Buradasınız
Taş Ocakları ve Silikozis
Mersin Üniversitesinden bir öğrenci
Geçtiğimiz günlerde televizyonda haber izliyordum. Kırklareli’nin Kapaklı köyünde 12 taş ocağı olduğunu ve on üçüncü taş ocağının açılmasının düşünüldüğü söyleniyordu. Taş ocağını açacak şirket yetkilileri köy kahvesine gelip duyuru yapmak istemişler. Fakat köyde yaşayan kadınlar toplantının yapılmasını engellemişler ve taş ocaklarını istemediklerini söylemişler. Kadınlar köyde zaten on iki adet ocak bulunduğunu, hâlâ ocak açılmaya çalışıldığını ve bu ocakların hayatlarına zarardan başka bir şey getirmediğini ifade ettiler.
Taş ocaklarının köydeki ağaçları ve bitkileri kurutacak kadar yüksek düzeyde toz yaydığını ve bu tozlar nedeniyle köyde yaşayanların tüberküloz olduğunu belirten kadınlar, “artık yeter” dediler. Kadınlar, yirmi yaşlarındaki çocuklarının iki aydır hastanede olduğunu belirterek, “hayatlarımızın değeri yok” diye isyan ettiler. Bu haberi dinledikten sonra taş ocakları ve madencilik sektöründe çalışan ya da yakın muhitte yaşayanların sorunlarını öğrenmek istedim. Doğada en fazla bulunan silika maddesinin yoksul kesimlerin hayatlarını nasıl kötü etkilediğini anladım. Tabi ki bu kötü etki silika maddesinden değil patronların kâr hırsından kaynaklanıyor. Takdir edilecektir ki yerinde duran bu madde kendiliğinden açığa çıkmıyor. Yaşanan hastalıkların en başında, en çok bilinen ve acı sonuçları olan silikozis yer almakta.
Silika (SİO2); dünyada en çok bulunan mineraldir. Doğada kayaçların %60 kadarını silika minerali oluşturur. Serbest silika minerali herhangi bir element ya da bileşik ile bir arada olmayan silikadır. Bileşik halindeki silika minerali ise genelde oksitler ile bağlanmış silika mineral formu (silikon dioksit) olup kayaç ve toprakta doğal olarak bulunur. Akciğerlerimiz, ortamdan birebir etkilenen ve direkt hava ile teması en yüksek seviyede olan organımızdır. Silikozis hastalığı ise silika mineralinin açığa çıkması ve solunum yolu ile akciğerde tutulması soncu ortaya çıkıyor. Uzmanlar şöyle diyor: “Hastalık aynı zamanda akciğerdeki koruyucu mekanizmaları zayıflattığı için tüberküloz (verem) ve akciğer kanserinin gelişme riskini arttırıyor. Solunan toza karşı vücut savunmasının verdiği cevaba bağlı olarak akciğerlerde fibrozis denilen bir çeşit hastalık meydana geliyor. Hastalığın ilerlediği durumlarda solunum giderek bozuluyor ve ne yazık ki hastalık ölümle sonlanabiliyor. İlerlemiş hastalığın şu anda bilinen bir tedavisi yok. Çok zor olsa da akciğer nakli yapılabiliyor, fakat bazen bu durumda bile hastalık nüksedebiliyor. Ayrıca, henüz ülkemizde gerçekleşen başarılı bir akciğer nakli söz konusu değil.”
Türkiye kot taşlama sonucu silikozis hastalığının görüldüğü ilk ülkedir. 2005 yılında ortaya çıkan hastalık birçok genç işçinin canını almıştır. Kimi kalp yetmezliğinden, kimi veremden, kimi ise kanserden hayatını kaybeden genç işçi kardeşlerimizin ölümü boşuna olmamalıdır. Ne hükümetlerin, ne de burjuvaların bu soruna çözüm bulmak gibi bir dertleri yoktur. Bu konu ancak hayatlarını işyerlerinde kaybeden biz işçilerin çözüm aradığı bir konudur. Çözüm yine biz işçilerin ellerindedir. Bizler birlik olup haklarımız için mücadele ettikçe, bütün sorunlarımızı çözüme kavuşturabilir ve hayatlarımızı toz duman altından kurtarmayı başarabiliriz. Biz işçiler hayatlarımızı patronlara satalım diye gelmedik bu dünyaya. Bu dünyayı var eden bizleriz ve hayatlarımız için mücadeleye katılmalıyız, çünkü kapitalistlerin biz işçilere sunduğu tek özgürlük ölümden başka bir şey değil.
İşçi Dayanışması Panzehirdir
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
- Aşırı Sıcaklar İşçi Sağlığı ve Güvenliğini Tehdit Ediyor
- Teknoloji Çağındayız Ama İşçiler Çalışırken Ölüyor!
- Örgütsüzlüğümüzün Bedeli: Artan İş Cinayetleri
Son Eklenenler
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...
- Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Kaynak Tekniği (Lincoln Electric) fabrikasında işçiler, 2024 Eylül ayından bu yana süren toplu sözleşme sürecinde, ücret ve sosyal haklarda anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktı. Sabah...
- Bazen gün ağarmadan, bir bardak çay bile içmeden, bir tabak yemek yemeden yeri geldiğinde hoş bir sohbeti yarıda bırakarak gözümüz sürekli saatte, servis bekleriz. Hastanede, okulda, düğünde, misafirlikte bile bir telaşımız oluyor, işyerinin...
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...
- Egemen sınıfın siyasetçileri sıklıkla gençliğin öneminden bahsediyor ve gençliği kazanmanın gerekliliğinden dem vuruyorlar. Mesela geçen ay Erzurum’da “Gençlerle Buluşma” programına katılan Erdoğan şöyle seslendi gençlere: “Bizim keyfi yere feda...
- İngiltere’nin başkenti Londra’nın meydanlarında aylardır emekçilerin barış talebi yankılanıyor. 18 Ocak Cumartesi günü, Filistin halkıyla dayanışma kapsamında Londra’da düzenlenen 24. ulusal gösteriye on binlerce kişi katıldı. Sırbistan'da...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Yolbulan Metal fabrikasında 219 gündür grevde olan işçiler, 24 Ocakta Payas Belediyesi önünde eylem yaptılar. 20 Haziranda greve çıkan işçiler, grevlerinin 217. gününde de fabrikanın önünden yürüyüş yaparak yolu...
- İş güvenliği önlemlerinin yetersizliği ve denetimsizlik sebebiyle iş kazaları yaşanmaya, işçiler iş cinayetlerinde ölmeye devam ediyor. Yakın tarihte yaşanan çeşitli iş kazaları ve bunlarla ilgili yayınlanan bilirkişi raporları patronların kâr hırsı...
- İşçi Dayanışması’nın ilk sayısı 2008 Nisan ayında yayın hayatına başlamıştı. Elbette çıkarken kardelenler gibi toprağında kök saldıktan sonra filiz vermişti. İşte o günden beridir 1 Mayıs meydanlarında kırmızı şapka ve önlüklerle gelincik tarlası...
- 24 Ocak 1980’de, sermaye sınıfının ortak talepleri doğrultusunda bir dizi ekonomik karar alınmıştı. Adına “yapısal dönüşüm programı” denilen bu kararların alınmasında IMF, Dünya Bankası gibi emperyalist güçler, bu süre zarfında kurulan hükümetler,...
- Sonradan görme bir burjuva olan Turkuaz Tekstilin sahibi Nihat Zeybekçi, asgari ücreti vatan-millet-Sakarya’ya bağlamak için cambazlık yapıyor. Asgari ücret 660 dolara karşılık geliyormuş. 2003’te asgari ücret 100 dolar ediyormuş. Bunlar yanıltıcı...
- Teksif Sendikasında örgütlenen İzmir/Gaziemir’de Digel Tekstil, İstanbul/Tuzla’da TKİS Blinds ve Kayseri’de Almer Tekstil işçileri, patronların sendika düşmanlığına ve işten atma saldırısına karşı mücadele ediyor. İBB’ye bağlı Beltur işçileri, 20...
- Bolu’da Kartalkaya Kayak Merkezinde bulunan Grand Kartal Otel’de 21 Ocakta gece saatlerinde meydana gelen yangında 79 kişi hayatını kaybederken onlarca kişi yaralandı. Yapılan açıklamalara göre yangın sırasında otelde kayıtlı 238 kişi bulunmaktaydı...