Buradasınız
Uludağ’ın Eteğinde Umudumuz Yeşerdi
Bursa’dan İşçi Dayanışması okurları

“Yedi kapılı Teb şehrini kuran kim?
Kitaplar yalnız kralların adını yazar.
Yoksa kayaları taşıyan krallar mı?”
Bertolt Brecht’in “Okumuş Bir İşçi Soruyor” şiirinde sorduğu gibi sorularımızı sormak üzere Uludağ’ın eteğindeki Bursa’dan yazıyoruz size. Osmanlı İmparatorluğu’na uzun yıllar başkentlik yapmış Bursa, padişahların ihtişamlı mimarisiyle övündüğü, has ipekli dokumalarının nam saldığı şehir olarak yer alır kitaplarda. Kent geçmişte doğanın yeşiliyle örtülü olduğu için “Yeşil Bursa” da demişler adına. Ama Bursa’nın tarihi dokusuna hangi ellerin hüneriyle kavuştuğunu anlatan kitaplar pek yoktur. Yedi kapılı Teb şehrini kimin kurduğunu değil de yalnız kralların adını yazan kitaplar gibi Bursa da beylerin şehri olarak anılır.
İşçiler olarak sormak isteriz: Bursa sokaklarını süsleyen tarihi dokuyu hangi eller inşa etti? Camiler, külliyeler, hanlar, hamamlar sütun sütun işlenirken kaç işçi kaza geçirdi, canından oldu? İpekli kumaşları dokuyan kadın işçilerin gözyaşları damlamadı mı o kumaşlara? Bursa’nın sokakları işçilerin grevlerine, isyanlarına tanıklık etmedi mi hiç? Mesela Osmanlı’daki ilk kadın grevinin 1910 yılının Ağustos ayında 3 bin ipek işçisi tarafından gerçekleştirildiği biliniyor. Kadın ipek işçileri “Biz o perişan çiçeklerdeniz ki baharı görmeden güz yapraklarına döneriz. Sayımız yalnız Bursa’da beş bine ulaşır. Gece gündüz çalışırız, çalışırız...” diye anlatırlar kölece çalışma koşullarını.
Bugünse 17 organize sanayi bölgesiyle işçilerin gece gündüz ürettiği bir şehir Bursa. Patronlar Uludağ’ın lüks otellerinde sefa sürerken, işçiler, emekçi kadınlar, emekliler temel ihtiyaçlarını karşılamakta bile zorlanıyor. Tıpkı geçmişteki gibi işçiler iliklerine kadar sömürüldükleri koşullarda çalışıyor, sermaye sahipleri ise kârlarına kâr katmaya devam ediyor. Sanayinin can damarlarından olan Bursa’da işçilerin sendikal örgütlülük düzeyi çok düşük, çalışma koşulları ağırlaşmaya devam ediyor.
Bu sene 1 Mayıs’ta Bursa sokakları kızıl flamaları, alkışları, şarkıları ve marşlarıyla UİD-DER’li işçilerin disiplinli yürüyüşüne şahitlik etti. Bursalı emekçiler olarak UİD-DER’in kızıl kortejini gördüğümüzde umudumuz yeniden yeşerdi. 1 Mayıs’a katılan kadın işçi arkadaşlarımızdan biri “Herkesin aynı anda coşkuyla alkış tuttuğu, sloganlarını hep birlikte attığı bir görüntüydü. Bursa’nın işte buna ihtiyacı var” derken, emekli bir kadın işçi “Toplumda bir umutsuzluk havası gözlemliyordum. Ama haksızlıklara karşı eli kolu bağlı da durmak istemiyordum. 1 Mayıs alanında UİD-DER’i, kortejin içindeki gençleri görünce umudum yeşerdi” diyerek duygularını ifade etti. Bursa’da bir araya gelen işçiler olarak biliyoruz ki nerede olursa olsun işçilerin birlik olmaya, birbirlerine ve sınıf güçlerine güvenmeye çok ihtiyacı var. Bu nedenle umudumuzu yeşerten örgütlülüğümüzü büyütmek için daha fazla bir araya gelmeliyiz.
- Uludağ’ın Eteğinde Umudumuz Yeşerdi
- Dünden Bugüne, Bugünden Yarınlara 1 Mayıslar
- Yapılan Hiç Bir Şey Boşa Gitmez!
- Elbet Bir Gün…
- Yumruğumuzu Büyütmeye Devam Edelim!
- 1 Mayıs’ta Kendimi Özgür Hissettim
- Olmak İstediğim Fotoğraf Karesi!
- UİD-DER ile Nice 1 Mayıslara
- Yüreklerimiz Meydanlarda Buluştu
- 1 Mayıs Alanlarında UİD-DER Saflarında
- İşyerlerinden 1 Mayıs Alanlarına UİD-DER
- Geleceği Ellerinde Taşıyan Mücadeleci İşçilerin Korteji
- 1 Mayıs’ta Çocuklarımla El Ele
- Her Şeye Rağmen Yaşasın 1 Mayıs
- İyi ki 1 Mayıs’a Gitmişim
- 1 Mayıs Meydanında Kırmızı Önlük ve Şapkanın Güzelliği
- 1 Mayıs’ta Umudumuz Yeşerdi
- 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleyi Büyütmeye Biz de Varız!
- İlk 1 Mayıs’ımın Gururunu Yaşadım
- 1 Mayıs’ta Dünyanın Dört Bir Yanında Meydanlar İşçi ve Emekçilerin Talepleriyle Yankılandı!
Son Eklenenler
- Siyasi iktidarın “aile yılı” ilan ettiği 2025’te nice ailenin ocağına ateş düştü, düşmeye de devam ediyor. Ocak ayında meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya’daki otel yangını felaketiyle başladı yeni yıl. Ama bu felaket ne ilkti...
- Bombalarla yerle bir edilen Gazze’de artık ne sokak kaldı ne okul ne hastane… Ölüm çok, açlık derin… Açlığın ne olduğunu bilenler, “Allah kimseyi açlıkla terbiye etmesin” der. Çünkü açlık, insanın canının yavaş yavaş çekilmesidir, gözünün gördüğüne...
- İzmir Gaziemir Serbest Bölgede üretim yapan Digel Tekstil fabrikasında, sendikalı çalışmak istedikleri için işten atılan 15 işçinin direnişi devam ediyor. 14 Ağustosta TEKSİF Ege Bölge Temsilciliğinde, direnişçi işçiler ve sendika temsilcileri bir...
- İsrail devleti, Filistin halkına yönelik saldırılarını sürdürerek savaşın alevlerini büyütmeye devam ediyor. Dünyanın dört bir yanındaki işçi ve emekçiler ise emperyalist savaşa karşı öfkelerini dile getiriyor, savaşın ortasında kalan sınıf...
- Toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan, üreten, hizmet sağlayan, zenginlikleri var eden biz değil miyiz? Aynı sorunlarla boğuşan biz değil miyiz? Çürümeden, yozlaşmadan kurtulmak, nefes almak isteyen biz değil miyiz? Birbirimize ihtiyaç duyan biz...
- KESK, Ağustos ayının ilk haftasında alternatif TİS masası kurarak 2026-2027 Toplu Sözleşmesinde kamu emekçilerinin taleplerini duyurdu. İktidarın ilk zam teklifini açıkladığı gün Çalışma Bakanlığı önünde açıklama yaparak teklifi protesto etti. 13...
- İsrail devleti Filistin halkına yönelik saldırılarını her geçen gün arttırıyor. Filistin halkı yalnızca bombalarla, kurşunlarla değil abluka nedeniyle açlıkla da mücadele ediyor. Bölgede gıdaya erişim neredeyse imkânsız hale geldi. Ancak İsrail...
- Sırbistan’da geçtiğimiz yıl Kasım ayında Novi Sad şehrindeki bir tren istasyonunda meydana gelen çökme sonucu 16 kişi hayatını kaybetmişti. Yolsuzluk ve ihmalin yol açtığı bu felaketin üzerinden 9 ay geçti, ancak öğrenciler ve işçilerin öfkesi...
- Geçtiğimiz ay Emekçi Kadın köşemizde, 1840’lı yıllarda Ignaz Semmelweis adlı genç bir doktorun annelerin hayatını kurtaran mücadelesine yer vermiştik. Zorluklara, engellere, baskılara rağmen doğru bildiği yolda yürüyerek kadınların ve bebeklerin...
- Bundan 1162 yıl önce, 863’te köleler Abbasi İmparatorluğuna isyan ettiler ve bataklığın ortasında bir şehir kurdular. Bu şehrin adı El-Muhtare idi, yani “Özgürlük Kenti”… Bu bölge, Dicle ve Fırat nehirlerinin Basra Körfezine dökülmeden önce...
- 4 milyon kamu emekçisini ve 2,5 milyon emekliyi kapsayan toplu sözleşme sürecinde iktidarın ilk zam teklifi 2026 yılının ilk 6 ayı için yüzde 10, ikinci 6 ayı için yüzde 6; 2027’nin ilk 6 ayı için yüzde 4, ikinci 6 ayı için yüzde 4 olmuştu. İkinci...
- Kamu emekçilerinin 2026–27 yıllarını kapsayacak toplu iş sözleşmesi görüşmeleri başladı. Yaklaşık 6 milyon kamu emekçisi var ve aileleri ile birlikte düşünüldüğünde 20 milyon insanı ilgilendiren bir süreç başladı. Kamu işvereni yani devlet, 2026’nın...
- İşçi Dayanışması’nın sayfalarında dünyadan işçi mücadelelerine, yüz milyonlarca işçinin katıldığı grevlere, farklı millet ve inançlardan yüz binlerce emekçinin bir araya geldiği Filistin’le dayanışma eylemlerine, ülkeden ülkeye yayılan emekçi...