Buradasınız
Tuvalet Takip Sistemi
İstanbul’dan bir matbaa işçisi
Zeki Triko’dan bir işçi kardeşimizin, fabrikada işçilerin tuvaleti kullanma haklarının günde iki kez ile sınırlandırıldığını yazan bir mektubunu UİD-DER’in internet sitesinde okumuştum. Aradan bir iki hafta geçmişti ki, basına benzer haberler yansımaya başladı. Bu haberlerin ardından, patronların fabrikalarında uyguladıkları tuvalet takip sistemi ile ne kadar kâra geçtikleri ve yapılanların yasal olup olmadığı konuşulur oldu.
Birçok işçinin çok iyi bildiği gibi tuvalet takip sistemi, tuvalet kapılarına takılan bir cihaz ile sağlanıyor. Cihaza kart okutma veya parmak basma yoluyla işçilerin tuvaleti günde kaç kez kullandıkları tespit ediliyor. Bu sistemi halen 132 büyük işyeri uyguluyor. Sistemi üretenler ve uygulayanlar, cihaz sayesinde işçilerin işten kaytarmasının önüne geçildiğini ve bunun zorunlu olduğunu savunuyorlar. Böylece çalışkan işçi ile kaytaran işçi hem tespit hem de ayırt ediliyormuş. Cihaz sayesinde üretimin arttığı, disiplinin sağlandığı iddia ediliyor. Tuvaleti fazla kullanan işçinin ücretinden de kesinti yapılıyor. Patronlar Çin ile rekabet edebilmek, işçilerin kaytarmasına engel olmak bahanesiyle tuvalet takip sisteminin faydalarından dem vuruyorlar.
İşi iyice abartan kapitalistler de var. Örneğin Arjantin’de bir market, işçilerin 8 saat boyunca tuvalete çıkmaması için “alt bezi” bağlama zorunluluğu getirmiş ve bu tür bir durumla ilk kez karşılaşan sendikacılar şaşırıp kalmışlar. Ama söz konusu olan kapitalizm ve bu sistemde işçinin daha çok sömürülmesi için yapılabilecek insanlık dışı uygulamaların ne yazık ki sınırı bulunmuyor.
Bu sistemde patronların gözünde en iyi işçi robot işçidir. Patronunun kârını daha da yükseltmek için bir an bile ara vermeden makine gibi çalışan işçidir. Karşı çıkmayan, ses çıkarmayan, yemeyen, içmeyen ve tuvalete dahi gitmeyen işçidir. Sonucun böyle bir noktaya gelmesi hiç de şaşırtıcı değildir. İşçilerin sendikal örgütlenmesine dahi tahammül etmeyen, haklarına her daim saldıran, ücretlerini kuşa çeviren, çalışma saatlerini yükselten, dinlenme aralıklarını yok eden patronlar elbette tuvalet hakkına da göz koyacaklardı. Çünkü patronların gözünde işçi kâr üreten makinedir. Üretimin amacı da insan değil kârdır. İnsan sağlığı, iş saatlerinin düşürülmesi ve işçinin de sosyal bir varlık oluşu patronların umurunda değildir. Üretimi kameralarla, ustabaşlarıyla, takip sistemleriyle gözetleyen patronlar, işçilerin konuşmasına izin vermedikleri gibi en zorunlu insani ihtiyaçlarını gidermesini de yasaklıyor.
Zeki Triko’dan yazan işçi arkadaşımızın mektubunda belirttiği gibi, işçiler ancak örgütlendiklerinde ve mücadele ettiklerinde bu uygulamalardan kurtulmuş olacaklar. Kapitalizmin ne denli akıl almaz ve vahşi bir sistem olduğu böylesi nice örnekle sabittir. Bir avuç asalağı dünyamızdan söküp tarihin çöplüğüne atmak için hep birlikte mücadeleye!
46. Yılında Kavel Destanı
Sinter ve Gürsaş İşçileriyle Söyleşi
- Dünya Üzerinde Yaşayan Herkesin Evi Olmalı
- Onlar Yok Ediyor, Biz Yenisini Yapacağız!
- Suyun Lüksü Olur mu Hiç?
- “Senin Yolundan Gideceğim Amca”
- Her Günü Doğa ve İnsanlık Günü İlan Etmek İçin…
- “Kıpır Kıpırsın, Heyecanın Ne Güzel Ey Yolcu”
- “Bence, Sevgi Emektir”
- Ah, Cemal Ah!
- Bir Fotoğraf Karesinin Hissettirdikleri
- Davulun Sesi Uzaktan Hoş Gelir
- İstanbul’da Yaşam: Deniz Kıyısında Deniz Görememek!
- Bruno’nun Fikri, Benim Fikrim, Senin Fikrin…
- Yüzüncü Maymun Teorisi
- Bir Otobüs, İki Kuşak ve İşçi Sınıfı
- “Hey” Diyen ve UİD-DER Saflarında Büyüyen Çocuklarımız
- Butimar, Sen Safi Bir Kuş musun?
- Her Şeyin Bizim Ellerimizde Olması İçin!
- “Değişmeyen Tek Şey Değişimin Kendisidir”
- “Dert Bizde, Derman Ellerimizdedir”
- “Nehir, Nehir, Çocuğumu Geri Verin!”
Son Eklenenler
- Türkiye’nin dört bir yanında sendikalaşmak isteyen işçiler çeşitli engellerle karşılaşıyor, işten atılıyor, baskıyla sindirilmek isteniyor. Bursa’da Öz İplik-İş Sendikası’nda örgütlendikleri için işten atılan ve direnişlerine devam eden Durak...
- Türkiye tarihindeki en büyük işçi katliamı olan Soma Katliamı davasında daha önce yargılanmayan 28 kamu görevlisi ilk kez hâkim karşısına çıktı. Katliamın 10. yılında görülmeye başlanan kamu davasının ilk duruşması 8 Mayısta Soma 2. Asliye Ceza...
- Merhaba işçi ablalarım, abilerim. Ben İzmir’de yaşayan bir lise öğrenciyim. Ben de UİD-DER ile 1 Mayıs’a katılmak için İstanbul’da yaşayan teyzeme geldim. İlk defa 1 Mayıs’a katıldığım için sizlerle duygularımı paylaşmak istiyorum.
- Bu sene de 1 Mayıs’ı ağır şartlarda karşıladık. Bir tarafta ekonomik yıkım diğer tarafta savaş, göç sorunu ve işsizlik. Biz işçilerin birikmiş nice sorunu bulunuyor, toplum nefessiz bırakılıyor. İşte bu şartlar altında UİD-DER işçilere umut oldu,...
- Türkiye’de işçiler, reel ücretlerin düşmesi, çalışılmış günlerin ücretinin dahi patronlar tarafından gasp edilmesi gibi sorunlarla boğuşuyorlar. Diğer taraftan sağlık emekçileri ticarethaneye dönüştürülen sağlık sisteminin dayattığı ağır iş yüküyle...
- Geçen gün metal işçisi arkadaşımla bir araya geldik. Çayımızı içerken sohbet etmeye başladık. Konumuz toplu iş sözleşmesiydi.
- İlk kez UİD-DER’le 1 Mayıs’a gelen arkadaşımız, 1 Mayıs’ın daha önce duyduklarından, anlatılanlardan bambaşka bir şey olduğunu söyledi. Kadınlar, çocuklar, işçiler el ele halaylar çektik, hepimiz kardeş gibiydik.
- Merhaba, ben İzmir de yaşayan bir gencim. İstanbul’a UİD-DER’le 1 Mayıs’a katılmak için geldim. 1 Mayıs öncesi hazırlıklar için derneğe gittim. Çok sıcak bir ortam ve dayanışma duygusu sarmıştı her yeri.
- Sarayları süsleyen altın, sultanların ve soyluların yaşamında zenginliğin en önemli ölçüsü olmuştur. Fakat bu zenginliği üreten zamanın köleleri ve günümüzün işçileri için bu maden her zaman acı, gözyaşı ve ölüm getirmiştir. Altın madenlerinde...
- Çalıştığım işyerinde uzun yıllardır çalışan ve EYT yasası çıktıktan sonra SGK’ya başvurup emekli olanlar var. Malûm, emeklilik maaşı iktidar eliyle kuşa çevrildi. Bizim patron da sayıları azımsanmayacak kadar çok olduğu için EYT’li işçileri bir an...
- DİSK, 3 Mayısta Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Ankara’daki merkez binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Burada konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, TÜİK’in enflasyon sepetindeki maddelerin fiyat listesini 2 yıla yakın bir...
- Geçenlerde yeğenimle sohbet ederken “kolajenlerin içerisinde en kalitelisi hangisi bilgin var mı?” diye sordu. Ben de doğal olarak “bir sağlık sorunun mu var, neden kolajen kullanma gereği duyuyorsun?” diye sordum. O da yarı utanarak “hep güzel...
- Dünya genelinde yoksulluk ve baskılar büyüyor, emperyalist savaşın alevleri gün geçtikçe yayılıyor. Kapitalist sömürü düzeninin yarattığı sorunlar, krizler derinleşiyor. İşçi sınıfı ise kapitalist sömürüye karşı mücadele etmekten, birlik olup...