Buradasınız
Kamuda Tasarruf Paketinden Payımıza Düşenler
Kamuda Tasarruf Paketi 17 Mayısta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasıyla yürürlüğe girdi. İktidar bu paketin gerekçesini şöyle açıkladı: “Deprem yaralarını süratle sarmak ve pandemi sonrası tüm dünyanın gündemi haline gelen enflasyonla kararlı mücadele.” İktidarın iddiasına göre açıklanan tasarruf ve verimlilik paketi ile bütçe açığı kapatılacak ve enflasyon tek haneye düşürülecek. Peki bunu nasıl yapacaklarmış, bir bakalım.
Pakete göre 3 yıl boyunca, emekli olanların yerine alınacaklar dışında kamuda işçi alımı yapılmayacak. Esnek ve uzaktan çalışma modelleri geliştirilecek. Kamu emekçilerinin servis hakkı toplu taşıma olan yerlerde kaldırılacak. Kamu emekçilerinin kaldığı lojman kiraları ve yararlandığı sosyal tesis ücretleri arttırılacak. Yani tasarruf bahanesiyle kamu emekçilerinin çalışma koşulları daha da ağırlaştırılacak, sosyal hakları kısıtlanacak. Keza eğitimde, sağlıkta zaten yetersiz olan kamu emekçilerinin sayısının daha da azaltılmasıyla kamu hizmetlerinin niteliği de daha fazla düşürülecek. Bunun anlamı milyonlarca emekçinin kamu hizmetlerinden yararlanma hakkını fiilen elinden alarak özel sektöre mecbur etmek, böylece özel hastane ve özel okul sahiplerinin cebini şişirmektir. İşsizliği ve güvencesiz çalışmayı yaygınlaştırmaktır.
Pakette tüm faturanın emekçilere ödetildiğini gizlemek için de “tedbirler” var. Mesela ajanda, takvim, plaket, eşantiyon türü hediyelerle zorunlu haller hariç mobilya gibi demirbaş alımları 3 yıl süreyle durdurulacakmış. Hizmet içi eğitim, toplantı benzeri faaliyetler kamu tesislerinde yapılacakmış. Kullanılan makine ve teçhizatın ekonomik ömrü tamamlanmadan elden çıkarılmayacakmış. Yabancı marka makam aracı alınmayacakmış. Yüksek maaş alan yönetim kurulu üyelerinin ücretlerine tavan sınır getirilecekmiş. Demek ki 21 yıl boyunca bizden vergi olarak kesilen paralar har vurulup harman savrulmuş, ihtiyaç olmayan şeyler satın alınmış, kamu tesisleri dururken lüks otellerde toplantılar yapılmış, üst düzey bürokratların cebi dolup taşmış.
Tüm bu “tasarruf ve verimlilik önlemleri”nin yaklaşık 100 milyar liralık bir tasarruf sağlayacağı, bunun da 2,7 trilyon liralık bütçe açığının yalnızca yüzde 3,7’sine denk geldiği belirtiliyor. Bu durumu 2015 yılında Mehmet Şimşek’in kendisi de itiraf etmişti. Lüks makam araçları eleştirildiğinde bunların maliyetinin “Türkiye’nin bütçesinde çerez parası” kadar olmadığını söylemişti. Şimdi aynı Bakan makam araçlarını gündeme getirerek enflasyonu düşürmekten bahsediyor. O halde sormak gerekmez mi, “çerez parası”yla mı kamuda tasarruf yapacaksınız? Günlük harcaması 15 milyon liranın üzerinde olan Cumhurbaşkanlığı sarayının ödeneğinden, TBMM, savunma ve güvenlik giderlerinden neden tasarruf yapılmıyor? En önemlisi de iktidarın kamu kaynaklarını peşkeş çektiği, esas bütçe açığının müsebbibi patronlar sınıfı “tasarruf” yapmayacak mı?
Mesela 2024 bütçesinde patronlara 1,8 trilyon liralık vergi muafiyeti getirilmişti. Oysa patronlara vergi affı getirilmeyip bu para tahsil edilse zaten bütçe açığının üçte ikisi kapatılıyor. Kamu ve özel işbirliğiyle yapılan havaalanları, otoyollar, demiryolları, hastaneler için sermayeye döviz cinsinden garanti ödemeleri de devlet bütçesinden yapılıyor. 2024’te toplamda 162 milyar lirayı bulacak olan bu ödemeler neden tasarruf kapsamına alınmıyor? Yandaş şirketlerin işlettiği İstanbul Havalimanı’nın 1 milyar 195 milyon avro yani yaklaşık 35 milyar lira olan 2018-2020 yıllarına ait üç yıllık kira borcunun ödemesi 2043 yılına ertelenmişti. Neden bu ertelemeden vazgeçilmiyor? Geçmişten bu yana araziler, ormanlar, dereler, binalar gibi kamu kaynakları patronlara peşkeş çekiliyor. Ama siyasi iktidar sermayeye aktarılan ödenekleri, kaynakları kısmak yerine tasarruf adı altında işçi ve emekçilerin ümüğünü sıkmayı, kamusal hizmetleri kısıp niteliğini düşürmeyi, kamu emekçilerinin haklarını gasp etmeyi tercih ediyor!
Depremi, salgını, enflasyonu bahane eden iktidar, “tasarruf” tedbirlerine uymamızı istiyor. Oysa sorunların nedeni kendileridir. Tıpkı 1999 Gölcük depreminden sonra milyonlarca işçinin emeklilik hakkını gasp eden yaş düzenlemesi gibi şimdi de enflasyon bahane edilerek yeni hak gasplarının yolu döşeniyor. Emekçilerin örgütsüzlüğünü fırsat biliyorlar, yaşanan büyük acıları istismar ederek paket paket saldırı programları hazırlıyorlar. İşçi ve emekçiler olarak saldırılara karşı birliğimizi, örgütlülüğümüzü büyütmekten başka seçeneğimiz yok. Bunu başarırsak haklarımızın gasp edilmesinin önüne geçebilir, krizin faturasını esas olarak patronların ödemesini sağlayabiliriz.
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Suriyeliler Geri Dönecek mi?
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- İşçi Sınıfının Ortak Mücadele Dili: GREV!
- Umudumuzu ve Direncimizi Güçlendirelim, Mücadelemizi Büyütelim!
- İşçi Dayanışması 201. Sayı Çıktı!
- Zeytinyağı, Margarin, Süt Tozu
- Toplumsal Sorunların Bireysel Çözümü Mümkün mü?
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
- İşçilerin Tek Çıkış Yolu Birlik, Dayanışma ve Mücadeledir!
- İşçi Dayanışması 200. Sayı Çıktı!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Umudumuzu ve Direncimizi Güçlendirelim, Mücadelemizi Büyütelim!
- Zeytinyağı, Margarin, Süt Tozu
- Toplumsal Sorunların Bireysel Çözümü Mümkün mü?
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
- İşçilerin Tek Çıkış Yolu Birlik, Dayanışma ve Mücadeledir!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- İşçilerin Birliği ve Dayanışması Güçlendikçe Umut da Büyür!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Özgür Olmak Demek…
- Hangisi Daha Zor?
- Yiyorlar, İçiyorlar Hesabı Bize Ödetiyorlar
- 2025, 2024’ten Daha mı İyi Olacak?
Son Eklenenler
- Egemen sınıfın siyasetçileri sıklıkla gençliğin öneminden bahsediyor ve gençliği kazanmanın gerekliliğinden dem vuruyorlar. Mesela geçen ay Erzurum’da “Gençlerle Buluşma” programına katılan Erdoğan şöyle seslendi gençlere: “Bizim keyfi yere feda...
- İngiltere’nin başkenti Londra’nın meydanlarında aylardır emekçilerin barış talebi yankılanıyor. 18 Ocak Cumartesi günü, Filistin halkıyla dayanışma kapsamında Londra’da düzenlenen 24. ulusal gösteriye on binlerce kişi katıldı. Sırbistan'da...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Yolbulan Metal fabrikasında 219 gündür grevde olan işçiler, 24 Ocakta Payas Belediyesi önünde eylem yaptılar. 20 Haziranda greve çıkan işçiler, grevlerinin 217. gününde de fabrikanın önünden yürüyüş yaparak yolu...
- İş güvenliği önlemlerinin yetersizliği ve denetimsizlik sebebiyle iş kazaları yaşanmaya, işçiler iş cinayetlerinde ölmeye devam ediyor. Yakın tarihte yaşanan çeşitli iş kazaları ve bunlarla ilgili yayınlanan bilirkişi raporları patronların kâr hırsı...
- İşçi Dayanışması’nın ilk sayısı 2008 Nisan ayında yayın hayatına başlamıştı. Elbette çıkarken kardelenler gibi toprağında kök saldıktan sonra filiz vermişti. İşte o günden beridir 1 Mayıs meydanlarında kırmızı şapka ve önlüklerle gelincik tarlası...
- 24 Ocak 1980’de, sermaye sınıfının ortak talepleri doğrultusunda bir dizi ekonomik karar alınmıştı. Adına “yapısal dönüşüm programı” denilen bu kararların alınmasında IMF, Dünya Bankası gibi emperyalist güçler, bu süre zarfında kurulan hükümetler,...
- Sonradan görme bir burjuva olan Turkuaz Tekstilin sahibi Nihat Zeybekçi, asgari ücreti vatan-millet-Sakarya’ya bağlamak için cambazlık yapıyor. Asgari ücret 660 dolara karşılık geliyormuş. 2003’te asgari ücret 100 dolar ediyormuş. Bunlar yanıltıcı...
- Teksif Sendikasında örgütlenen İzmir/Gaziemir’de Digel Tekstil, İstanbul/Tuzla’da TKİS Blinds ve Kayseri’de Almer Tekstil işçileri, patronların sendika düşmanlığına ve işten atma saldırısına karşı mücadele ediyor. İBB’ye bağlı Beltur işçileri, 20...
- Bolu’da Kartalkaya Kayak Merkezinde bulunan Grand Kartal Otel’de 21 Ocakta gece saatlerinde meydana gelen yangında 79 kişi hayatını kaybederken onlarca kişi yaralandı. Yapılan açıklamalara göre yangın sırasında otelde kayıtlı 238 kişi bulunmaktaydı...
- Emekçi kadınlar olarak birçok sorunumuz var. Hayat pahalılığı, yoksulluk, çocuklarımızın ihtiyaçlarını karşılayamamak gibi sorunlar yaşıyoruz. İzmir’de tek göz bir evde çıkan yangında hayatını kaybeden beş küçük çocuk hepimizi çok üzdü. Bu çocuklar...
- İşçi sınıfının emeklileri, abi ve ablalarımız, Erdoğan 2024 yılını “emekliler yılı ilan ediyoruz” demişti. Erdoğan’ın o konuşmasını belki de hepimiz dinledik, gazetelerden okuduk. Bazılarımız burjuva siyasetinin zokasını yutarak, “belki bu sefer iyi...
- Baskılara, yasaklara rağmen direnişlerini sürdüren Polonez işçilerinin mücadelesi kazanımla sonuçlandı. Metal işçilerinin kararlı duruşu kazanım getirdi. Hitachi Energy grevi 24 Aralıkta, Schneider Elektrik grevi 6 Ocakta, Arıtaş Krijojenik grevi 10...
- Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, 19 Ocakta Kadıköy İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde eylem yaparak Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezlerinde çalışan öğretmenlerin ve terapistlerin sorunlarına değindi.