Buradasınız
UİD-DER Yüreklere Umut Ekiyor!
Kocaeli/Gebze’den bir metal işçisi

İki yılık bir aradan sonra nihayet yeniden 1 Mayıs alanlarında Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği ile yerimizi aldık. Hepimizin içinde ayrı bir heyecan, ayrı bir coşku vardı. Özlemiştik birbirimizi! Gözlerimizde yeniden dostlarımızla, sınıfımızla birlikte 1 Mayıs’a katılmanın mutluluğu vardı. Çünkü bizim taleplerimizi en güçlü şekilde dile getirdiğimiz gündür 1 Mayıs. Dayanışmanın ve kardeşliğimizin simgesi olmakla beraber, bu sömürü sistemini yıkacağımıza, başka bir dünyanın mümkün olduğuna dair umudumuzu tekrardan yüreklerimize kazıdığımız gündür 1 Mayıs.
UİD-DER gibi kocaman bir aile içinde, işçi kardeşlerimle omuz omuza alanlarda taleplerimi haykırmak ayrı bir mutluluktu benim için. Kendi programımızla, coşkulu şarkılarımız ve sloganlarımızla herkesin ilgi odağıydık. Alanda bunun birçok canlı örneğini yaşadım. UİD-DER’in işçi sınıfının mücadele örgütü, yol göstericisi olduğunu bir kez daha gördüm. Bu durum beni ayrıca gururlandırdı. Hiç tanımadığımız insanlar UİD-DER kortejindekileri düzen ve disiplinlerinden dolayı tebrik ediyor, kortejimizin fotoğraflarını çekiyordu. Alandaki coşkulu ve disiplinli halimizi bir süre gözlemledikten sonra orta yaşlarda bir kadın işçi yanıma gelip, “çok güzelsiniz, çok kalabalık ve çok coşkulusunuz! Siz kimsiniz, UİD-DER ne demek?” diye ardı ardına sorular sormaya başladı. UİD-DER’i anlattım, açılımını söyledim, işçilerin kurduğu bir işçi mücadele örgütü olduğumuzu anlattım. UİD-DER’in bir işçi örgütü olduğunu duyduğunda şaşkınlıkla baktı. Anlaşılan uzun zamandır böylesine disiplinli, coşkulu bir işçi korteji görememişti. UİD-DER’in işçi örgütü olduğunu, kendimin de metal fabrikasında çalışan bir işçi olduğumu vurguladım. Ablamız duygulanarak yüreğine umut ektiğimizi vurguladı. 1 Mayıs’ın ruhunu yansıttığımız için teşekkür etti, tebriklerini dile getirip yanımızdan ayrıldı.
UİD-DER’li olmak ve 1 Mayıs coşkusunu UİD-DER’le yaşamak ayrıcalıklı bir duyguydu. Siyasi baskıların arttığı, ekonomik yıkımın işçi sınıfını soluksuz bıraktığı bu günler, gelecek 1 Mayıs’ların daha da güçlü olacağını gösteriyor. İşçi sınıfı UİD-DER’le daha güçlüdür.
- Okyanusun Ötesinden 1 Mayıs
- Aynı Duygularda Ortaklaştığımız UİD-DER’li Emekçi Kadınlara Selam!
- Benim Yerim UİD-DER
- Toronto 1 Mayıs’ında Yüreğimiz UİD-DER’le Birlikteydi
- Güçlüyüz, Çünkü Birlikteyiz
- Bütün Dillerde Yankılanan Slogan
- UİD-DER Yüreklere Umut Ekiyor!
- O Gün Esen Rüzgâr Bile Farklıydı
- 1 Mayıs 2022: Hayatımın En Güzel Günlerinden Biri!
- Ne Kadar Özlemişim Kol Kola Halaya Durmayı, Ağız Dolusu Slogan Atmayı
- Yüreği Özgürlük İçin Çarpan Tüm Sınıf Kardeşlerimize Bin Selam
- Biz Beraberken Güçlüyüz!
- Yine Umudumuz Tazelendi Hep Birlikte!
- Biz de Oradaydık!
- En Güzel 1 Mayıs’ımdı
- Çoluk Çocuk Genç Yaşlı, İşte 1 Mayıs!
- Gökyüzü İlk Kez Bizimdi Bugün
- Dublin’de 1 Mayıs
- Mersin’den Maltepe’ye 1 Mayıs Coşkusunu Yaşadık
- Kocaeli’den Emekçi Kadınlar: 1 Mayıs’ta Kalabalığın Değil Birliğin İçindeydik
Son Eklenenler
- Birleşik Metal-İş Sendikası İstanbul 1 No’lu Şube, 19 Martta 8. Olağan Genel Kurulunu gerçekleştirdi. Classes Butik Otel’de yapılan kurulda söz alan Şube Başkanı Özcan Atmaca, Mata işçilerinin direnişini selamlayarak konuşmasına başladı. “Mata bizim...
- Her yıl 21 Martta Ortadoğu ve Kafkasya halklarının “yeni günün”, özgürlüğün, isyanın, direnişin simgesi olarak kutladıkları Newroz, 2023 yılında “Her yer Newroz her daim Özgürlük/Her der Newroz, Her dem Azadi” şiarıyla karşılandı. 19 Mart Pazar günü...
- Türk-İş’e bağlı Tüm Taşıma İşçileri Sendikası (TÜMTİS) 31. Olağan Genel Kurulunu gerçekleştirdi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ali Emiri Kültür Merkezi konferans salonunda yapılan Genel Kurulun ilk gününde, 6 Şubat depremlerinin felakete...
- Deprem, tsunami, sel, kasırga… Bunlar dünya var olalı beri meydana gelen doğa olaylarından bazıları. Tarihte insanlar bu tür doğa olaylarıyla nasıl baş edeceklerini bilmedikleri için türlü felaketlerle karşılaştılar, nice acılar çektiler. Kimi...
- Yoksullaşma, artan hayat pahalılığı, düşük ücretler ve kötü çalışma koşulları nedeniyle pek çok sektörde sendikalaşan işçilerin sayısı artıyor. Siyasi iktidarın işçi düşmanı politikalarından güç alan patronlar sınıfı, işçilerin sendikalaşma hakkına...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri “Depremin 40. gününde kaybettiğimiz canları yaktığımız mumlarla anıyoruz” diyerek 16 Mart günü anma eylemleri gerçekleştirdi. İstanbul Bakırköy Özgürlük Meydanı ve Kadıköy İskele Meydanında bir araya gelen...
- Maraş merkezli depremlerde on binlerce insan yaşamdan kopartıldı, milyonlarcası perişan ve evsiz bırakıldı. Fakat sermaye sınıfının kâr hırsı sınır tanımıyor; yakınlarını kaybetmiş, acı ve kedere boğulmuş, evsiz kalmış işçileri işten atmakla tehdit...
- 6 Şubat depremleriyle büyük yıkım yaşayan Adıyaman, Malatya, Diyarbakır ve Urfa’da halk şimdi de sel ve su baskınlarıyla boğuşuyor. Yağmur Adıyaman, Malatya ve Urfa’da sele neden olurken Urfa ve Adıyaman’da 15 kişi hayatını kaybetti. 5 kişi de kayıp...
- AKP iktidarında can bulan dünya görüşü için gelişme ve kalkınma demek; büyük kâr getirisi olan yollar, köprüler, havaalanları, bin odalı saraylardır. İktidar ve zengin olma hırsından körleşmiş zihinsel ve düşünsel bir yapıdan söz ediyoruz. Bu...
- Merhaba arkadaşlar, benim adım Gizem. Ben 17 yaşındayım ve okuyorum. 11. sınıftayım ama okula gidemiyorum. Çünkü burada 6 Şubatta deprem oldu. Ben bu mektubu niye size yazıyorum biliyor musunuz? Ayakta dimdik durun ki çabuk iyileşelim. Deprem...
- İstanbul/Tuzla’da bulunan Mata Otomotiv’de çalışan 1000’den fazla işçi 27 Şubattan bu yana mücadele ediyor. İşçi sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınması, mobbing ve baskılara son verilmesi, ücretlerine yüzde 25 ek zam yapılması talebiyle başlayan...
- 6 Şubat sabahına korkunç bir haberle gözlerimizi açtık. Felaketin korkunç boyutları her geçen saat daha da açığa çıkıyordu. Saatler, günler geçerken insanların “devlet nerede?” feryatları göğe yükseliyordu. Televizyondan, sosyal medyadan çaresizce...
- Sömürücü egemenler, geçmişten bugüne hep aynı taktikleri izledikleri halde başarılı oluyorlar. Çünkü emekçiler, ezilen ve sömürülen kitleler örgütsüzler! Örgütsüz ve gideceği yolu bilmeyen insanlar kolayca yönlendirilirler. Böylece egemenler mağduru...