Buradasınız
Tuzla Deri İşçileri Kongreye Hazırlanıyor
Tuzla’dan bir grup deri işçisi

İşçi sınıfı olarak ciddi saldırılarla karşı karşıya olduğumuz bir dönemden geçiyoruz. Meclis’ten geçirilen Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu sonucunda onlarca sendika işkolu barajı altında kalacak ve toplu sözleşme yetkisini kaybedecek. İşte böylesi bir süreçte Deri-İş Sendikası Tuzla Şubesi kongreye gidiyor. Kongre 25 Kasımda yapılacak.
İşbirlikçi Türk-İş yönetimine karşı muhalif sendikalardan birisi olan ve aynı zamanda Sendikal Güç Birliği Platformu içinde yer alan Deri-İş’in yürüteceği mücadele önem taşıyor. Kıdem tazminatının elimizden alınmasına, taşeronlaştırmaya, kölelik bürolarına, iş kazalarına ve işçi ölümlerine karşı yeni yönetimin güçlü bir mücadele vermesi gerekiyor. Bu bakımdan, yönetime aday olanların bu saldırılara karşı nasıl bir anlayışla mücadele edeceklerini ortaya koymaları önemlidir. Sendikalı işçi sayısının giderek azaldığı bir dönemde, bu saldırıları göğüsleyebilmek ancak mücadelede kararlı olmakla ve güçlü bir örgütlenme çalışması ortaya koymakla mümkün olabilir.
Mevcut örgütlülükle bu engeller artık aşılamaz. Geçmişte verilen mücadeleler sonucunda bir gelenek yaratmış deri işçileri olarak, bu mücadeleci geleneği yeniden hatırlamak ve ortaya çıkartmak zorundayız. Önümüzde iki ciddi tehlike ve önemli bir fırsat durmaktadır. Tehlike iki koldan geliyor: Biri sendikal yasalarla yasakların devam etmesidir. Diğeri ise örgütlü olduğumuz işyerlerinde aramıza serpilen nifak tohumlarıdır. Patronların en başarılı yaptığı şeydir, işçilerin arasına düşmanlık tohumları serpmek. Fakat ne yazık ki yeterince bilinçli ve örgütlü olunmadığı için bu tohumlar tutabilmektedir. Bugün Tuzla’daki deri bölgesinde geri dönülmesi zor yaralar açabilecek bir süreç mayalanmaktadır. Türk-Kürt demeden deri işçilerinin iliğini sömüren patronlar, işçileri bölmeye dönük çalışmalarına hız vermiş bulunuyorlar. Bizim gücümüz birliğimizden ve örgütlülüğümüzden gelir. Bölgesel ayrımlara prim vermemeliyiz. Patronlar bizi Bingöllü, Çankırılı, Türk ve Kürt diye bölmek istiyorlar. Fabrikalarda bizi birbirimize düşürüp onlara karşı ortak mücadele vermemizin önüne geçmeye çalışıyorlar. Bu tuzağa düşersek, çalışma koşullarımız daha da ağırlaşacaktır.
Deri işçileri olarak, hem işyerlerinde hem de sendikamızda birleşerek ve mücadele ederek sorunlarımızı çözebiliriz. Din, mezhep ve etnik köken ayrımı yapmadan, nereli olduğuna bakmadan yanlış yapana hesabını sormalıyız. Örgütlenmemiz ve sendikamızı güçlendirmemiz için önümüzde çok önemli bir fırsat duruyor. Deri ve tekstil işkolları birleşiyor. Yani Deri-İş artık tekstil işçilerini de örgütleyebilecek. Bizler tabanda örgütlü davranabilirsek, sendika yöneticileri mücadelede kararlı olurlarsa ve diğer işçi örgütlerinin önünü açarlarsa tekstil işkolunda büyük bir örgütlenme başarılmış olur. Önümüzdeki dönemde bu alanda yapılacak çalışmalar, deri işçilerine ve Deri-İş’e güç katacaktır.
Deri fabrikalarında yüz yüze olduğumuz ve hayatımızı çekilmez kılan onlarca sorun var. “Götürü usulü çalışma” adı altında esnek, düzensiz ve belirsiz çalışma koşulları dayatılıyor. Bu sisteme mecbur bırakılıyoruz. “Parça başı üretim” de işçilerin birbiriyle rekabet etmesine neden olan olumsuz bir faktördür. Parça başı çalışan işçi, normalde 2 kişinin yapacağı işi tek başına yapmaktadır. Ücretlerin düşük olması işçileri bu yola itiyor. Daha fazla para kazanmak isteyen işçi, dinlenme zamanlarını bile çalışmaya ayırabiliyor.
Henüz aşılamamış bir engel olarak karşımızda duran bir diğer sorun da, teknisyen-usta statüsünde çalışan işçilerin sendikaya üye olmamasıdır. Deri patronları, teknisyen ve ustaları işçilerin mücadelesini engellemek için kullanıyorlar. İşçiler ise, teknisyen ve ustaların durumunu normal karşılıyorlar. Bunu kırmak gerekiyor. İş ayrımı yapılmadan tüm işçiler sendikaya üye olabilmeli, bunun için gerekli çalışmalar yürütülmelidir.
Patronlar karşısında işçileri güçlü kılacak olan şey, işçilerin birliği ve kardeşliğidir. Deri-İş’in kongresinin bu birliği güçlendiren bir etkisi olmalıdır. Deri işçileri, tıpkı geçmişteki gibi mücadeleden başarıyla çıkabilmek için, kendilerini bölmeye dönük her türden girişime karşı uyanık olmalılar. Deri-İş’in önünde çetin bir yol durmaktadır. Bu yolda ancak mücadeleci bir plan ve programla yürünebilir. Diğer sektörlerde olduğu gibi, deri işçilerinin de patronlar karşısında zafere ulaşması için birliğe ve morale ihtiyaçları var. Yolumuz açık olsun!
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- İşçi Dayanışması 205. Sayı Çıktı!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- İşçi Dayanışması 204. Sayı Çıktı!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
Son Eklenenler
- Kültür Radyo Televizyonu (KRT) çalışanları Mart ayından bu yana ödenmeyen ücret ve sosyal hakları için 4 Haziranda iş bıraktı. 5 Haziranda İstanbul Maslak’taki KRT binasının önünde “İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız” diyerek toplanan kanal çalışanları,...
- İstanbul Tuzla’da bulunan ve Petrol-İş Sendikası İstanbul 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Reckitt Benckiser fabrikasında 27 Mayısta başlayan grev kararlılıkla sürüyor. UİD-DER’li işçiler olarak, bayrama mücadeleyle giren grevci işçileri grevlerinin...
- ABD ve İngiltere gibi emperyalist devletlerin desteğini arkasına alan İsrail’in Filistin halkına yönelik katliamları kadın, bebek, çocuk, genç, yaşlı on binlerce masum insanın yaşamını aldı, almaya devam ediyor. Egemenler, kendi çıkarları uğruna...
- Toplumda gelecekle ilgili düşünceler ve planlar genellikle maddiyat üzerinden oluşuyor. İyi bir eğitim, iyi bir iş, iyi bir kariyer… Bunları yerine getirince ekonomik ve sosyal açıdan rahat yaşamak mümkünmüş gibi düşünülüyor. Ama sömürü düzeni olan...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu Kocaeli Çayırova’da bulunan Portakal Plastik ve Porvil fabrikalarında 7 Mayısta başlayan grev 3 Haziranda anlaşmayla sona erdi. Petrol-İş Sendikası Genel Merkezinde Petrol-İş Genel Merkez...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının öncülüğünde 29 Mayıs’ta greve çıktı. Grev yedinci gününde sürerken, grevi ve işçilerin mücadelesini...
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...