Buradasınız
Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
Adnan Yücel, Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek şiirinde “saraylar, saltanatlar çöker, kan susar bir gün, zulüm biter” der. Yeryüzünde “aşkın” yani özgürlüğün, barışın, mutluluğun hâkim olacağı günler için ve o günlere kadar mücadelenin devam edeceğini haykırır coşkulu dizelerle. Yaşamın aşksız ve paramparça olduğu bugünlerden geriye bir yarına gidenler kalır, bir de yarınlar için direnenler der. Peki, nedir yarına gitmek, yarınlar için direnmek?
Hem mücadelesiyle hem de şiirleriyle işçi sınıfının saflarına güç katan, geçmişten yarınlara yaşamaya devam eden Nâzım Hikmet bir şiirinde “Dünya adaletsiz çocuk!/Dünya zorba” diyordu. Bu dünyanın adı kapitalizm! Kapitalist dünyada iki sınıf var ve bir sınıfın elinde zenginlik birikirken diğer sınıfın yoksulluğu büyüyor. Dünya tutuşmuş bir çam ormanı gibi cayır cayır yanıyor. Kafamızı nereye çevirsek savaş, yıkım ve zulüm görüyoruz, ne yana baksak umutsuzluk, acı ve gözyaşına tanık oluyoruz. Bugünümüzü acılarla, yıkımlarla bezeyenler yarınları da elimizden almak istiyorlar. Kapitalizmin kaderimiz olduğunu, bugün de yarın da var olacağını söylüyorlar. Bu büyük yalana inanmamızı istiyorlar. Oysa geçmişten güç alarak bugün vereceğimiz mücadele sayesinde bambaşka yarınların, bambaşka bir dünyanın kapılarını açabiliriz. Bu uğurda işçi sınıfının saflarında yerimizi almayı, sömürünün olmadığı özgür bir dünya fikrinin taşıyıcısı olmayı seçerek yarınlara gidebiliriz.
Bundan 2000 yıl önce Roma’nın zulmüne karşı tarihin kaydettiği en büyük köle isyanını gerçekleştiren Spartaküs ve arkadaşlarını düşünelim. İsyan ettikleri güne kadar efendileri tarafından insan yerine bile konulmuyor, “konuşan alet” olarak adlandırılıyor, arenalarda dövüştürülüyorlardı. Onları köleleştirenler köleliğin kaderleri olduğunu söylüyor, efendisi oldukları zulüm düzeninin sonsuza kadar süreceğini ileri sürüyorlardı. Oysa bugün tarih o gün aşağılanan ama isyanlarıyla kölelik düzeninin yıkılmasının önünü açan köleleri onurlandırıyor. Aradan geçen asırlara rağmen bugünün ezilenleri o günün başkaldıran kölelerinden ilham alıyor. İşçi Dayanışması’nın 190’ıncı sayısında Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan yazısında anlatıldığı gibi Köroğlu Destanının yüzyıllar öncesinden bugünlere uzanmasının nedeni de aynı değil midir? Zalim Bolu Beyi’ne karşı isyan eden Köroğlu, önceden bir garip Ruşen Ali iken zalime karşı mücadelesiyle Köroğlu olmamış mıdır? Kemal Türkler önderliğinde Kavel işçileri, grev haklarını 1963’te grev yaparak savundular. Onların mücadelesiyle bu topraklarda grev hakkı yasalaştı. O günden bugüne kurulan her grev çadırında Kemal Türkler ve Kavel işçilerinin emeği yok mudur, isimleri bugüne taşınmamış mıdır? Avusturalya’dan ABD’ye 8 saatlik işgünü için mücadele eden geçmiş kuşaklardan işçilerin sesi her sene tüm dünyada 1 Mayıs meydanlarında yankılanmaz mı? 1917’de gerçekleştirdikleri devrimle dünya savaşının son bulmasını sağlayan Rus işçiler bugün yüreği barış ve kardeşlik özlemiyle yanan işçilere yol göstermeye devam etmezler mi?
Spartaküs’ten bugüne ezilenlerin saflarında mücadele edenler insanlığın yüz akıdır, ilhamıdır, gelecek umudunun kaynağıdır. Bu insanlar yaşadıkları dönemde tarihsel miyopluk içinde olup günün zorluklarına teslim olsalardı ne olurdu? “Hiçbir şey değişmez” şeklinde somutlanan gerici düşünceye toplumun çoğunluğu gibi ikna olsalardı, umudun taşıyıcısı olabilirler miydi, geleceği şekillendirebilirler miydi? Onlar ezen ile ezilen arasındaki tarihsel mücadelenin bir parçası oldukları için, boyun eğmeyen insanlığın geçmişten günümüze uzanan zincirinin bir halkası oldukları için yaşamaya devam ediyorlar. Geleceğin özgür dünyasını kurmak için mücadele edenlerin güç ve azim dolu yüreklerinde atmaya devam ediyorlar.
Biz, işçi sınıfının genç evlatlarının önünde iki seçenek var: Ya bu çarkı bozuk düzenin bize biçtiği hayata razı geleceğiz ya da Spartaküs’lerden Köroğlu’na, Nâzım Hikmet’ten Kavel işçilerine uzanan mücadele zincirinin bir halkası olacağız. Ya günün zorluklarına teslim olacağız ya da “bu bir bayrak yarışıdır” diyerek bizden sonra sınıfımızın mücadelesini sırtlanacaklara ulaşacağız. Ya bir tomurcuk gülken açamadan solacağız ya da tüm insanlık baharla kucaklaşsın diye bu düzeni değiştirmeye girişeceğiz. Ya bugünün karanlığına kapılacağız ya da yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek bitmeyecek o kavgaya gönül verip yarınlara gideceğiz.
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Ülkeyi Şirket Gibi Yönetmek…
- İşçilerin Birliği ve Dayanışması Güçlendikçe Umut da Büyür!
- İşçi Dayanışması 199. Sayı Çıktı!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Özgür Olmak Demek…
- Hangisi Daha Zor?
- Olur Kardeşim Olur!
- Yiyorlar, İçiyorlar Hesabı Bize Ödetiyorlar
- 2025, 2024’ten Daha mı İyi Olacak?
- Ters Yüz Edilen Gerçekler: Suç Ne? Suçlu Kim?
- Dünya İşçi Sınıfının Birliği Yolunda Mücadelemizi Büyütelim!
- İşçi Dayanışması 198. Sayı Çıktı!
- Artan Zenginliğin Arkasında Büyüyen Yoksulluğumuz
- Kaynakları Tüketen Kim?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Sınır Tanımayan Irmaklar Gibi
- Özgür Olmak Demek…
- Asıl Sorumlular Kim? Emekliler mi? Egemenler mi?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Milletvekili Maaşları Seni de Kızdırıyor mu?
- Biz Yeni Bir Dünya Kuracağız!
- “İşçiye Verilen Değer” Bu mu Olmalı?
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- İyi ki UİD-DER’liyim…
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- Bizi “Biz” Yapan Şarkılarımız…
- Nasırlı Ellerin Yumruğu Bugün!
- Kariyer Gelişim Masallarıyla Geleceği Çalınan Gençler
- Bir Şarkının İzinden: Bir Yere Gitmiyoruz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- “Yarın Ölmek Dün Ölmekten Daha Saçma”
- Okuyan Bir İşçi Soruyor
- Uyanmak İstiyoruz Güzel Bir Sabaha
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- İşçilerin Birliği ve Dayanışması Güçlendikçe Umut da Büyür!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Özgür Olmak Demek…
- Hangisi Daha Zor?
- Yiyorlar, İçiyorlar Hesabı Bize Ödetiyorlar
- 2025, 2024’ten Daha mı İyi Olacak?
- Ters Yüz Edilen Gerçekler: Suç Ne? Suçlu Kim?
- Dünya İşçi Sınıfının Birliği Yolunda Mücadelemizi Büyütelim!
- Artan Zenginliğin Arkasında Büyüyen Yoksulluğumuz
- Kaynakları Tüketen Kim?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Sınır Tanımayan Irmaklar Gibi
- İşçinin Değeri Yok mu?
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- Esirler Dünyasına Özgürlük Çağrısı: Enternasyonal!
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
Son Eklenenler
- Fransa’da devlet demiryolu şirketi SNCF’de örgütlü CGT-Cheminots, UNSA-Ferroviaire, SUD Rail ve CFDT-Cheminots sendikaları, 11 Aralıkta süresiz grev kararı aldı. Dört demiryolu sendikası, grev kararını SNCF’nin yük taşımacılığı birimi olan SNCF Fret...
- Gürcistan’ta madencilik şirketi Georgian Manganese’e ait Zestafoni ferroalyaj tesisi ve Chiatura manganez madeni 1 Kasımdan Nisan 2025’e kadar üretimi durdurduğunu açıkladı. Gürcistan’ın en büyük madencilik şirketi Georgian Manganese’in tesislerinde...
- Çocukların mutlu olduğu, gelecek endişesi taşımadığı, ayrımcılığa maruz kalmadığı; eşitlik, özgürlük, barış dolu bir dünyada yaşamalarını kim istemez ki? Fakat biliyoruz ki dünyamız çocuklar için sıcak bir yuva değil. Kol kanat gerdiğimiz...
- Gebze’de bulunan Grid Solutions ve Schneider Elektrik, İstanbul’da bulunan Hitachi Energy ve Bursa’da bulunan Arıtaş Kriyojenik fabrikaları için Birleşik Metal-İş Sendikası ile MESS arasında yürütülen toplu iş sözleşmelerinde anlaşma sağlanamaması...
- Gün geçmiyor ki her gün bir öncekine rahmet okutacak, canımızı yakan bir olay olmasın. Sistemin iyice çürümesi ve tarifsiz bir bataklığa dönmesiyle birlikte, bu çürümüşlük toplumda derin yaralar açıyor. Bunun sonuçlarından bir yenisi de İzmir’de...
- Bir film sahnesi: İngiltere’de bir madenci bandosu, Rodrigo’nun gitar konçertosunu çalmaktadır. Madencilerin emektar ellerinden ahenkli melodiler akıp giderken arka planda hükümet tarafından kapatılmak istenen bir madenle ilgili toplantılar, yürüyen...
- Bugün 18 Kasım. Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli bir yer tutan Netaş Grevinin yıldönümü… Netaş işçileri, 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesinin baskı koşullarında bile işçilerin örgütlülüğünün patronları alt edebilecek güçte olduğunu...
- UİD-DER, grevlerinin 81. gününde MKB Rondo işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Birlikte Karşı Duralım” pankartı ile grev yerine yürüyen işçiler; “MKB İşçisi Yalnız Değildir”, “Yaşasın Sınıf Dayanışması”...
- Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ilk olarak 2001 yılında gündeme getirildi ancak AKP iktidarı 2018’de işçilerin iradelerinin dışında bu sistemi zorunlu hale getirdi. 2018 yılından beridir işçilerin maaşlarından her ay bu kandırmacaya para...
- As Plastik işçileri grevlerinin 58. gününde İstanbul Marmarapark AVM’de As Plastik ile iş ilişkileri olan Mavi Jeans önünde basın açıklaması yaptı. Toplu iş sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması halinde 26 Kasımda greve çıkacak olan DİSK/Genel-İş...
- 100 küsur günü geride bırakan Polonez direnişine, kadın işçilerin kararlılığı damgasını basıyor. Sendikaları Tekgıda-İş’te örgütlenen işçiler sendika düşmanı patronları tarafından işlerinden atıldılar. Direnişe geçtiler, işlerine örgütlü bir biçimde...
- Geçtiğimiz günlerde İzmir’in Selçuk ilçesinde baraka gibi bir evde, elektrikli sobanın devrilmesiyle çıkan yangında en büyüğü 5 yaşında olmak üzere 5 kardeş hayatını kaybetti. Bu sırada hurda toplamaya giden anne eve döndüğünde çocuklarının cansız...
- Narin, Leyla, Sıla ve niceleri. Haberlerde duyuyoruz onların adlarını. Bir süre gündemde kalıyorlar, sonra unutuluveriyorlar. Oysa hafızayı diri tutmak gerekir mücadeleyi sürdürebilmek için. Bizler de bu mektubu, yaşananları unutmamak, unutturmamak...