Buradasınız
“Yarın Ölmek Dün Ölmekten Daha Saçma”
İstanbul/Avcılar’dan bir grup genç
Bugün dünyanın pek çok yerinde savaş naraları yankılanıyor. Filistin, Ukrayna, Suriye, Lübnan, Yemen ve daha birçok ülkede emperyalist savaşların getirdiği yıkımlara, acılara, ölümlere tanık oluyoruz. Şimdilik televizyon ekranlarında, gazetelerde görüyoruz çocukların ölü bedenlerini. Bu gözlerle görüyoruz insanların çaresizliğini, bu gözlerle görüyoruz yaşadıkları yerin nasıl cehenneme döndürüldüğünü…
Biliyoruz ki biz hayatın getirdiği koşuşturma içinde günlerimizi geçirirken, savaşın alevleri her geçen gün yayılıyor. Bizler yürütülen bu savaşın işçi sınıfının savaşı olmadığını bir kez daha hatırlamak için bir grup genç olarak Christian Carion’un yönettiği “Ateşkes” filmini izledik. Aslında bu filmi izlemeye İşçi Dayanışması’nın 189. sayısında çıkan “Asıl Düşman Olan Kim?” yazısı üzerine konuşurken karar verdik.
Filmde Birinci Dünya Savaşında Alman, Fransız ve İskoç askerlerin savaş cephesinde savaşmaya ara vererek bir gecelik Noel kutlamasına tanık oluyoruz. Savaş halindeki askerler o gece için ateşkes ilan ediyor ve biz de savaşın unutturduğu duyguların canlanmasını izliyoruz. Örneğin birbirlerine, özlem duydukları ailelerinin resmini gösteriyor, birlikte futbol oynuyor, şarkılar söylüyor, dua ediyorlar o gece. Ertesi gün her biri savaşın anlamsızlığını sorgulamaya başlıyor ve savaşmıyor. Bu sırada cephede bir “terslik” olduğunu anlayan komutanlar cepheye gelerek duruma müdahale ediyorlar ve ateş emri veriyorlar. Bunun üzerine ateşkese katılan komutanlardan biri yaşananları düşünerek “Yarın ölmek dün ölmekten daha saçma” cevabını veriyor. Filmdeki bu söz bizim kafamızda pek çok düşünce uyandırdı. Savaşın emekçiler açısından anlamsızlığını bir kez daha sorguladık.
Aslında başka ülkelerden işçiler, emekçiler, gençler bizimle aynı dili konuşmasalar da aynı duyguları yaşıyor, aynı biçimde çalışıyor, aynı sorunlarla boğuşuyorlar. Fakat daha birbirimizi tanımadan, ilkokul sıralarından başlayarak düşmanlaştırılıyoruz. Tıpkı filmde gördüğümüz gibi her biri ortak sorunlar yaşayan, benzer hayallere, yaşam tarzlarına sahip olan gençler olarak yapay bir şekilde düşmanlık duygularına hapsedilmeye çalışılıyoruz. Emperyalist egemenlerin daha fazla kâra sahip olma hırsları nedeniyle yürüttükleri bu savaşların bedelini sadece biz ödüyoruz, işçi sınıfı ödüyor. Savaştan işçi sınıfına daha fazla açlık, yoksulluk, ölüm düşüyor. Öte yandan filmde de altı çizildiği gibi savaşla birlikte kültürel yok oluşu da yaşıyoruz. Kentler yıkılıyor, insanların birlikte kahve içtikleri, sohbet ettikleri, anı biriktirdikleri, gezdikleri, keşfettikleri yerler yok ediliyor. Evet, işte bu yüzdendir ki ‘yarın ölmek dün ölmekten daha saçma’, daha zor ve daha acıdır.
Bizler işçi sınıfının gençleri olarak düşündük ki bize dayatılan emperyalist savaşlara, kardeşlerimizin kanının dökülmesine göz yumamayız. Bir araya gelmeli, örgütlenmeli ve ‘haksız ve emperyalist savaşlara hayır’ diyebilmeliyiz. Safımızı bilmeli ve bir avuç asalağa bize yaşattıkları cehennemin hesabını sormalı ve yeryüzüne cenneti getirmeliyiz. Biz sınıfımızın safında savaşırsak, yarın yaşamak dün yaşamaktan daha güzel olacak!
- Özgür Olmak Demek…
- Asıl Sorumlular Kim? Emekliler mi? Egemenler mi?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Milletvekili Maaşları Seni de Kızdırıyor mu?
- Biz Yeni Bir Dünya Kuracağız!
- “İşçiye Verilen Değer” Bu mu Olmalı?
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- İyi ki UİD-DER’liyim…
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- Bizi “Biz” Yapan Şarkılarımız…
- Nasırlı Ellerin Yumruğu Bugün!
- Kariyer Gelişim Masallarıyla Geleceği Çalınan Gençler
- Bir Şarkının İzinden: Bir Yere Gitmiyoruz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- “Yarın Ölmek Dün Ölmekten Daha Saçma”
- Okuyan Bir İşçi Soruyor
- Uyanmak İstiyoruz Güzel Bir Sabaha
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
Son Eklenenler
- Aile Sağlığı Merkezi (ASM) çalışanları 1 Kasımda yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ni protesto etmek için 5-6-7 Kasımda tüm Türkiye’de iş bırakma kararı aldı. Sağlık emekçileri İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere...
- 7 Kasım 1917’de Rusya’da işçi sınıfı devrim gerçekleştirdi ve siyasal iktidarı ele geçirdi. Bu devrim Rus takvimine göre 25 Ekimde gerçekleştiği için tarihe Ekim Devrimi olarak geçti. Ekim Devrimi, tüm dünyayı sarsmış, 20. yüzyılın akışını kökten...
- Dünya… Masmavi okyanusları, uçsuz bucaksız ormanları, kıtaları dolaşan nehirleri, heybetli dağlarıyla her yanından yaşam ve bereket fışkıran bu rengârenk gezegen… Bu gezegenin gözümüzün önündeki hali içler acısı! Çünkü tüm dünyaya egemen olan...
- İSİG Meclisi’nin raporuna göre Ekim ayında 164 işçi, yılın ilk on ayında ise en az 1540 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Türkiye’de iş kazaları ve iş cinayetleri en yakıcı sorunlardan biri olmaya devam ediyor. Her gün en az 5 işçi hayatını...
- Belediye işçileri artan hayat pahalılığı karşısında biraz olsun nefes alabilmek için ücretlerini yükseltmek istiyorlar. Buna karşılık belediyelerin yönetimleri ödenek olmadığı bahanesiyle işçilere düşük ücret dayatıyorlar. İstanbul ve İzmir’in ilçe...
- Tarih boyunca gelmiş geçmiş tüm sultanlar, komutanlar, yöneticiler, iktidarlar insanların ve toplumların algılarını şekillendirmeye, psikolojilerini yönetmeye odaklanmışlardır. Başka türlü egemenliklerini koruyamayacaklarını bildiklerinden toplumun...
- İngiltere’de 100 binin üzerinde insan Filistin halkıyla dayanışmasını göstermek ve emperyalist savaşa hayır demek için 2 Kasımda yeniden meydanlara çıktı. Başkent Londra’da 21. kez düzenlenen ulusal eylem gününde on binler hükümet binalarının...
- İspanya’da 29 Ekim Salı günü yaşanan sel felaketinde can kaybı 250’ye ulaştı. İspanya’nın doğusundaki Valencia bölgesinde etkili olan aşırı yağışlardan sonra meydana gelen sel felaketi büyük bir yıkıma neden oldu. Kurtarma ekipleri felaketten...
- Sevgili işçi kardeşlerim, yazının başlığı mücadele örgütümüzün ve işçi sınıfının çalışkan evlatlarından kadim bir dostuma aittir. Bir Afrika atasözü “aslanlar kendi tarihlerini yazana kadar, av hikâyeleri her zaman avcıların kahramanlığını...
- Genel-İş Sendikası İstanbul Anadolu Yakası 4 No’lu Şube ile Kartal Belediyesi yönetimini temsil eden SODEMSEN arasında yürüyen görüşmelerden olumlu bir sonuç alınamaması üzerine Kartal Belediyesi işçileri 30 Ekimde greve çıkmıştı. Belediye...
- Sendikaya üye olan işçilerin önüne çok çeşitli engeller çıkartılıyor. Sendikanın örgütlendiği işyerinde toplu sözleşme yapma yetkisi alması için hem işkolu hem de işletme barajlarını aşması ve Çalışma Bakanlığından çoğunluğu sağladığına dair yetki...
- Tarkett işçileri 18 Eylülden bu yana grevlerini sürdürüyorlar. Taleplerini, mücadelelerinin nasıl başladığını, grevlerini şöyle anlatıyorlar:
- Ücretlerini arttırmak, sendikalaşmak, ücret gaspına dur demek için çeşitli sektörlerden işçiler grev ve direnişlerini sürdürürken her geçen gün bunlara yenileri ekleniyor. Kartal Belediyesi işçileri Toplu İş Sözleşmesi (TİS) masasında anlaşma...