Buradasınız
Yarım Elma - Tam Sömürü!
Tuzla Konaşlı’dan bir grup UİD-DER’li işçi
Isırılmış elma sembolüne sahip Apple firması dünyanın en ünlü bilgisayar ve telefon markalarından biri. Peki, dünyanın en iyi telefonu olarak bilinen IPhone’ların nerede ve hangi koşullarda üretildiğini biliyor musunuz? Amerika mı diyeceksiniz? Bu kadar iyi bir telefonu üreten işçilerin durumu da iyi midir? Akla ilk gelen, Apple işçilerinin iyi maaş aldıklarıdır. Meselâ iş güvenliği önlemleri de firmanın prestijine uygun şekilde alınıyordur herhalde! Çalışma saatleri ve çalışma ortamları da hiçbirimizin hayal edemeyeceği kadar güzel olmalı! Bazılarınız Apple’ın AR-GE alanında çalışanlarının bu şekilde çalıştığını, internete yüklenen bazı videolardan izlemiş veya okumuştur.
Şimdi bu yalanlar perdesini kaldıracak bir haber sunalım. Geçtiğimiz günlerde BBC’de yayınlandıktan sonra uidder.org’da da yer verilen bir haber Apple çalışanlarının gerçekte hangi koşullar altında çalıştığını gözler önüne serdi.
Apple ürünlerinden biri olan IPhone’un en önemli ham maddesinin kalay olduğunu ve bunun Endonezya’dan çıkarıldığını öğreniyoruz. Peki bu madenlerin çoğunun kaçak olduğunu ve çalışan işçilerin önemli bir bölümünün de çocuk işçiler olduğunu biliyor muydunuz? 12 yaşındaki çocukların 16 saat çalıştığını… Bu madenlerde çalışan 12 yaşındaki çocuk işçi Rianto, “Heyelanlardan çok korkuyoruz. Her an tepeden toprak parçaları, kayalar kopup üzerimize düşebilir” sözüyle her an ölüm tehlikesi altında çalıştıklarını dile getiriyor. Kaçak olarak çalıştırılan bu madenlerde kaç işçinin, kaç çocuk işçinin öldüğünü bilmiyoruz. Apple’ın üretiminde kullanılan kalayın yüzde 70’i, kaçak çalıştırılan bu madenlerden çıkartılıyor.
Kalayın kaçak madenlerden sağlandığının ortaya çıkmasının ardından şirkete yapılan eleştirilere Apple yönetimi şöyle bir yazılı açıklama ile cevap verdi: “Apple’ın Endonezya kalayı konusunda yapabileceği en basit şey bu ülkeden hiç kalay almamak. Böyle bir adım atmak zor olmaz ve bizi de eleştirilerden korurdu. Ancak bu aynı zamanda tembelce ve korkakça bir yolu tercih etmek anlamına da gelirdi. Biz şirket olarak ülkedeki üreticilerle teması sürdürüp koşulların iyileşmesi için çabalamayı tercih ettik.”
“Bu kadar ucuz kalay bulmuşken işçi ölmüş, çocuk işçi varmış bana ne” dediğini duyduğumuz Apple’ın bu koşulların iyileşmesi için ne kadar çaba sarf edeceğini varın siz düşünün.
Apple’ın tüm ürünleri Çin’de üretiliyor. Üretici firmalardan biri Foxconn. Apple’a üretim yapan firmalarda işçi sağlığı ve güvenliği açısından standartları Apple belirliyormuş. Çalışma saatleri de uluslararası normlara göre belirlenmiş güya. Oysa Foxconn’da işçiler en az 16 saat çalışıyor. Uzun saatler boyunca çalışan bu işçiler, evlerine gitmiyor, fabrikanın yatakhanelerinde yatıyorlar. Dünyanın her yerinde satılan bir marka olduğu için üretim süreci de çok yoğun ve çok hızlı olmak zorunda. Aklımıza şöyle gelsin, IPhone 5S ile Iphone 6 bir yıl arayla piyasaya sürüldü. Dünyanın her yerinde satıldığına göre, üretimin ne kadar hızlı ve yoğun olduğu gözümüzde canlandırabiliriz. Buradan da işçilerin payına, çok uzun saatler boyunca çok yoğun bir tempoda çalışmak düşüyor. Hatta bu koşullardan dolayı bugüne kadar 16 işçi Foxconn’da intihar etti.
Çin işçi sınıfının bu koşullarda çalışması Tayyip Erdoğan’ın gözünü yaşartmış olmalı ki, “Avrupa’nın Çin’i olmak istiyoruz” demişti. AKP hükümeti bunun gereklerini bugüne kadar torba yasalarla yerine getirmeye çalıştı, çalışıyor. Çin iş kazalarında dünya birincisiyken, dünya üçüncüsü olan Türkiye Avrupa’da birinci. Ücretlerimiz sefalet ücreti düzeyinde: Asgari ücret net 811 TL. Biz de Çinli işçi kardeşlerimiz gibi birçok işyerinde 16 saat çalışıyoruz.
Dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olan Çin ekonomisi, Çin işçi sınıfının sırtında yükseliyor. 17. sırada olduğu açıklanan Türkiye ekonomisi de Türkiye işçi sınıfının sırtında yükseliyor. Egemenler ekonomiyi daha üst basamaklara kanlarımız ve canlarımız üzerinden yükseltmek istiyorlar.
Dünya ekonomisi nasıl birbirine bağlıysa, işçi sınıfının kaderi de dünya çapında örgütlü olmasına bağlı. Biz örgütsüz ve bilinçsiz olduğumuz sürece, dünyanın hiçbir yerinde koşullarımız değişmez. Bu nedenle sınıfımızın kurtuluşu, sınıf mücadelesi bayrağını yükseltmemize bağlıdır.
Taşeron sistemi ve uzun iş saatleriyle işçileri nasıl daha fazla sömürürüm hesabını yapan patronlar sınıfına karşı örgütlü mücadeleyi yükseltmek zorundayız. UİD-DER’in bu temelde yürüttüğü kampanya, işçi sınıfının en temel taleplerini haykırıyor. Biz de bu kampanyaya güç vermeliyiz. Tüm sınıf kardeşlerimizi bu kampanyaya omuz vermeye çağırıyoruz.
- Savaş ve Sömürü Kıskacında “Dünya Çocuk Hakları Günü”
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Okul Tatili, İşçi Çocuklarına da Tatil mi?
- Bu Çarklar Çocuklarımızı Öğütüyor
- Kapitalizm ve İşçi Çocuklarımız
- Bugün Dünya Çocuk Hakları Günü: Sömürü Çarkı Çocukları Öğütüyor!
- Çocuk da Olsa “Harca Harca Bitmez!”
- Milyonlarca Çocuk Eğitim Hakkına Erişemiyor
- Çocuklarımız Sömürü Düzeninde Ölmeye Devam Ediyor!
- Kapitalizmde Çocuklarımız İçin Bir Gelecek Yok!
- Kapitalizmin Çocuklarımızı Heba Etmesine İzin Vermeyelim!
- Ne Kadar da Misafirperverlermiş!
- Çocuk İşçiliğine Karşı Mücadele Kapitalizme Karşı Mücadeleyle Mümkün
- İşçi Çocuğu Olmak...
Son Eklenenler
- 2025 yılı için asgari ücret zammı, TÜİK’in sahte rakamlarıyla açıklanan enflasyon oranının dahi altında kalan yüzde 30 olarak belirlendi. Patronlar da işçilere bu sefalet zammını dayatıyor. Şubat ayıyla beraber zamlı ücretlerin açıklanması sonrası...
- İş kazaları ve iş cinayetleri dur durak bilmiyor. Sermeyenin aç gözlülüğü işçileri yaşamından ediyor. Balıkesir’de bulunan ZSR Patlayıcı üretim tesisinde, 24 Aralık 2024’te gerçekleşen patlamada 11 işçi yaşamını yitirdi. Patlama sonrasında Balıkesir...
- Maraş ve Hatay başta olmak üzere 11 şehirde çok büyük yıkım yaratan, yaklaşık yüz bin insanın hayatını kaybettiği, on binlerce insanın yaralandığı, milyonlarca insanın yaşamının derinden etkilendiği 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti....
- Siyasi iktidarın ekonomi politikalarının hedefi belli: Ekonomik yıkımın bedelini işçi ve emekçilere ödetmek, on milyonlarca işçinin, emekçinin, emeklinin açlığa talim etmesi pahasına sermayeyi dizginsizce büyütmeye devam etmek. Soygunun, talanın...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti. Aradan geçen zamanda depremlerin yarattığı yıkımın, ortaya saçılan yolsuzlukların, usulsüzlüklerin ve boş vermişliğin hesabı sorulmadı. Siyasi gelişmelerle, yaratılan yapay gündemlerle yaşanan felaketin...
- İzmir Büyükşehir Belediyesinde 158 işçinin ücretsiz izne çıkarılması üzerine DİSK/Genel-İş Sendikası İzmir 1, 2, 3 ve 9 No’lu Şubeleri 3 Şubatta direnişe başladı. Sosyal-İş Sendikasının örgütlendiği Turkcell Global Bilgi’nin Siirt Şubesinde 4 işçi...
- Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat depremlerinin 2’nci yılında Kadıköy İskelesi önünde anma programı düzenledi. 2 Şubatta düzenlenen anmada “Rant Uğruna Ölenlerin Hesabını Sormaya Geldik! Susmak İhanettir, Hesap Sormak Görevdir!” yazılı...
- Çalıştığım işyerinde 60 yaşlarında bir abiyle sohbet ediyorduk. “Ne zaman emekli olacaksın?” diye sordu. “60 yaşında emekli olacağım” dedim. “Ooo senin işin çok zor yahu, o yaşa kadar çalışılır mı?” dedi. “Ama sen de emeklisin, hâlâ çalışıyorsun”...
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...
- Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Kaynak Tekniği (Lincoln Electric) fabrikasında işçiler, 2024 Eylül ayından bu yana süren toplu sözleşme sürecinde, ücret ve sosyal haklarda anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktı. Sabah...
- Bazen gün ağarmadan, bir bardak çay bile içmeden, bir tabak yemek yemeden yeri geldiğinde hoş bir sohbeti yarıda bırakarak gözümüz sürekli saatte, servis bekleriz. Hastanede, okulda, düğünde, misafirlikte bile bir telaşımız oluyor, işyerinin...
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...
- Egemen sınıfın siyasetçileri sıklıkla gençliğin öneminden bahsediyor ve gençliği kazanmanın gerekliliğinden dem vuruyorlar. Mesela geçen ay Erzurum’da “Gençlerle Buluşma” programına katılan Erdoğan şöyle seslendi gençlere: “Bizim keyfi yere feda...