Buradasınız
Ne Kadar Özlemişim Kol Kola Halaya Durmayı, Ağız Dolusu Slogan Atmayı
İstanbul/Söğütlüçeşme’den bir işçi
2 yıldır pandemi bahanesiyle alanlar yasaklanmış ve 1 Mayıs’ta alanlarda olamamıştık. Alanlarda olamadığımız 2 yılın özlemiyle, öfkesiyle 1 Mayıs alanındaydım bu yıl. Yine gelincik tarlasına dönmüştü kortejimiz. Günler öncesinde başlayan heyecan vardı bende de herkes gibi. Sabahın erken saatlerinde çıktık yollara sınıf kardeşlerimizle bir araya gelmek için. Artık toplanma alanındayız. Mersin’den, Adana’dan, Ankara’dan, Gebze’den, İstanbul’dan, Türkiye’nin farklı yerlerinden gelen UİD-DER’liler olarak birbirimizle kucaklaşıyoruz. Ne kadar da özlemişiz birbirimizi. Bir tarafta 1 Mayıs heyecanı, bir tarafta birbirimize sarılmanın mutluluğu. Hepimizin gözlerinde bir ışıltı, yüreklerimizde umut, omuzlarımızda sorumluluk ve kabaran göğsümüzde gurur var. Genç yaşlı, çoluk çocuk ve kadınlar… Belli ki alanlar da bizi özlemiş. Yürüyüşe geçmeden önce toplanma alanında kendi programımızı gerçekleştirdik. Halaylar çektik, şarkılar söyledik, sloganlar attık. O kadar güzel görünüyorduk ki bir ara bir kenara geçtim, sadece izledim ve gururlandım. Bir kere daha ne kadar şanslı olduğumu anladım. UİD-DER’li olmak her zaman bir ayrıcalıktır benim için. Bu kocaman ailenin bir parçası olmak hep gurur duyduğum ve övündüğüm bir şeydir. Kortejimiz o kadar güzeldi ki... İnci tanesi gibi dizildik yan yana. Şarkılarla, sloganlarla yürüyoruz 1 Mayıs meydanına.
Yürüyoruz, kendimizden emin ve sağlam adımlarımızla. “Yumruk! Yumruk! Patronlara ve sermayeye yumruk!” derken Maltepe çınlıyor sloganlarımızla. “Bütün Ülkelerin İşçileri Birleşin” diye sesleniyoruz Amerikalı, Asyalı, Avrupalı kardeşlerimize. Meğer ne kadar da özlemişiz kol kola halaya durmayı, omuz omuza slogan atmayı. Biz hep umutla ve mücadele ederek bekledik bu 1 Mayıs’ı ve yine yaptık UİD-DER’e yakışanı. Kortejimizin kızıllığıyla ve kalabalığıyla doldurduk alanı, bakanların gözleri kamaştı. Hatıra panosuna döndük, her geçen fotoğraf çekiliyordu bizi arkasına alıp. Nasıl kamaşmasın ki gözleri? Çocuklarımız ayrı güzel, delikanlılarımız ayrı ve emekçi kadınlarımız ayrı güzeldi. Gelenekten geleceğe giden yolun örneğidir UİD-DER’imiz.
UİD-DER YÜRÜYOR MÜCADELE BÜYÜYOR!
YAŞASIN 1 MAYIS!
- Okyanusun Ötesinden 1 Mayıs
- Aynı Duygularda Ortaklaştığımız UİD-DER’li Emekçi Kadınlara Selam!
- Benim Yerim UİD-DER
- Toronto 1 Mayıs’ında Yüreğimiz UİD-DER’le Birlikteydi
- Güçlüyüz, Çünkü Birlikteyiz
- Bütün Dillerde Yankılanan Slogan
- UİD-DER Yüreklere Umut Ekiyor!
- O Gün Esen Rüzgâr Bile Farklıydı
- 1 Mayıs 2022: Hayatımın En Güzel Günlerinden Biri!
- Ne Kadar Özlemişim Kol Kola Halaya Durmayı, Ağız Dolusu Slogan Atmayı
- Yüreği Özgürlük İçin Çarpan Tüm Sınıf Kardeşlerimize Bin Selam
- Biz Beraberken Güçlüyüz!
- Yine Umudumuz Tazelendi Hep Birlikte!
- Biz de Oradaydık!
- En Güzel 1 Mayıs’ımdı
- Çoluk Çocuk Genç Yaşlı, İşte 1 Mayıs!
- Gökyüzü İlk Kez Bizimdi Bugün
- Dublin’de 1 Mayıs
- Mersin’den Maltepe’ye 1 Mayıs Coşkusunu Yaşadık
- Kocaeli’den Emekçi Kadınlar: 1 Mayıs’ta Kalabalığın Değil Birliğin İçindeydik
Son Eklenenler
- Siyasi iktidar ve sermaye sınıfı yasa kural tanımadan işçilerin haklarını gasp ediyor. Bu saldırılara işçilerin cevabı ise mücadele etmek, boyun eğmemek oluyor. 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta Manisa Turgutlu’da yürüyüş ve basın...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER’in, “Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” şiarıyla düzenlediği etkinlikler dizisi İstanbul Avrupa Yakası ve Mersin’deki etkinliklerle son buldu.
- Kocaeli İSİG Meclisi ve Eğitim-Sen 1 No’lu Şube, MESEM aracılığıyla öğrencilerin sermaye için çocuk işçi yapılmasına karşı 16 Martta basın açıklaması düzenledi.
- Patronlar iş barışını “patronla işçi arasında uyum, saygı ve güven ortamı” olarak tanımlıyorlar. Peki, patronun işçiyi sömürmesi üzerine kurulu bir sistemde saygıdan, barıştan söz edebilir miyiz? İş barışı söylemini dillerinden düşürmeyen patronlar...
- Malum, Şubat ayını geride bırakıp baharın gelişini müjdeleyen Mart ayına girdik. Fakat içimiz bahar sevinciyle dolmak bir yana daha da kararıyor. Ama bunun tek nedeni hava değil. Atalarımız “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” demişler....
- Ücretlerimizin yükseltilmesini talep ettiğimiz her dönemde, biz işçilere “açgözlü”, “nankör” yaftası yapıştırılır. İktidar sahiplerinden tutun da, daha fazla kâr etmek için hayatlarımızı cehenneme çeviren patronlara kadar sermaye sınıfının zihniyeti...
- İşçilerin pek çok sektörde hak gasplarına karşı verdikleri mücadeleler sürüyor. Antep’te bulunan Sayın Tekstil fabrikasında 200’ü aşkın işçinin ek zam talebiyle 9 Martta başlattığı iş bırakma eylemi devam ediyor. 14 Martta sendikaları BİRTEK-SEN’le...
- Toplumun ezenler ve ezilenler olarak ikiye bölündüğü bir sistemde gerçek adalet ve barış olamaz. Ama gerçek adaleti ve barışı isteyenler olur ve onlar ezilen sınıflardır, kadın erkek işçiler ve emekçilerdir. Dünden bugüne Fransa’dan Türkiye’ye...
- Hepimizin bildiği üzere kısa bir süre önce 2023-2025 MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi grev aşamasında son buldu. Birden çok fabrikada MESS’e bağlı olsun veya olmasın hareketli süreçler yaşandı. Çünkü alınacak ücret başka fabrikadaki işçilerin alacağı...
- Pek çok işçi kardeşimiz grev ve direnişlerde “biz ekmeğimizin peşindeyiz” derler. Bununla ekmeklerini korumak dışında bir amaçları olmadığını anlatmaya çalışırlar. Fakat kısa zamanda ekmeklerini koruyabilmek için sendikaya üye olma, grev, gösteri,...
- TÜİK’e göre Türkiye’de göreli yoksullaşma da azalıyormuş! Ülkedeki ortalama gelirin yüzde 50’si yoksulluk sınırı olarak kabul edildiğinde 2013 yılında göreli yoksulluk oranı yüzde 15 iken 2023 yılında yüzde 13,9’a düşmüş. Pek çok uzman Cumhuriyet...
- Erzincan İliç’te bulunan siyanürlü altın madeninde meydana gelen faciada 9 madenci kardeşimiz hâlâ göçük altında. Siyanürlü liç yığınının çökmesinin ardından siyanürün yanı sıra çeşitli ağır metaller de suya ve toprağa karıştı. Madenin sahibi yerli-...
- Çalıştığım işyerinde Tuncay isimli bir arkadaşımız var. Tuncay eşinden ayrılmış, çok şeker bir oğlu var, hayatta belki de tek tutunacağı dal o kalmış. Gözlerinde “şişe dibi” diye tabir edilen bir gözlük, ayağının biri topal, iki kulağında da işitme...