Buradasınız
Tariş Direnişi ve Direnişin Dönüştürdüğü Emekçi Kadınlar
“Siyasetle hiç ilgimiz yoktu ama polis gelip durup dururken kapımızı kırınca, dövüp, sövünce ilgisiz kalamadım artık. Kocamla omuz omuza verdik, aşımızı koruduk.” Bu sözler 1980 yılının Ocak ayında İzmir’de bulunan Tariş fabrikasında hakları için direnişe geçen emekçi kadınlardan birine ait. Tariş, 10 binlerce üretici ortağı bulunan bir üretim kooperatifidir. İzmir’de bulunan büyük bir fabrikasında mamuller işlenir. Her değişen hükümetle birlikte hâlihazırda çalışan işçilerin çıkarılması ve yerine iktidara gelen partiye oy vermiş işçilerin yerleştirilmesi adet haline gelmiştir. 1979’da yapılan seçimlerde Süleyman Demirel başkanlığında Milliyetçi Cephe (MC) iktidar koltuğuna oturur. MC hükümetinin iktidara gelmesiyle, 70’lerin başından beri giderek ivmelenen işçi hareketinden rahatsız olan patronlar, rahat bir nefes alacaklarını düşünürler. Uzun zamandır hayata geçirmek istedikleri ama Türkiye işçi sınıfının örgütlülüğü nedeniyle hayata geçiremedikleri saldırıları Tariş gibi büyük fabrikalarda başlatırlar. Bunun bir örneği olarak Tariş fabrikasının yönetimine atadıkları yeni genel müdürle birlikte faşist kadroları fabrikaya doldurma planını uygulamaya koyarlar. Çok zaman geçmeden 100 kadar silahlı faşist, müdürün yönlendirmesiyle fabrikaya girmeye çalışır. Bunun üzerine tetikte olan işçiler direnişe geçerler. 22 Ocakta işçilerin direnişini kırmak için “arama” adı altında askerle, polisle, zırhlı araçlarla saldırı başlar. Bu saldırı sonucunda 50 işçi yaralanırken 600 kadarı da gözaltına alınır. Bu saldırılara işçilerin cevabı gecikmez. DİSK’in çağrısıyla 25 Ocakta 100 bin işçi iş bırakarak TARİŞ işçisinin yanında olduklarını gösterir. Gözaltına alınan işçilerin serbest bırakılması, can güvenliklerinin sağlanması talebiyle önceleri tek tek fabrikalarda başlayan direniş emekçi mahallelerinde de sahiplenilir. İzmir’in Çiğli, Çimentepe ve Gültepe semtlerine yayılır. Devrimci üniversite öğrencilerinin de destek vermesiyle direniş büyür.
31 Ocakta DİSK yönetimi kanlı provokasyonlar yapılacağı gerekçesiyle direnişin sona erdirilmesi kararını alır. Ancak direniş devam eder. TARİŞ Genel Müdürlüğü 6 Şubatta gazetelere verdiği ilanla üretime ara verdiğini duyurur. Ardından 3000 işçi işten atılır. İşçiler yönetimin bu kararına, üretimi sürdürüp, fabrikadan çıkmayacaklarını açıklayarak cevap verirler. Bunun üzerine polis ve jandarma mahallelere saldırıya başlar. Akabinde işçiler, eşleri ve tüm aileleriyle birlikte sadece fabrikalarını değil mahallelerini de koruma kararı alırlar. Çimentepe halkı sokaklara barikatlar kurarak mahalleye giriş çıkışları kapatır. 7 Şubatta jandarma ve polisin saldırısıyla binlerce işçi gözaltına alınır. Gözaltına alınan işçi ve emekçiler karakollara sığmayınca Alsancak Stadyumuna götürülür. Polis ve jandarmanın hedefinde bu defa sadece işçiler değil, direnişe destek veren işçi mahalleleri de vardır. Evler tek tek basılır ve insanlar kendi evlerinde işkencelere maruz kalırlar. 14 Şubatta son saldırısına geçen polis ve jandarma, kapıları kırarak fabrika bahçesine girer. Direniş patronlar ve onların hükümetlerince böyle bitirilir.
Direniş bastırılsa da sermaye sınıfının korkusu geçmemiştir. Zaten o günlerde hazırlıkları süren 12 Eylül askeri faşist darbesi büyüyen bu korkunun sonucu olarak tertip edilir.
Kadın işçiler direnişin ardından Kadının Sesi dergisine gönderdikleri mektupta şöyle diyorlardı: “TARİŞ’te direnişten sonra fabrikadan başlar dik, onurla çıktık dışarı. Yalnız olmadığımızı anladık. Gelecekte, işten atılma, faşist bir kurşuna hedef olma, aç kalma, aşağılanma korkusunun olmadığı günlere doğru sıktık yumruklarımızı…”
Bugün Türkiye’nin dört bir yanında işçiler, emekçi kadınlar ekmekleri, sendikal hakları, yaşam alanları, özgürlükleri için mücadele ediyorlar. Emekçi kadınlar tüm bu mücadelelerde en ön saflarda cesurca, başları dik karşı duruyorlar haksızlıklara. Aşağılanma korkusunun olmadığı günlere kadar da karşı durmaya devam edecekler.
İyi Bir Yaşam Göçmekle Mümkün mü?
- Onurlu Bir Mücadele Deneyimi: 1948 Maden İşçileri Grevi
- Maden-İş Geleneği, Singer Fabrika İşgali
- ABD’den Türkiye’ye, 1913’ten 2023’e
- “Cinnet” Değil İşçinin Hak Mücadelesi: 1974 Ülker Direnişi
- Sungurlar Kazan Fabrikası Direnişleri
- Tariş Direnişi ve Direnişin Dönüştürdüğü Emekçi Kadınlar
- Cumhuriyet Tarihinin İlk Kitlesel İşçi Mitingi: 1961 Saraçhane Mitingi
- Tarihin Aktarma Kayışı ve Cezmi Baba Gibi Olmak!
- Gözbağı ve İşçi Hüseyin’in Dönüşümü
- 1928 Tramvay Grevi
- Tarihten Bir Yaprak: 1974 Gıslaved Grevi
- Türkiye İşçi Sınıfının Mücadele Tarihinde DİSK’in Yeri
- 1969 Gamak Direnişi ve Şerif Aygün
- Berec Grevi ve Kadınlar
- Fotoğraf ve Tanıklıklarla 1968 Derby İşgali
- Tarihten Bir Yaprak: 1910 Bursalı İpek İşçilerinin Grevi
- Tarihten Bir Yaprak: “Magirus’ta Grev Var”
- Tarih Bizim Rehberimizdir
- Özal’ın Yakasına Sarılıp Hesap Soran Baştemsilci
- Görkemli Eylemleriyle Madenciler
- Jack London: İşçi Sınıfının Kalbinden Bir Yazar
- Savaş ve Sömürü Kıskacında “Dünya Çocuk Hakları Günü”
- Netaş Grevi İlham Vermeye Devam Ediyor
- 12 Eylül’den Önce 12 Eylül’den Sonra
- Barış, İşçi Sınıfının Mücadelesiyle Gelecek!
- Srebrenitsa Katliamının 29. Yılında Emperyalist Savaş Gerçeğini Bir Kez Daha Hatırlamak
- 12 Haziran: Kapitalizmin Çocuk İşçi Sömürüsü Büyüyor
- Haziranda Ölümsüzleşenlere…
- Süleyman Hocamızla Arının Balı, İşçinin Bilinci
- 28 Nisan: Yaşamak İçin Örgütlen!
- DİSK’e Giden Yol: Paşabahçe Grevi
- Kavel Destanı ve Grev Hakkı
- 24 Ocak Kararlarından Bugüne Sermaye İktidarlarının Zihniyeti Değişmiyor
- Şafaktan ve Ümitten Korkanlara İnat
- Maden-İş Geleneği, Singer Fabrika İşgali
- 1991 Madenci Yürüyüşü: Yerin Derinliklerinden Umudun Kararlı Adımlarına
- ABD’den Türkiye’ye, 1913’ten 2023’e
- 1991-95 Balkan Savaşı: “Kardeştik, Düşman Ettiler”
- 4 Aralık Dünya Madenciler Günü: Madencilerin Kaderi Ölüm Değildir!
Son Eklenenler
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...
- DİSK 24-27 Aralık tarihleri arasında bölge temsilciliklerinin olduğu şehirlerdeki vergi daireleri önlerinde, Ankara’da Hazine ve Maliye Bakanlığı önünde “İnsanca Ücret Vergide Adalet” talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İşyerlerinde...
- Bir an için zifiri karanlıkta kaldığımızı düşünelim. Yanımızı yöremizi görememenin huzursuzluğuyla korkuya kapılırdık. Ne yazık ki bugün milyonlarca işçi ve emekçi yüreğinde benzer bir korku taşıyor. Çünkü dünyamıza egemen olan kapitalist düzende,...
- İşçi Dayanışması’nın 197. sayısında, Emekçi Gençlik köşemizdeki “Yaşadım Diyebilmek İçin” yazısında şöyle deniyordu: “Öyle bir zamandan geçiyoruz ki her geçen gün daha fazla sayıda genç arkadaşımızın kendine “en güzel yıllarım bu mu?” diye sorduğunu...
- Merhaba, ben Polonez işçisiyim. Daha doğrusu işçisiydim. Direnişimizin 163. günündeyiz, son 21 gündür direnişimizi Çatalca Adliye Sarayı önünde yürütüyoruz. Geçenlerde bir gazeteci arkadaşımız “2025’ten beklentiniz nedir?” diye bir soru sordu. “...
- Sendikalı, sendikasız, hatta sigortasız çalıştırılan işçi kardeşlerim, her yılın son ayında hepimizin kulak kesildiği asgari ücret tiyatrosu başlar. Bu sene de aynı şekilde adeta bir tiyatro izledik. Sınıf temelinde örgütlü mücadelenin bir parçası...
- Yıllar önce fabrika önlerine gidip işçi kardeşlerimize vardiya çıkışlarında İşçi Dayanışması’nı ulaştırıyorduk. Bu fabrikalar arasında sendikalı olan da vardı olmayan da. Amacımız sendikalı ya da sendikasız olsun fabrikalardaki işçi kardeşlerimize...
- Kocaeli’de Gebze Organize Sanayi Bölgesinde üretim yapan Betek Boya (Filli Boya) işçileri Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinde örgütlendiler. Çoğunluğu sağlayarak yetki belgesini alan sendika, toplu sözleşme görüşmeleri için haftalardır patrona çağrı...
- 24 Aralıkta Balıkesir’de ZSR A.Ş’de meydana gelen patlamada 11 işçi hayatını kaybetti. Katledilen işçilerin kimi henüz hayatının baharında fidan, kimi ana, kimi babaydı. Hepsi bir ananın evladıydı. Patlamanın ardından şirket internet sitesinde...
- Birleşik Metal-İş’in Aralık ayında grev kararı aldığı işletmelerden beşincisi olan Green Transfo Energy’de 25 Aralıkta grev başladı. Kocaeli Çayırova’da bulunan fabrikada çalışan 263 işçi, “sefalet ücreti dayatmasına boyun eğmiyoruz” diyerek şalteri...