Buradasınız
Şişme Yatak-Yorgan-Yastık
Gebze’den bir kadın işçi

Sanayide günlerce dolaşıp fabrika fabrika iş aradıktan sonra, umutsuzca eve dönmenin ne demek olduğunu biliyorsunuzdur. Arayışlarımdan iki ay sonra telefonum çaldı ve iş görüşmesine “davet edildim”. Nasıl mutlu oldum bilemezsiniz. Ertesi gün söylenen saatte fabrikadaydım. Önce biraz güvenlikte bekletildim, sonra da sekreter “sizi biraz bekleteceğim, buyurun şöyle oturun” dedi. Neyse birazcıktan bir şey olmaz dedim beklemeye başladım. Müdür ancak iki saat sonunda teşrif ettiler.
Görüşme için toplantı salonuna geçtik. Tek tek sormaya başladı. Nerelerde çalıştım, ne iş yaptım, ne zaman başladım, ne zaman ayrıldım, neden ayrıldım, kaç paraya çalıştım, annem babam ne iş yapıyor, kardeşler nerde, ev bizim mi, sosyal aktivite var mı, bir derneğe üye miyim, hastalığım var mı, evlenmeyi düşünüyor muyum gibi nice sorular sordu. Sorgumu başarıyla bitirdikten sonra sıra ikinci kısma geldi, onu da geçtim. Tekrar toplantı salonuna geldiğimizde soru sorma sırası bana geldi. Doğal olarak ilk sorum maaş oldu. Cevap “maaş asgari ücret ama mesailerle 2400’lerde yüzersin”. Zor da olsa maaşı az daha yukarı çıkardım ama sıktım dişlerimi içimden geçenleri söylememek için.
Nitekim evrakları hazırladım ve işbaşı yaptım. Çalıştığım bölümde iş arkadaşlarımın hepsi erkek. Bana hoş geldin, hayırlı olsun dedikten sonra hemen sonra ilk kurdukları cümle “biz kadın sevmiyoruz” oldu. Sebebi de kadınlar; onlar kadar çalışmıyorlarmış, daha sık izin alıyorlarmış, böyle olunca onların işini de erkekler yapıyormuş. Bu konuyu daha sonra konuşuruz dedim ve bir arkadaşla üretimi dolaşmaya başladım. İlk dikkatimi çeken şey herkes yan yana çalışmasına rağmen kimse kimseyle konuşmuyor. İş kazasına sebep oluyor bahanesiyle çalışma saati içinde konuşmayı yasaklamışlar. Bir kadın işçiye yaklaşarak bir şey sormak istedim “konuşturma beni, zaten iş yetişmiyor sayıyı çıkaramadım tutanak yazacaklar git başımdan” dedi. En iyisi ben bir lavaboya gideyim yüzüme bir su vurayım dedim. Arkadaş “giriş kartını al, turnikeli geçiş, gün içinde 15 dakikadan fazla kalırsan tutanak yersin” dedi. Lavabonun kapısına gelmiştim. Tuhaf bir durum vardı, turnikeden üç kişi aynı anda giriyor, iki kişi çıkıyor. Ağlanacak halimize gülüyoruz derler ya aynen öyle yaptım, acı acı güldüm. Kadın arkadaşlar taktik geliştirmiş. Bir kart basıp üç kişi birden giriyorlar içeri, 14. dakikada beraberce çıkıyorlar. Bu durumu dönüşümlü yapınca da tutanak cezasına çarptırılmıyorlar. Neyse ben de lavabodan içeri girdim. İşçi arkadaşların başta komik görünen üç işçi tek kartla tuvalete girme hareketlerinin nedenini anlamış oldum. Lavabonun orada kadınların çoğu yere çömelip sırtını duvara vermiş, yüzlerinden yorgunluk, bezginlik akıyordu. Uzun bir zamandır 12 saatlik vardiyalarla çalışmanın verdiği yorgunluktu bu. Ama sürprizler bitmemişti.
Ertesi gün arkadaşlarla ortak kullanacağımız dolaba ben de eşyalarımı yerleştireyim dedim. Dolabı açtım, ne göreyim. Dolabın altında yastık var, yastığı kaldırdım altında şişme yatak, yorgan vs. Bu güne kadar çalıştığım hiçbir fabrikada böyle şeyler görmediğimden çok şaşırdım. Arkadaşlara sordum bu nedir diye. Dediler ki “gece 4’e kadar mesai yapınca eve gidecek hal de vakit de kalmıyor, biz de burada uyuyoruz, zamanla bizi daha iyi anlarsın.” Görüşmeye gittiğimde müdürün “2400’lerde yüzersin” dediği bu olsa gerek.
Ne diyelim mesele açık ve net. Böyle bir sistemde dilsiz köleler gibi yaşayarak gelecek kuşaklara da böyle kölelik koşullarını mı bırakacağız? Ya da bu çürümüş, kokuşmuş, dizginsiz sömürü sistemini yıkıp yeni bir dünya kurmak için bir şeyler mi yapacağız?
DİSK: Krizin Yükünü Taşımayacağız!
Avrupa’da İşçi Eylemleri
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 14 Temmuzda Ankara’da bulunan Genel Merkez binasında düzenlediği basın toplantısında 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi taleplerini ve mücadele programını açıkladı. Basın...
- DİSK Emekli-Sen, 13 Temmuzda Çankaya Zübeyde Hanım Sosyal Tesisleri’nde “Emekli Buluşması” düzenledi. DİSK-AR tarafından hazırlanılan 2025 Emekli Raporu’nun kamuoyuyla paylaşıldığı etkinliğe DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Emekli-Sen Genel...
- Haydarpaşa Dayanışması, son banliyö seferlerinin durdurulduğu 2013’ten bu yana Haydarpaşa Garında her Pazar günü “Ne Otel Ne Müze, Haydarpaşa Gardır Gar Kalacak!” pankartıyla basın açıklamaları gerçekleştiriyor. 13 Temmuz Pazar günü gerçekleştirilen...
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...
- 9 Temmuzda Hindistan genelinde milyonlarca işçi, emekçi, çiftçi ve genç, Modi hükümetinin işçi düşmanı politikalarına karşı ülke çapında greve çıktı. Kentlerden köylere, fabrikalardan tarlalara kadar yaşamı durduran dev grev, Hindistan’daki tüm...
- Annem, ablamla birlikte dördüncü katta oturur. Sokağa inmez ama mahallede, köyde, Almanya’daki akrabalarda ne olup bittiğini mutlaka bilir. Evden her çıktığımda balkonundadır. Selamlaşır, iki laf ederiz. Başımda bazen UİD-DER yazılı kırmızı şapkam,...
- Karanlık ve aydınlık… Ölüm ve yaşam… Emek ve sermaye… Sonsuz evrenimizde her şey karşıtıyla birlikte var. Sömürü ve zulüm varsa isyan da var. Sınır, din dil, ırk farkı tanımadan dünya meydanlarında tek ses tek yürek olan işçiler, işçi sınıfımız var...
- Emperyalist savaşın alevlerini büyüten, milyonlarca masum insanı, doğayı katleden, kentleri yok eden egemenler ne yaparlarsa yapsınlar emekçilerin birbirleriyle dayanışmasının önüne geçemiyorlar. İşçi ve emekçiler fabrikalardan limanlara,...