Buradasınız
Tazminatımı Altına mı Yatırsam, Dövize mi?
Pendik’ten bir işçi

Duydunuz mu, kıdem tazminatı her ay artacakmış! Deste deste yüzlük, iki yüzlük, tomar tomar para resimleri eşliğinde verilen haberde, kıdem tazminatının nasıl artacağı ve herkesin tazminat alacağı anlatılıyor. Bu kadar mı? Hayır, daha bitmedi. Bir müjde daha işçilere: “Her çalışan portföy yöneticisi gibi düşünecek. Çalışanlara yatırım seçenekleri sunulacak. Kıdem birikimini çalışanlar tahvil, döviz, hisse senedi, altın başta olmak üzere istediği yatırım araçlarında değerlendirebilecek.” İşte tam olarak Sabah gazetesinin haberinde bu satırlar yer alıyor.
Şimdi ben kıdem tazminatımı döviz olarak mı, yoksa altın olarak mı değerlendirsem? Acaba hangisi kârlı olur? Ya, bir dakika kafam karıştı. Bir de başka haberlere bakalım, işçi basını ne diyor? Bu işin altında bir oyun olmasın? İşçi Dayanışması’na bakıyorum. Başyazısında “Kıdem Tazminatımızı Patronlara Yedirmeyelim, Sahip Çıkalım, Savunalım” diyor. Nasıl yani? Kıdem tazminatının nasıl bir kazanım olduğunu ve neden hükümetin buna göz diktiğini açık açık anlatıyor. Okumuşsunuzdur. Tam da şu satırlarla gerçeklik anlatılıyor. “Hükümet işçilerin parasını borçlanmak için garanti olarak gösterebilecek, borçlarını bu fondan ödeyebilecek, işsizliği azaltma adı altında patronlara peşkeş çekecek.” Buyurun işte, dananın kuyruğunun koptuğu yer. Eee hani biz paramızı altına, dövize yatırıp değerlendirecektik! Hani portföy yöneticisi midir nedir ondan olacaktık! Pardon da biz işçilerin kıdem tazminatı kaç milyon dolar olacak ki, sermaye medyası yok altına yatırın, yok dövize yatırın diyor. Yahu siz zaten ücretlerimizi üç kuruşla sınırlamıyor musunuz, bu kadar düşük ücretin tazminatı ne kadar olur? Zaten tazminatımızı 30 günün de altına düşürme planları yapmıyor musunuz? Üçkâğıdın böylesi! Kurulacak fon işçiye değil, tam da işçi basınında anlatıldığı gibi patronlara hizmet edecek. Ama onlar işçilerin gözünü tomar tomar banknotlar eşliğinde boyayarak “vay kıdem şöyle artacak, böyle artacak” diyorlar. İşte patronlar ve işte onların yalancı basını. Çıkıp bize “patronlar için bir kaynak olsun diye kıdem tazminatınız ile fon oluşturulacak. Siz on yıl paranıza el süremeyeceksiniz. Ama bunu patronlar sınıfı tepe tepe kullanabilecek” diyecek halleri yok herhalde.
Yani işin aslı biz kıdem tazminatımızla ne yönetici oluruz ne de altın, döviz kurları peşinde koşabiliriz. Bunların hepsi yalan dolan. Ama biz milyonlarca işçinin kıdemi bir kerede patronların cebine inince, ha işte o zaman onlar bizden çaldıkları bir dünya para ile servetlerine servet katarlar. Biz ise işsiz kaldığımızda elimize geçecek ve bizi geçindirecek olan hakkımızdan da olmuş oluruz. İşçi sınıfı olarak patronlar sınıfının ve onun hükümetinin işçilere yoksulluk ve daha kötü yaşam koşullarından başka bir şey vermeyeceğini biliyoruz. Ama bizim onlardan mücadele ederek söke söke alacağımız sömürüsüz bir dünya var. Bunun için de işçi sınıfı olarak patronların ve onların hükümetinin yalanlarına kanmamalı ve kendi sınıf tarihimizden öğrenerek mücadele etmeliyiz!
Gökyüzü
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Kıdem Tazminatı Hakkımız Egemenlerin Ağzını Sulandırıyor
- “Olmaz Öyle Şey”
- Sendika Biziz!
- Engel Olduk, Yine Olabiliriz!
- Su Uyur Düşman Uyumaz
- Kötü Gün Dostu Kıdem
- Patronların Oyununa Kanmamak İçin UİD-DER’e
- Kıdem Tazminatı Bize Mirastır
- Sağlıklı ve Güvenli Çalışma İçin Kıdem Tazminatına Sahip Çık
- Kıdemden Elinizi Çekin!
- Kıdem Tazminatı Sınıfımızın Bize Mirasıdır
- Kıdem Tazminatımızın Patronların Cebine Girmesine İzin Vermeyeceğiz!
- Gebze Sendikalar Birliği: Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz!
- Kıdem Tazminatı Maliyet Değil Haktır!
- İçimiz Isınır mı?
- Dün Ayağa Kalkmışlardı, Peki Ya Bugün?
- Kıdem Tazminatını Gasp Ettirmeyelim
- Burjuva Medyanın Dezenformasyonlarına Kanmayalım!
- Kıdem Tazminatı: Yalanlar ve Gerçekler!
Son Eklenenler
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/