Buradasınız
Yalanlara, Aldatılmalara Son! Yarınlar İçin Mücadele!
Esenyurt’tan bir emekçi

Gün geçmiyor ki yönetenlerin ve onların arkasına yedeklenen kan emicilerin yeni pislikleri ortaya dökülmesin. Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada “AKP’nin çocukları” başlığı altında bir haber okudum ve bunu emekçi kardeşlerimle ve gençlerle paylaşmak istedim. Haberde, Kalyon Ajansın 2012 yılında 10 bin lira sermaye ile kurulduğu, dokuz yılda sermayesini yüz elliye katlayarak 1,5 milyon liraya çıkardığı yazıyordu. Mehmet-Furkan Kaya kardeşlerin genç yaşta milyon dolarlar kazandığı ve lüks içinde yaşadıkları fotoğraflarla, kesitlerle paylaşılmış sitede. Ne hikmetse şirketin yaptığı bütün organizasyon işlerinde müşteri devletin kurumları olmuş. Diyebiliriz ki devlet Kalyon Ajansa çalışmış. Tabi ki AKP’nin belediyelerini boş geçmemişler. Ajansın olduğu her yerde Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanının olduğu her yerde bu kardeşler var. Çakarlı arabalarla geziyorlar, lüks yatlarla, pahalı elbiselerle şehitleri anıyorlar. Son model spor arabalara binip zenginliklerini görgüsüzce insanların gözüne sokmakta bir beis görmüyor bu 25 yaşındaki gençler. Evet, yanlış duymadınız 25 yaşındalar! Soruyorum kardeşler bu yaşta milyon dolarlar kazanmak normal bir şey mi?
Bu gençlerin önünü açan ve onlara milyon dolarlar kazandıranlar “her üniversiteli iş bulacak diye bir şey yok” diyorlar. KYK’dan yurt çıkmayan öğrencilere devletin burs vermesi için Meclise teklifte bulunan muhalefete, AKP ve MHP milletvekilleri karşı çıktı. Cumhurbaşkanı öğrencilerin sokakta kalmasını abartılı bulurken, MHP lideri ve İçişleri Bakanı parklarda yatan öğrencileri “vatan haini” ve “terörist” ilan etti. Sistemin çürümüşlüğü, yönetenlerin ve patronların açgözlülüğü, kendi sınıfsal çıkarlarının yarattığı ekonomik kriz, dolaylı veya doğrudan işçi sınıfının çocuklarını etkiliyor. Okuduğum bir makalede, modern tarihte ilk kez gençlerin ebeveynlerinden daha kötü şartlarda yaşadıkları, daha yoksul, daha güvencesiz, daha geleceksiz bir konumda oldukları yazıyordu. Bugün işçi ailelerinin çocuklarının yaşadıkları tam da bu. Yurtsuz, evsiz barksız, sokakta, parklarda yatan işsiz güçsüz gençler meteliğe kurşun atıyorlar. Sistemin ve yönetenlerin yarattığı sorunlar yüzünden kendini suçlayan, intihar eden, bunalıma girip psikolojik sorunlar yaşayan, kullandığı depresyon ilaçlarına bağımlı olan, uyuşturucu kullanan, nerdeyse yemeye ekmek bulamayan 20’li yaşlarda işçi emekçi çocukları! Bir avuç azınlıksa milyon dolarlara hükmediyor!
Kardeşler! Bizim sırtımızdan geçinenler saraylarda sefa sürerken, emekçilere cefa çektiriyorlar. Alın terimizi, emeğimizi çalıyorlar, çaldıkları ile kendileri ve çocukları adeta cenneti bu dünyada yaşıyorlar. İşçi ailelerine ve çocuklarına ise cehennemi yaşatıyorlar. En önemlisi de bütün pislikleri ortaya saçıldığı halde, bunu normal görmemizi ve kabullenmemizi istiyorlar. İşsizliği, hayat pahalılığını, gençlerin eğitim ve barınma sorunlarını, yağmayı talanı, kanunsuzluğu, hırsızlıklarını inkâr ediyor, yok sayıyorlar. Sistemin çürüdüğü ve toplumsal ilişkileri çürüttüğü bir dönemden geçerken, derneğimiz UİD-DER anlamlı bir gençlik kampanyası başlattı: Geleceğini Arayan Gençlik: Yarınlar İçin Mücadele Edelim! Okuyan, işyerlerinde çalışan, işsizlikle boğuşan sınıfın tüm gençlerine sesleniyor. Sorunların ortak olduğunu ve yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen bu çarkı bozuk düzenin değişebileceğini söyleyerek, bunun için bir adım atmanın, mücadeleye ortak olmanın çağrısını yapıyor. Haramilerin saltanatını hep beraber ortadan kaldıralım diye sesleniyor.
Genç kardeş, hep kandırıldın! Seni sınıfından ve mücadeleden uzak tutmak için önüne sürekli başka işler koydular. Senin geleceğin burada, mücadele saflarında, gel sen de bu mücadeleye ortak ol! Sistemin sana sunduğu şatafatlı, süslü laflar tamamen palavra. O hayatı yaşayacak sınıf belli, bu adaletsiz düzende senin payına düşen yaşadıkların! Şöyle bir düşün, aslında her şey sana zorla ve dayatmayla yaptırılıyor. Unutma ki özgürlük örgütlü mücadelede. Dünyanın tüm nimetlerinden ve üretilen zenginlikten adil bir şekilde yararlanmak, yokluğun, yoksulluğun, açlığın, sefaletin olmadığı bir gelecek mümkün. Bu hayatı yaşamak ve karanlığa mahkûm olmak zorunda değilsin, kavgaya ortak ol! Yolunu sınıf mücadelesi aydınlatsın.
- Geleceğimiz İçin UİD-DER’deyiz!
- Gençlerimizi Öldüren Kapitalist Düzendir
- Gençler Olarak UİD-DER’de Buluşalım
- Umudumuzu Hep Birlikte Yeşertelim
- Gençliğe Sınıfımızın Gerçeklerini Anlatalım
- Depresyon ve Anksiyetenin İlacı Dayanışma
- Gelecekten Korkma! Korkunun Üzerine Birlikte Gidelim!
- Gençlik ve Kapitalizm Lodosu: Şikâyet Etmek Yetmez!
- Adalet Orada mısın?
- Gücümüzün Farkındayız!
- Sen Nerede Duracaksın?
- Biz de Umutluyuz, Çünkü UİD-DER’liyiz!
- UİD-DER Hayatıma Bir Güneş Gibi Doğdu!
- Barınamayan Gençlerin Ruh Hali!
- Çoğaldıkça Umudumuz Büyüyor
- UİD-DER’in Bana Öğrettiklerini Yaşayarak Deneyimledim
- Yağmur Olup Yağacağız Bu Kurak Topraklara
- Umut Bizim Ellerimizdedir!
- Genç İşsizliği “Ulusal Genç İstihdam Stratejisi” ile Çözülebilir mi?
- Yeni Bir Hayata Uyanmak
Son Eklenenler
- Avrupa’nın pek çok ülkesinde yoksullaştırma politikalarına hız veriliyor, hayat pahalılığı artıyor. Grev hakkı başta olmak üzere hak ve özgürlüklere saldırılar artıyor. Ancak Avrupa işçi sınıfı büyüyen sorunlara grevlerle, kitlesel eylemlerle...
- İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, 26 Mayıs’ta, Söğütlüçeşme Marmaray istasyonunda bir basın açıklaması düzenledi. Bir işçinin tren camını temizlerken elektrik akımına kapılarak ağır yaralanması nedeniyle düzenlenen eylemde taşeron...
- 23 Mayısta gece yarısı sularında İstanbul Maltepe D-100 karayolunda makas atarak ilerleyen bir sürücü, bariyer yapmakta olan yol bakım işçilerinin arasına dalarak dört işçinin ölümüne, bir işçinin de yaralanmasına yol açtı. Aynı hafta içinde Kadıköy...
- Kuş sütü eksik bir sofra fotoğrafı. Sofrada çeşit çeşit yemekler, iştah açıcı mezeler… Yemekler gibi tabaklar da çeşit çeşit, renk renk. Sofradaki tek gariplik bazı tabakların uçlarının kırık olması ya da boyayla kırık süsü verilmiş olması. Sofrayı...
- Çıkışsızlık sarmalından kurtulmak isteyen insanlara kapitalist düzenin kurumları, düzen medyası ve burjuva ideologlar bir “çıkış kapısı” gösteriyorlar. Ama bu çıkış kapısının üzerinde şöyle yazıyor: “Sorunların kaynağında kişilerin eksiklikleri ve...
- Almanya, ABD, İngiltere, İtalya, Fransa, Japonya ve Kanada’nın oluşturduğu G7 zirvesi bu yıl 19-21 Mayıs tarihlerinde Japonya’da yapıldı. Zirve, İkinci Dünya Savaşında nükleer bombalarla yerle bir edilen, yüzbinlerce insanın öldüğü ve tarifsiz...
- Güney Amerika ülkesi Arjantin’de artan hayat pahalılığına, işsizliğe, düşük ücretlere ve güvencesizliğe karşı on binlerce işçi bir araya geldi. 18 Mayısta düzenlenen kitlesel gösteride yüzde 109’u aşan enflasyon, IMF’nin dayattığı kemer sıkma...
- 14 Mayıs seçimlerini geride bıraktık. Henüz kesin olmayan sonuçlara göre iktidarda bulunan Cumhur İttifakı Mecliste çoğunluğu elde etti, cumhurbaşkanının belirlenmesiyse 28 Mayıstaki ikinci tura kaldı. Fakat kesin olan bir şey var: 14 Mayısta hangi...
- İşçi Dayanışması’nda, yaşadığımız dünyayı ve kapitalist sistemi anlatan pek çok yazı yayımlandı bugüne kadar. Kapitalizm denilen ekonomik düzenin dünyamıza, işçi sınıfına ve insanlığın geleceğine ne kadar büyük bedeller ödettiğini her vesileyle...
- Türkiye’den Uluslararası İşçi Dayanışması Derneğinden işçi kardeşleriniz olarak emperyalist yüzsüzlerin Hiroşima’da düzenledikleri zirve vesilesiyle yükselttiğiniz anti-kapitalist mücadeleyi coşkuyla selamlıyoruz. Savaş alevlerini daha da...
- Türkiye’de çeşitli sektörlerden işçiler grev ve direnişlerle, eylemlerle mücadeleye devam ediyorlar. AFP Türkiye Ofisi çalışanlarının grevi kazanımla sonuçlanırken, Yonga Mobilya işçilerinin grevi sürüyor.
- 13 Mayıs 2014’te Soma’da 301 madenci kardeşimiz katledildi. Yaşadığımız acının, dinmeyen öfkemizin, Türkiye işçi sınıfı tarihindeki en büyük işçi katliamı Soma’nın üzerinden 9 yıl geçti. Ne yazık ki bu 9 yılda binlerce işçi kardeşimizi daha iş...
- Bursa Demirtaş Sanayi Sitesinde bulunan Barutçu Tekstil’de çalışan 8 kadın işçi, Öz İplik-İş Sendikasında örgütlendikleri için işten atılmış, daha sonra direnişe geçmişlerdi. Patronun her türlü yıldırma çabalarına rağmen, kar kış demeden fabrika...