Buradasınız
Umudu Yaymak İçin Hep Birlikte 1 Mayıs’a!
Ankara’dan genç bir depo işçisi

İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime. Sorumun cevabını benim gibi milyonlarca emekçinin yaşam koşullarında buldum. Güneş doğmadan evden çıkıyor, güneş batınca eve giriyoruz. Gün boyunca çalışmaktan ve yollarda helak olmaktan başka bir şey yapamıyoruz neredeyse.
Kendimize ve sosyal yaşamımıza, ailemize, dostlarımıza vakit ayıramıyoruz. Üstelik çalışma saatleri zaten fazlasıyla uzunken geçinemediğimiz için fazla mesai yaparak daha uzun saatler çalışıyoruz. Yine de temel ihtiyaçlarımızı karşılamakta güçlük çekiyoruz. Maddi sıkıntılar bizi bir kısır döngünün içine sürüklüyor. Tek başımıza çözemediğimiz bu sorunlar bizi mutsuzluk ve umutsuzluk kuyusunun diplerine çekiyor. Hal böyleyken içimizde biriken stresi ve öfkeyi de kendimize ya da çevremizdeki insanlara olumsuz duygularla yansıtıyoruz. Kapitalist sistemde çalışma ve yaşam koşulları mutlu olmamıza izin vermiyor. Bu sistem ayakta kaldıkça mutsuzluğumuz ve yaşadığımız sorunlar katbekat artacak ve tek başımıza da bu sömürü sistemiyle baş edemeyiz.
Ben UİD-DER’le birlikte ilk 1 Mayıs’a katıldığımda yalnız olmadığımı, tek başıma olmadığı gördüm. Umutsuz olmama gerek yoktu çünkü biz binlerce kişi hep bir ağızdan aynı şeyleri haykırıyorduk. Kıpkızıl güller gibi hep birlikte güzel günleri muştuluyorduk! Kendime ve dernekteki arkadaşlarıma, abi-ablalarıma baktığımda şunu görüyorum: Aynı ağır çalışma ve yaşam koşullarıyla bizler de boğuşuyoruz. Ama mücadele örgütümüz bize içimizde biriken öfkenin nereye yöneltilmesi gerektiğini gösteriyor. Sınıfımızın tarihinden öğreniyoruz. Mutsuz olmadan, umutsuzluğa kapılmadan bu kara günleri değiştirmek için mücadele ediyoruz. Kendimiz gibi işçi kardeşlerimize ulaşıyoruz.
İşçi sınıfını iliklerine kadar sömüren bu sisteme karşı yan yana durmak, hayat şartlarımızı düzeltmek için en doğru başlangıç. Örgütlü bir şekilde hareket ettiğimizde sorunların üstesinden nasıl geldiğimizi görüyoruz. Bu yüzden geleceğe dair endişe değil umutla doluyuz. Bu inanç ve umutla 1 Mayıs geleneğine sahip çıkıyoruz. Mücadelemizi büyütmek, umudu yaymak için haydi hep birlikte 1 Mayıs’a!
- Uludağ’ın Eteğinde Umudumuz Yeşerdi
- Dünden Bugüne, Bugünden Yarınlara 1 Mayıslar
- Yapılan Hiç Bir Şey Boşa Gitmez!
- Elbet Bir Gün…
- Yumruğumuzu Büyütmeye Devam Edelim!
- 1 Mayıs’ta Kendimi Özgür Hissettim
- Olmak İstediğim Fotoğraf Karesi!
- UİD-DER ile Nice 1 Mayıslara
- Yüreklerimiz Meydanlarda Buluştu
- 1 Mayıs Alanlarında UİD-DER Saflarında
- İşyerlerinden 1 Mayıs Alanlarına UİD-DER
- Geleceği Ellerinde Taşıyan Mücadeleci İşçilerin Korteji
- 1 Mayıs’ta Çocuklarımla El Ele
- Her Şeye Rağmen Yaşasın 1 Mayıs
- İyi ki 1 Mayıs’a Gitmişim
- 1 Mayıs Meydanında Kırmızı Önlük ve Şapkanın Güzelliği
- 1 Mayıs’ta Umudumuz Yeşerdi
- 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleyi Büyütmeye Biz de Varız!
- İlk 1 Mayıs’ımın Gururunu Yaşadım
- 1 Mayıs’ta Dünyanın Dört Bir Yanında Meydanlar İşçi ve Emekçilerin Talepleriyle Yankılandı!
Son Eklenenler
- 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününde yüz binlerce emekçi kadın dünya meydanlarına aktı. Dünyanın dört bir yanında derinleşen ekonomik krize, artan işsizliğe ve yoksulluğa, yaygınlaşan emperyalist savaşa ve yükselen faşizme karşı emekçi kadınlar...
- UİD-DER ve Belediye-İş Sendikası İstanbul 2 Nolu Şube, 8 Mart Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle 9 Martta, Avcılar Barış Manço Kültür Merkezinde “8 Mart Yol Gösteriyor: Engeller Mücadeleyle Aşılır!” şiarıyla etkinlik düzenledi. Düzenlenen...
- Elinizde tuttuğunuz broşür, İşçi Dayanışması bülteninde yer alan Emekçi Kadın köşemizde yayınlanan yazılardan bir seçki yapılarak hazırlandı. Gururla söylemeliyiz ki Emekçi Kadın köşemizdeki tüm yazılar işçi ve emekçi kadınlar tarafından yazıldı,...
- 8 Mart Uluslararası Emekçi Kadınlar Gününde İstanbul’dan Diyarbakır’a, Kocaeli’den Antep’e, Hatay’dan İzmir’e Türkiye’nin dört bir yanında binlerce emekçi kadın engellemelere rağmen alanlara çıktı, taleplerini haykırdı. Diyarbakır’da kadınların...
- 8 Mart’ın ortaya çıkışının ve bir gelenek olarak yükselmesinin hikâyesi, emekçi kadınların birlik olup en zorlu engelleri aşmasının hikâyesidir. Gelecek kuşaklara nice deneyimleri, nice hakları miras bırakmasının hikâyesidir. Bu hikâye, bizim devam...
- Bizler 8 Mart’ı yaratan işçi kuşaklarının, emekçi kadınların direncini ve azmini yarınlara aktaracak bugünün işçi kuşaklarıyız. Tüm zorluklara rağmen, azimle mücadele ederek miras bırakılan bu geleneğe sahip çıkmaya devam edeceğiz. Çünkü savaşların...
- 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü, emekçi kadınların çalışma saatlerine, işyerindeki baskı ve tacizlere, düşük ücretlere karşı başlattığı mücadeleden doğdu. 8 Mart ne kadınlara hediye verme günüdür ne de bütün kadınları aynı potaya koyan, hangi sınıftan...
- Bizler farklı hastanelerde, branşlarda ve meslek gurubunda olan sağlık emekçisi kadınlarız. Bir kez daha 8 Mart coşkusu yaşıyoruz. Hastaneler, aile hekimlikleri ve daha nice sağlık kurumu ile evlerimiz arasında mekik dokuyarak geçiyor hayatımız....
- Biz emekçi kadınlar, kadın işçilerin sağlık, güvenlik ve aile yaşamı üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle gece vardiyasının yasaklanmasını talep ediyoruz! Gece vardiyasının kadın işçileri fiziksel ve psikolojik olarak yıpratırken güvenlik riski...
- Bazen insan yaşadıklarını, içinde bulunduğu durumu tam olarak anlamlandıramaz. İşte benim durumum da buydu. Ben metal işkolunda, sendikalı bir fabrikada yıllardır çalışan bir kadın işçiyim. Tüm yaşamım mücadele içinde geçti. Bazen işyerinde verdim...
- Bizler fabrikalarda vardiyalı çalışan metal işçisi kadınlarız. Zorlu ekonomik koşullar altında, mutfakta tencereyi kaynatmaya çalışıyoruz. Bir taraftan evin işlerini sırtımızda taşırken, bir taraftan da çocuklarımızı yetiştirmeye çalışıyoruz. Yeteri...
- Sözde aile içinde birlik beraberliğin korunması gerekçesiyle 2025’i aile yılı ilan ettiler. Ama aile içindeki huzurun bozulmasındaki en büyük nedenin geçim sıkıntısı olduğunu yok saydılar. Bir babanın kiraya, faturalara, çocukların eğitim...
- Bundan 168 yıl önce Amerika’da tekstil işçileri uzun çalışma saatlerine, düşük ücretlere, insanlık dışı çalışma koşullarına karşı mücadele veriyorlardı. Fabrikada çıkan yangında 128 kadın işçi yanarak hayatını kaybetti. 8 Mart işte bu yüzden...