri?

Sınıfımızın büyük düşünürlerinden biri, vakti zamanında “egemen sınıfın düşünceleri, her çağda, toplumun egemen düşüncelerini oluşturur” demişti. Toplum ezen ile ezilen, sömüren ile sömürülen olarak sınıflara bölündüğünden beri egemenler, kendi fikirlerini topluma bir şekilde kabul ettirmeyi başardılar. Baskı yaptılar ama çoğu zaman sinsi araçlar kullandılar. Bugün ana medyadan sosyal medyaya kadar düzene hizmet eden çeşit çeşit araca sahipler. O denli ki egemenlerin çıkarları için üretilen fikirler; insanlar tarafından “bana göre” yahut “benim fikrim şu” diye başlayan cümlelerle hararetle savunulabiliyor! Ellerindeki araçlarla gerçeklere takla attıran egemenler, en kuyruklu yalanı dahi topluma saf gerçekmiş gibi sunabiliyor.
Şimdi biraz tarihe uzanalım ve bilenlerin hafızasını tazeleyecek, bilmeyenleri ise hayrete düşürecek birkaç örnekten bahsedelim. Bundan yaklaşık 400 yıl önce, döneme, dini ve siyasi bir otorite olan Kilise’nin karanlık gölgesi çökmüştü. Dönemin sömürücü efendileri olan soylular, aristokratlar ve ruhban sınıfı yani din adamları; kendi çıkarlarına göre üretilen fikirleri İncil’e dayandırıyor, emekçi kitlelere öyle sunuyorlardı. Dönemin yönetici elitlerine göre dünya, evrenin merkezindeydi ve kati suretle dönmüyordu! Bugünün insanlarına oldukça saçma, belki de komik gelen bu fikir; 1400 yıl boyunca pekâlâ resmi görüş olarak varlığını korumuştu. Kilisenin otoritesini sorgulamak suçtu, dahası gerçekleri ortaya çıkaracak bilgi ve donanımdan yoksun emekçiler kandırılmıştı.
Polonyalı bilim insanı Kopernik ilk kez dünyanın günde bir kez kendi ekseni etrafında, yılda bir kez de güneşin etrafında döndüğünü söyledi. Kilise’nin bütün öğretilerini altüst eden bu yaklaşımı, ünlü astronom ve matematikçi Galilei de destekledi. Kutsal Engizisyon mahkemelerinin idam tehditleri dahi dünyanın dönmediğini kabul ettirememişti Galilei’ye… Çünkü diyordu O, “dünyanın dönmediğini kabul etmemi istiyorsunuz ama her şeye rağmen dünya dönüyor!” Kıyamet kopmuş, hâkim düşünceye karşı çıkan Galilei cezalandırılmıştı. Tarihte gerçekleri inatla söyleyerek hâkim düşünceye karşı çıktığı için bedel ödeyen tek insan Galilei değil kuşkusuz. Mesela Ignaz Semmelweis’in hikâyesi de bir o kadar şaşırtıcı ve öğreticidir, üstelik konu el yıkamadır!
1850’lerde hastalıkların nedeni pis kokulu havalara bağlanıyordu. Hatta yaralardaki iltihaplar iyileşme belirtisi olarak kabul görüyordu. Viyana’da bir kadın doğum doktoru olarak çalışan Semmelweis otoriteye boyun eğmedi ve çeşitli deneyler, gözlemler yaptı. Çalışmalarında enfeksiyonların bulaşma nedeniyle ortaya çıkabileceği ihtimali üzerinde durdu. Önlem olarak meslektaşlarına, doğuma girmeden önce ellerini klorlu suyla yıkamalarını tavsiye etti.
Bugün kime sorsak “e herhalde öyle olmalı” şeklinde cevap alacağımız bu öneriye bilim otoriteleri; “Bu adam deli olmalı! Üstümüzde küçük canlıların yaşadığını iddia edecek denli saçmalıyor” diye karşılık verdi. Evet! Mikropların varlığı dönemin yönetici sınıfıyla iç içe geçmiş bilim otoriteleri tarafından henüz kabul edilmemişti. Semmelweis’e yönelik muazzam bir yıpratma kampanyası düzenleyen bilim otoriteleri, onunla dalga geçtiler. Yerleşik hâkim düşünce, Semmelweis’in önerisini dışlayıp daha fazla insanın ölümüne neden olurken, o sadece el yıkayarak yüzlerce loğusa kadının hayatını kurtardı. Sadece bir bilim insanı olarak değil, insanlığa 1848 ayaklanmalarında sosyalizm saflarında mücadele ederek de hizmet eden Semmelweis’e ne mi oldu? Tüm bu çabaları nedeniyle işten atıldı, dışlandı.
Tarihin dramatik bir ironisidir ki bugün aynı bilim otoriteleri, topluma “sık sık ellerinizi yıkayın” diyor. Egemen sınıf işine ne geliyorsa onu yapar, onu söyler, ona inandırır! Geçmişte insanları dünyanın dönmediğine yahut mikropların olmadığına inandıranlar, bugün insanlığın son derece ölümcül bir salgınla karşı karşıya olduğunu söylüyor. Çünkü bugün işlerine bu geliyor! Dayanışma, kenetlenme gibi değerler dinamitlenirken, insanlar yalnızlaştırılıyor ve eve kapatılıyor. Can derdine düşürülen emekçi kitlelerin üzerine ekonomik krizin acı sonuçları yıkılıyor. İnsanlık dışı sömürü düzenlerini aklamak için her türlü yol ve yöntemi kullanıyorlar. Kendi çıkarlarının ifadesi olan fikirleri emekçilere şırınga ediyorlar. Onlar kendi sınıf geleneklerine yakışanı yapıyor, biz de kendimize yakışanı yapalım! Egemenlerin yalanlarına kanmayalım, kendi sınıfımızın fikirlerini kuşanalım. Gerçekleri dile getirmekten ve mücadele etmekten asla vazgeçmeyelim!
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- İşçi Dayanışması 204. Sayı Çıktı!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- İşçi Dayanışması 203. Sayı Çıktı!
- Uyanmak İçin Sabırsızlanacağımız Günler İçin
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Sendikalaşmak Türkiye’de Neden Zor?
- “Aile Yılı” İlan Edenler Neyin Peşinde?
- Katliamların Sorumlusu Kim?
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
- Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Umudumuzu ve Direncimizi Güçlendirelim, Mücadelemizi Büyütelim!
- Zeytinyağı, Margarin, Süt Tozu
- Toplumsal Sorunların Bireysel Çözümü Mümkün mü?
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
Son Eklenenler
- İzmir’de Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Oryantal Tütün Paketleme (OTP), TTL Tütün ve Sunel Tütün fabrikalarında süren grevler anlaşmayla sonuçlandı. Genel-İş Sendikasında örgütlü İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL işçileri düşük ücret...
- Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler üzerine sohbet ederken genç bir işçi kardeşimiz, “valla artık haberlere bakmıyorum, zaten benim kendi derdim başımdan aşkın” dedi. Aslında hepimizin derdi başından aşkın. Ama belki de bu nedenle çevremizdeki...
- Sömürüye başkaldırının sembolü, tüm dünya işçilerinin ortak duygularla ve taleplerle alanlara çıktığı, evrensel bir mücadele günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Yüreği 1 Mayıs coşkusuyla, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle çarpan tüm işçilere selam...
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...
- Arjantin’de faşist devlet başkanı Javier Milei’nin 2023 yılı sonunda iktidara gelmesinden bu yana işçiler üçüncü kez genel greve çıktı. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT) çağrısıyla 10 Nisan Perşembe günü ülke çapında 24 saatlik grev gerçekleşti....
- Panayırdaki gösteri için adam avazı çıktığı kadar bağırarak müşteri çekmek istiyormuş ama gösteri o kadar kötüymüş ki kimse adama kanıp gösteriye gitmiyormuş. Panayır açılalı epey olmuştur ve çığırtkana kanarak girenlerin söyledikleri de kulaktan...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Peki, hangi koşullarda karşılıyoruz 1 Mayıs’ı? İşçiler, emekçiler olarak hepimiz ağırlaşan sorunlarımızın çözülmesini, üzerimizdeki baskının hafiflemesini istiyoruz....
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...