Buradasınız
Yalanlara Kanmayalım
Gebze Plastikçiler Sanayinden bir işçi
Sermaye medyası, ekranları “her işçi kıdem tazminatı alabilecek, bir gün bile çalışan kıdem tazminatı alacak” söylemleriyle doldurmuş durumda. Hal böyle olunca işçi kardeşlerimiz de bunu gerçek sanıyor. Çalıştığım işyerinde, servis duraklarında şahit olduğum tartışmalarda işçiler, fonun iyi ve bizim için yararlı olduğunu söylüyorlar. Nasıl sermaye medyası sanki hükümet işçileri düşünüyormuş gibi yalanları ortalığa saçıyorsa ben de her işçi arkadaşıma bıkmadan usanmadan hükümetin ve patronların ikiyüzlülüğünü ve fon yalanını ifşa ediyorum.
Petrokimya sektöründe çalışıyorum. İşyerimde arkadaşlarıma, “duydunuz mu kıdem tazminatının başına gelenleri?” deyince, onlar da “evet, bir gün bile çalışan kıdem tazminatı alacakmış” dediler. Bir diğeri de “daha iyi, artık patronlara minnet etmeyiz, kıdem tazminatımız garanti altında” dedi. Kıdem tazminatının nasıl hak edildiğini sorduğumda net bir bilgiye sahip olmadıklarını gördüm ve tane tane onlara anlatmaya başladım. “Mevcut kanuna göre bir işyerinde en az bir yıl çalışmış olmak koşuluyla; haksız nedenlerle işten atıldığımızda, emekli olduğumuzda, kadınlar evlendiğinde, erkekler askere gittiğinde, 15 yıl çalışma süresi ve 3600 prim gününü doldurduğumuzda kıdem tazminatı almaya hak kazanıyoruz. Yasanın bu halinde bile Çalışma Bakanının dediği gibi işçilerin %80’i kıdem tazminatı alamıyor. Ama bu %80’nin kıdem tazminatı alamaması yine iktidarın marifeti. Taşeronluk, sözleşmeli işçilik, kıdem tazminatı vermeyen işverenlerin cezasız kalması, bunların hepsi gerçek. Fon oluşturulurken kanunlar işçilerin yararına olacak şekilde değiştirilmiyor, tazminat almak kolaylaştırılmıyor. Üstüne bir de 30 gün üzerinden hesaplanan kıdem tazminatı 15 güne indirilmek isteniyor. Üstelik fon kurulunca öyle hemen alamayacaksın tazminatını, hem on yıl beklemen gerekecek hem de ancak ev ya da araba alman şartıyla verilecek.”
Bu sözlerim üzerine iki arkadaş da gözleri büyümüş bir şekilde bana bakıyorlardı. Onların kafasını karıştırmış oldum şimdilik. Bir dahaki sefere tekrar konuşacağım onlarla. Çünkü bilinçli işçiler üzerine düşeni yapmadan kıdem tazminatımızı koruyamayız.
Elleri Var Özgürlüğün
İşçi Kadınlar Kıdem Fonuna Hayır Diyor!
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Kıdem Tazminatı Hakkımız Egemenlerin Ağzını Sulandırıyor
- “Olmaz Öyle Şey”
- Sendika Biziz!
- Engel Olduk, Yine Olabiliriz!
- Su Uyur Düşman Uyumaz
- Kötü Gün Dostu Kıdem
- Patronların Oyununa Kanmamak İçin UİD-DER’e
- Kıdem Tazminatı Bize Mirastır
- Sağlıklı ve Güvenli Çalışma İçin Kıdem Tazminatına Sahip Çık
- Kıdemden Elinizi Çekin!
- Kıdem Tazminatı Sınıfımızın Bize Mirasıdır
- Kıdem Tazminatımızın Patronların Cebine Girmesine İzin Vermeyeceğiz!
- Gebze Sendikalar Birliği: Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz!
- Kıdem Tazminatı Maliyet Değil Haktır!
- İçimiz Isınır mı?
- Dün Ayağa Kalkmışlardı, Peki Ya Bugün?
- Kıdem Tazminatını Gasp Ettirmeyelim
- Burjuva Medyanın Dezenformasyonlarına Kanmayalım!
- Kıdem Tazminatı: Yalanlar ve Gerçekler!
Son Eklenenler
- İktidarın desteğini arkasına alan patronlar işçilerin haklarına pervasızca saldırıyor, işçiler mücadele ediyor. Adıyaman Besni’de Mega Polietilen fabrikasında ücret gaspına karşı başlayan direniş sonuç verdi, işçilerin 2 aylık ücretleri yatırıldı....
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...