Buradasınız
Yalnız Değiliz
Flormar direnişçisi bir kadın işçi
Merhaba. Ben Flormar’da sendikal haklarını arayan ve haksız yere işten çıkarılan işçi kadınlardan sadece biriyim. Kimi haklı bulur bizim direnişimizi, “sendikal haklarını aramasalardı” diyenler de vardır illaki. Ben de bu olay başıma gelmeden önce direnişteki işçileri gördüğümde “ne güzel çalışıyorlar, para kazanıyorlar ne diye eylem yapıyorlar?” diye kendimce yorumlar yapar, eylem yapanları haksız bulurdum. Çoğu zaman da yaptıkları eylemden dolayı kötü baktığım bile olmuştur. Ama insanın başına gelmeden haksızlığı ya da haklılığı göremiyormuş maalesef. Kalıplaşmış fikirler, önyargılı düşünceler yüzünden belki de birbirimize destek olamıyoruz.
Her yerden duymuşsunuzdur direnişimizi. Ama ben bizzat kendi yaşadığım duyguları da sizlerle paylaşmak isterim. İlk fabrika deneyimimdi. Doğru düzgün nasıl çalışılır, nasıl vardiya sistemine alışırım, bilmiyordum. Zamanla alıştım. Fakat arkadaş çevresi edindikçe yıllarca çalışan arkadaşlarımla benim aramda pek bir fark olmadığını gördüm. Haksızlıklar fazlaydı. Fabrika yönetimi yeni gelen elemanları tutmak için övgülerle fabrikayı anlatırlardı. Ama içeri girince anlattıkları gibi haklı olmadıklarını görüyorduk. Kimisi az da olsa eve ekmek parası götürme derdindeydi. Kimisi ise uzun yıllar çalışmış hakkını da almadan çıkmamak derdindeydi.
Anayasal hakkımız olan sendika hakkını bir arkadaşımız araştırdı. Tüm istediğimiz sosyal haklar, daha iyi yaşayabilme olanağı idi ve hepsi sendikalaşmadan geliyordu. Hepimiz bir olup sendikaya üye olmaya karar verdik. Herkes kendince haklıydı. Ben sendikayı bilmediğim için ilk zamanlar korkmuştum. Sonuçta bilmediğim bir işe kalkışıyorduk. Kendimce araştırdım. Yasadışı hiçbir durum yoktu. Güvendiğim insanlarla birlikte sendikaya üye olduk. Çoğunluğu sağladık. Bakanlıktan onay geldi fabrikaya. İşte tam da bu zamanda başladı patronun işçi kıyımı. İlk başta 12 işçi arkadaşımızı çıkardı. Çoğu 7-8 yıllık işçiydi. Çıkarılma sebebi ise çok komikti, “verimsiz çalıştığı” gerekçesiyle çıkarıldı arkadaşlarımız! Bu kadar yıl çalışmışlar, güya şimdi verimsiz olmuşlar. Arkadaşları çıkardıktan sonra sendika üyeliklerimizi çekeceğimizi düşündüler. Amaçları bizleri korkutmaktı. Kimi zaman tek tek odalara çağırıp gözümüzü korkutmaya çalıştılar. Kimi zaman ise “hiçbir hak vermeden göndeririz” gibi tehditler savurdular. Ama istedikleri olmadı.
Daha fazla kişi sendikaya üye oldu o zamanlar. Patron işçi kıyımına devam etti. Gece vardiyasından çıkan 12 kişiyi de çıkardıktan sonra gündüz vardiyasındakiler tepki olarak dışarı çıktı. Kim dışarı çıkıp alkış tutuysa herkesi tek tek işten çıkardılar. Gerekçeleri ise “madde 25/2”. Yasadışı eyleme karışmak ve yüz kızartıcı suç işleme gibi gerekçelerle tam 65 kişi çıkarıldı. O gün çıkarılan kişi sayısı 85’e ulaştı. Daha sonraki günlerde sırf arkadaşlarla konuşmayalım diye fabrikanın içine servisleri alıp mülteci gibi girişte parmak bile okutmadan bizleri servislere bindiriyorlardı. Bunun böyle gitmeyeceğini çok iyi anlamıştık. İçerideki baskıların da vermiş olduğu sıkıntıdan dolayı 20 kişi servislere binmeden arkadaşlarımızın yanına gittik. Gece 22.30’da çıkışımızı verdiler. Bizi de yine aynı gerekçelerle işten çıkardılar. Geri kalan 32 arkadaşımızı ise bize el sallamak ve selam vermekten çıkardılar. Kimi arkadaşlarımızı istifaya zorladılar. Kimisini de kendi çalıştığı ortamdan başka bir bölüme gönderip “ceza” verdiler. Şu an bizim direnişimiz 2 ayı geçmek üzere. Ve hiçbir şekilde patronla uzlaşamıyoruz.
Direnişimizi gören sınıf kardeşlerimiz desteğe geliyorlar. Onların gelişi bize ayrı bir motivasyon oluyor. Halaylarla sloganlarla arkadaşlarımıza destek oluyoruz. “Çıkardınız ama biz hâlâ buradayız” mesajını veriyoruz. Zor zamanlardan geçiyoruz ama davamızdan vazgeçmeden direniyoruz. Amacımız fazla para almak değil. İşçiye ve kadına saygı gösterilen bir ortamda çalışmak istiyoruz. Emirle değil ricayla istenilen bir iş ve çalıştığımızın hakkını istiyoruz. Sadece kendimiz için değil böyle sıkıntı yaşayan diğer işçiler için de direniyoruz. Ve benim bu iki ayda öğrendiğim çok şey var. İnsan isteyince her şeyin üstesinden gelebilir. “Sadece benle olmaz” demeyin. Önce kendinizi ikna edin. Sonra karşınızdakiler zaten ikna olur. Biz Flormar’a girsek de girmesek de öğrendiğimiz ve kazandığımız o kadar çok şey var ki. Önceliğim ve bu yaşta tecrübe ettiğim en önemli konu sınıf dayanışmasının çok güzel bir duygu olduğu ve aslında bildiğimiz gerçeklerin inandıklarımızdan öteye gidemediği düşüncesidir. Herkes hakkını arasın. Ben yalnızım demesin. Bizler hep buradayız.
Kırk Ayaklı Karınca
Tek Çaremiz Örgütlü Mücadelemiz
- Patronlar Saldırıyor, İşçiler Mücadele Ediyor
- Patronun Grev Kırıcılığına ve Jandarma Saldırısına Rağmen Lezita Grevi Sürüyor
- Durak Tekstil İşçileriyle Dayanışma Etkinliği
- Ücret Gasplarına, Düşük Ücretlere ve Baskılara Karşı Mücadeleler Sürüyor
- İşçiler Hak Gasplarına Karşı Mücadele Ediyor, Kazanıyor
- Perfetti’de Baskılar da Direniş de Devam Ediyor!
- Akkuyu Nükleer Santrali Şantiyesi İşçileri İş Bıraktı
- Hakları İçin Mücadele Eden İşçiler Kazanıyor
- Ücret Gasplarına, İşten Atmalara ve Baskılara Karşı Mücadeleler Sürüyor
- Gates Endüstriyel Metal Kauçuk’ta Grev Başladı
- Ekol Ofset ve Aunde Teknik’te Sendika Düşmanlığı
- Patiswiss’de Sendika Düşmanlığı Protesto Edildi
- Durak Tekstil İşçilerine UİD-DER’den Dayanışma Ziyareti
- Erciyas Grevini Ziyaret Ettik
- Esitaş İşçileri Sendikalı Olma Hakkını Mücadeleyle Kazandı
- Antep’te Düşük Ücret Dayatmasına Karşı İş Bırakma Eylemleri
- İşçiler Patronların Düşük Ücret Dayatmasına Boyun Eğmiyor
- Patronların Sendika Düşmanlığına Karşı İşçiler Direnişte
- Daha Yüksek Ücret İçin İşçi Eylemleri
- Erciyas Çelik Boru İşçileri Grevde
Son Eklenenler
- Emekçi kadınlar olarak hayatın her alanında çeşitli sorunlarla karşılaşıyoruz. Bu sistem bizi sokakta katledip, savaşlarda öldürüyor. Emeğimiz yok sayılıp hayatımız değersizleştiriliyor. Bizler işçi sınıfının kadınlarıyız, ellerimizdeki hünerle...
- Biz işçilerin yaşadığı sıkıntılar, zorluklar gün geçtikçe artıyor. Aldığımız ücretler açlık sınırına denk durumda. Üstelik ücretlerimizin enflasyon karşısında erimesi belimizi iyice büküyor. Çalıştığımız işyerlerinde, fabrikalarda çalışma...
- Her geçen gün yoksullaşan, hayat pahalılığıyla beli bükülen işçiler olarak vergi rekortmeni olmamız pek mümkün görünmeyebilir. Ancak gerçek bu. Milyarlarca dolarlık servetlere sahip patronlar servetleriyle kıyaslayınca tabiri yerindeyse bir kuruş...
- Bizler, Avcılar’dan genç işçi ve öğrencileriz. Kimimiz fabrikalarda saatlerce çalışıyor, kimimiz ise okul sıralarında dirsek çürütüyor. Hepimiz işçi çocuklarıyız ve bizi birleştiren, bir araya getiren ortak sorunlara sahibiz. Çünkü içinde...
- 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı ve biz emekçi kadınlar böylesine anlamlı bir güne hep birlikte hazırlanmak üzere yan yana geldik. Sınıfımızın birlik, dayanışma ve mücadele günü için UİD-DER’de birleştik. Hep birlikte coşkulandık, umutla dolduk. 1...
- Bir haykırış duyuldu derinden/ Sanırsın dağlar kalktı yerinden/ Mahalleden, fabrika köşelerinden/ Ayağa kalktı yürüyor işçi/ Yürüyor işçi, yürüyor işçi!
- Her işçinin hayalidir bir gün emekli olmak, hayatının kalan kısmında çalışmadan mutlu mesut yaşamak ve kendini güvende hissetmek… Bunun için sigortalı bir işte çalışmaya, SGK primlerimizin gerçek ücretimiz üzerinden ödenmesine dikkat ederiz. İşe ilk...
- Geçenlerde manava yolum düştü, eve bir iki parça şey alayım diye uğradım. Alışveriş bitti, tam para ödeme esnasında 17 yaşlarında bir genç gelerek kasadaki kişinin kulağına bir şeyler fısıldadı. O ise kafasını sallayarak “tamam tamam al” dedi. Genç...
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...