Buradasınız
Seyirlik Değil, Doyumluk Bir Dünya!
Şirinevler’den bir üniversite öğrencisi

Merhaba dostlar. İşçi Dayanışması’nın son sayısını hepimiz okuduk. Her sayfası, her satırı adeta yeşilinden sarısına, kırmızısından turuncusuna rengârenk yemişlerle doluydu. Kimi zaman düşmana karşı öfkelendiren, kimi zaman heyecanlandıran ama her zaman umutla dolduran yemişler… Kuşkusuz herkes heybesini bu yemişlerle alabildiğince doldurmuştur. Ben de heybemi doldurdum elbette. Heybemde önemli bir yere kurulan bir bölüm oldu. Bunu sizlerle paylaşmak istiyorum.
Beni en çok etkileyen yazı; Fabrikalardan köşemizdeki “Abiler Ablalar Seyirlik Bunlar! Müzedeyiz Canım!” yazısı oldu. Kocaeli/Çayırova’dan emekçi bir ablanın yazdığı bu mektupta, abla çocuğunu marketten nasıl çıkardığını anlatmış. Fazladan bir şey istemesin diye oğlunu nasıl kandırmak zorunda kaldığını… Ben kısa süreliğine bir markette çalıştığım için ablanın telaşını çok iyi anlıyorum. Kısa süreliğine çalışmış olmama rağmen buna benzer çok fazla olaya şahit oldum.
Çocuklardan bir şeyleri saklamak ya da bir an önce alacaklarını alıp çocukları dışarı çıkartmak genelde markete gelen emekçi kadınların sık sık karşılaştığım davranışları oluyordu. Ya çocuğa göstermemeye çalışıyorlardı çikolata, gofret, şeker vb. ürünleri ya da “zararlı bunlar” deyip geçiştiriyorlardı. Bazen çocuğa da alıyorlardı bir şeyler ama kasada paraları çıkışmıyor ve öylece kalakalıyorlardı. İnsanın içi gidiyor. Elimizden geldiğince para almadan geri veriyorduk çocuklara ama her zaman yapamıyorduk tabi...
O kadar artmıştı ki bu durum kasanın yanı parası çıkışmadığı için aldıklarını bırakmak zorunda kalan insanların ürünleriyle doluydu. Saat başı boşaltmak durumunda kalıyorduk. Bazen de çocuklar tek başlarına gelirdi. Annesinden ya da babasından az da olsa harçlık almış, soluğu markette almış çocuk… Beş lira harçlığı var ama kucağını doldurmuş! O beş lira ile her şeyi alabilirmiş gibi doldurmuş da doldurmuş. Çocuk işte, canının çektiği ne varsa almak istiyor. Bundan daha doğal ne olabilir ki? Ama alamıyor işte. Elinden bir parça eksilince suratı asılıyor. Bir parça daha eksilince biraz daha asılıyor. Biraz daha, biraz daha… Elinde kalan iki üç parçayla, belki de o anki en büyük düşmanına, kasiyere bakıyor. Elindekileri de kaybetme korkusuyla dönüp arkasını hızlıca çıkıp gidiyor.
Bir de anneler var. Akşama yemek yapmak zorunda olan anneler… Belli ki akşamdan düşünmüş ne yapacağını ona göre gelip alışveriş yapıyor. Onların da çocuklardan farkı yoktu inanın. Aldıkları ürünlerin fiyatları o kadar hızlı ve fazla zamlanıyor ki bir hafta önce aldıklarını şimdi aynı parayla alamıyorlar. Çocuklar gibi bırakıyorlar mecburen. Salçayı geri bırakanlar, bulguru, yağı geri bırakanlar. Neler neler… En acısı da çocuk mamasını bırakan anneler… İnsan kendi aç kalır sesi çıkmaz da ya bebeği aç kalırsa! Öyle bir duruma gelmiş ki çocuk mamaları altın değerinde. Kilit altında satılıyor artık o kadar pahalı yani. Yakında şifreli kasalara girerse de şaşırmayalım.
Bu köhne düzen öyle bir hal almış ki nerden tutarsak elimizde kalacak. Çocukların, annelerin, babaların, dünya işçi sınıfının çektiği çileler arşı aşmıştır artık. Çileleri taşa anlatsak dile gelir. Bu zulmü, acıyı, başı eğikliği hak etmiyor insanlık. Çocukların suratlarının asılmadığı, annelerin, babaların mahcup olmadığı bir dünya mümkün! Yeter ki işçi sınıfı saflarında mücadeleyi büyütelim.
Mutluluğun Resmini Yapabilirim Usta
Twitter Hindistan’da Kimin Hizmetinde?
- “Kafasını Telefona Gömen Gençlerden Değiliz!”
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Özgür Olmak Demek…
- Asıl Sorumlular Kim? Emekliler mi? Egemenler mi?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Milletvekili Maaşları Seni de Kızdırıyor mu?
- Biz Yeni Bir Dünya Kuracağız!
- “İşçiye Verilen Değer” Bu mu Olmalı?
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- İyi ki UİD-DER’liyim…
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- Bizi “Biz” Yapan Şarkılarımız…
- Nasırlı Ellerin Yumruğu Bugün!
- Kariyer Gelişim Masallarıyla Geleceği Çalınan Gençler
- Bir Şarkının İzinden: Bir Yere Gitmiyoruz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
Son Eklenenler
- Yaşanan depremlerin, yangınların, sellerin bir felakete veya katliama dönüşmesinin sebebi patronların kâr düzeni ve kâr hırslarıdır. Dolayısıyla bu yaşananlar sınıfsaldır. Tek tek kişilerin sorunu değil, bir bütün olarak işçi sınıfının sorunudur,...
- Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN) Genel Başkanı Mehmet Türkmen 16 Şubatta ikinci kez gözaltına alındıktan sonra 17 Şubatta savcılık tarafından ifadesi alınmadan, tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi ve tutuklandı. Türkmen’...
- İngiltere işçi sınıfı, Filistin halkı için yürüttüğü ulusal eylem günleri kapsamında 15 Şubatta başkent Londra’da bir kez daha meydanlara çıktı. Hükümet binalarının bulunduğu Whitehall’da toplanan çeşitli sendikalardan, siyasi partilerden ve sivil...
- 2025 yılı için asgari ücretin son derece düşük belirlenmesi işçileri şaşırttı ve haklı olarak öfkelendirdi. Pek çok işçi, “daha yüksek belirlenmesini bekliyorduk” dedi. Aynı öfke emekli maaşları için de söz konusu. Öte yandan metal işçileri de...
- Temel Conta işçilerinin grevi 10 Aralıktan bu yana sürüyor. İşçiler, yaklaşık bir yıl önce sendikalı olma kararı almış, Petrol-İş Sendikası Aliağa Şubesi’nde örgütlenmeye başlamışlardı. Petrol-İş Sendikası, Çalışma Bakanlığı’ndan yetki belgesini...
- Sırbistan’ın ikinci büyük şehri olan Novi Sad’in tren istasyonu 2022 yılında cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri kampanyası sırasında yapılmıştı. Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic de istasyonun açılış törenine katılarak, 60 yıl sonra bu istasyonu...
- Urfa’nın Viranşehir ilçesinde Kadıköy Güneş Enerji Santrali’nde (GES) Kalyon ve Eksim Real Enerji şirketlerinde çalışan işçilerin 11 Şubatta başlattığı iş bırakma eylemi tüm baskılara rağmen devam ediyor. Bezmialem Vakıf Üniversitesi şantiyesinde...
- 6 Şubat Maraş merkezli depremlerin üzerinden iki yıl geçti. Söylemesi dile kolay olan bu cümle alt metinde bizlere birçok şey anlatıyor. Dönüp geriye baktığımızda yaşanan onca acı ve keder bizlerin zihinlerinde tekrar tekrar canlanıyor. UİD-DER’li...
- Donald Trump bir kez daha ABD başkanı seçildi. Seçilir seçilmez de ilk bakışta deli saçması gibi görünen açıklamalar yapmaya başladı. Mesela Amerika’nın Grönland’ı alması gerektiğini söyledi. Bu, Trump’ın kafasından çıkmış çılgın bir fikir gibi...
- Antep Başpınar Organize Sanayi Bölgesinde sefalet zammına karşı direnişe geçen tekstil işçilerinin mücadelesi yasaklarla, baskı ve saldırılarla engellenmeye çalışılıyor. 14 Şubat günü, tüm saldırılara rağmen direnişlerini sürdüren Başpınar...
- Ağız ve Diş Sağlığı Merkezleri (ADSM), Ağız ve Diş Sağlığı Hastaneleri (ADSH) ve devlet hastanelerinde çalışan diş hekimleri ve sağlık çalışanları “Yüksek MHRS sayıları, kısıtlı süreler, eksik istihdam, sağlıksız ve güvenli olmayan birimler, düşük...
- Türkiye’de yasalarda her işçinin özgürce sendikaya üye olabileceği yazıyor. Ama resmi istatistiklere göre çalışanların yüzde 85’inden fazlası sendikasız. Sendikalı çalışmak yasal olmasına ve ücret, ikramiye, sosyal haklar bakımından avantajlar...
- Çok açık ki iktidarın “Aile Yılı” ilan etmesi aileler refaha kavuşsun diye değil, sermayenin ve iktidarın çıkarları içindir. İşçi aileleri için daha büyük yoksulluk, daha kötü çalışma koşulları, acı ve gözyaşı, hatta ölüm getireceği sır değildir.