Buradasınız
Yasalar Biz İşçileri Ne Kadar Koruyor?
Ankara’dan bir kadın işçi
Matbaa-yayın sektöründe çalışan bir işçiyim. 12 yıl çalıştığım firmadan kötü çalışma koşulları, uzun mesai saatleri, sigorta primlerimin eksik yatması, mesai ücretlerinin ödenmemesi, yıllık izin hakkımın tam verilmemesi ve sağlığımın bozulması sebepleriyle ayrılmaya karar verdim.
Patrona sağlığımın bozulduğunu ve çalışma koşullarına artık dayanamadığımı söyledim. Tazminatımı sigortada görünen üzerinden değil de gerçek maaşım üzerinden talep ettim. Bana nankörlük ettiğimi ve böyle bir şey istemeye hakkım olmadığını söyledi. Bu konuşmaya kadar patronun en güvendiği, en iyi elemanı bendim. Sağlığım bozuldu, işim bitti ve nankörlükle suçlandım.
Durumun konuşarak çözülemeyeceği netleşince hakkımı mahkemede aramaya karar verdim. Belli bir harcama yaparak mahkemeye başvurdum. Haklı olduğum mahkemeye sunduğum delillerim ve şahitlerimle çok açık ve netti. Yine de sürecin kolay olmayacağını biliyordum. Her duruşmaya gitmek, işten izin almak, yol parası vermek, sürecin çok uzun olması durumu zorlaştırıyordu. Her duruşmaya 2-3 ay bazen daha uzun sürede sıra geliyor sonra adli tatil başlıyordu. Nihayet üçüncü yılın ortalarında mahkemeye bilirkişi raporu geldi. Raporla sunduğum hastalığım meslek hastalığı olarak kabul edilmemiş, 12 yıllık hizmetimin 5 yılına değer biçilmişti. Geriye kalan 7 yıl “zaman aşımı” olarak değerlendirilmişti. “Zaman aşımı” alacağın varlığını kabul eden fakat istenebilirliğini ortadan kaldıran hukuki bir terim. Yani patronların yükümlülüğünü minimuma indiren bir KIYAK. Bir işçinin kötü çalışma koşullarına dayanabilme süresi yasalarla 5 yıl olarak belirlenmiş. Eğer işçi itiraz etmiyorsa durumu kabul etmiş sayılıyormuş. Sanki iş bulmak çok kolay, her işyerinde güvenceli çalışma ortamı var da işçiler kötü koşullara keyfinden katlanıyor. Son ana kadar dişini keyfinden sıkıyor. Mahkemeden çok adaletli bir sonuç çıkmış gibi bugünkü ortamda belirlenen rakama şükretmem isteniyor.
Bütün bunlara rağmen biz işçilerin mahkemelerde hakkını araması kötü bir şey değil. Çünkü yasalardaki kısıtlı hakları dahi mücadele ederek kazandık. Fakat dava süreçlerinde yaşadıklarımız gösteriyor ki yasalar bu haliyle kalmamalı. Yasaları değiştirmek de ancak biz işçilerin her türlü örgütlülüğüyle, ekonomik, siyasi her türlü mücadeleyi vermesiyle olur.
Yasalar biz işçileri değil, patronları koruyor. Bugün OHAL bahanesiyle son derece kısıtlı olan demokratik haklar dahi tırpanlanıyor. İşçilerin büyük bedeller ödeyerek kazandığı grev hakkı yasaklanıyor. İşçi haklarına saldırılar, düşük ücretler, uzun iş saatleri, taşeronlaştırma, kölelik bürolarının yasalaşması ve sendikasızlaştırma, iş cinayetleri hız kesmeden devam ediyor. Bizi bu durumdan kurtaracak olan sınıf bilinci ve birlik olmaktır. Biz işçi sınıfı olarak siyasal ve sendikal örgütlenmemizi güçlendirmeliyiz. Birlikte ve örgütlü mücadele etmeliyiz.
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- İşsizlik Fonu Yine Patronların Hizmetinde
- Asgari Ücretin Vergi Dışı Bırakılması ve Asgari Geçim İndirimi (AGİ)
- Buzdağının Görünmeyen Kısmı: Meslek Hastalıkları Gerçeği
- Grev Kırıcılığı ve Grev Hakkı
- Kazı Bağırtmadan Yolma Meselesi: Vergi
- Patronun Keyfi Kısa Çalışma Uygulamasına Karşı Dava Açan İşçi Kazandı
- Şimdi de İstirahat Parasına Göz Diktiler!
- Kod 29 ve SGK’nın Algı Oyunları
- Kod 29 Mağduriyeti Ortadan Kalkıyor mu?
- Kölelik Düzeninin “Yeni Normali”: Uzaktan Çalışma
- Yasal Olan Meşru mudur?
- Tazminatsız İşten Atma Saldırısı: Kod 29
- Patronların Pandemi Saldırısı: Kod 29!
- Çalışma Yaşamında Orman Kanunları
- Sigorta Hakkımız Gasp Ediliyor
- Sermayenin Elindeki Kamçı: Pandemi
- Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi, Kıdem Tazminatımızın Elimizden Alınmasıdır
- Sokağa Çıkma Yasaklarıyla Birlikte Telafi Çalışması Yaygınlaşıyor
- Kısa Çalışma Ödeneği ve Ücretsiz İzin Uygulaması
Son Eklenenler
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...
- Egemen sınıfın siyasetçileri sıklıkla gençliğin öneminden bahsediyor ve gençliği kazanmanın gerekliliğinden dem vuruyorlar. Mesela geçen ay Erzurum’da “Gençlerle Buluşma” programına katılan Erdoğan şöyle seslendi gençlere: “Bizim keyfi yere feda...
- İngiltere’nin başkenti Londra’nın meydanlarında aylardır emekçilerin barış talebi yankılanıyor. 18 Ocak Cumartesi günü, Filistin halkıyla dayanışma kapsamında Londra’da düzenlenen 24. ulusal gösteriye on binlerce kişi katıldı. Sırbistan'da...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Yolbulan Metal fabrikasında 219 gündür grevde olan işçiler, 24 Ocakta Payas Belediyesi önünde eylem yaptılar. 20 Haziranda greve çıkan işçiler, grevlerinin 217. gününde de fabrikanın önünden yürüyüş yaparak yolu...
- İş güvenliği önlemlerinin yetersizliği ve denetimsizlik sebebiyle iş kazaları yaşanmaya, işçiler iş cinayetlerinde ölmeye devam ediyor. Yakın tarihte yaşanan çeşitli iş kazaları ve bunlarla ilgili yayınlanan bilirkişi raporları patronların kâr hırsı...
- İşçi Dayanışması’nın ilk sayısı 2008 Nisan ayında yayın hayatına başlamıştı. Elbette çıkarken kardelenler gibi toprağında kök saldıktan sonra filiz vermişti. İşte o günden beridir 1 Mayıs meydanlarında kırmızı şapka ve önlüklerle gelincik tarlası...
- 24 Ocak 1980’de, sermaye sınıfının ortak talepleri doğrultusunda bir dizi ekonomik karar alınmıştı. Adına “yapısal dönüşüm programı” denilen bu kararların alınmasında IMF, Dünya Bankası gibi emperyalist güçler, bu süre zarfında kurulan hükümetler,...
- Sonradan görme bir burjuva olan Turkuaz Tekstilin sahibi Nihat Zeybekçi, asgari ücreti vatan-millet-Sakarya’ya bağlamak için cambazlık yapıyor. Asgari ücret 660 dolara karşılık geliyormuş. 2003’te asgari ücret 100 dolar ediyormuş. Bunlar yanıltıcı...
- Teksif Sendikasında örgütlenen İzmir/Gaziemir’de Digel Tekstil, İstanbul/Tuzla’da TKİS Blinds ve Kayseri’de Almer Tekstil işçileri, patronların sendika düşmanlığına ve işten atma saldırısına karşı mücadele ediyor. İBB’ye bağlı Beltur işçileri, 20...
- Bolu’da Kartalkaya Kayak Merkezinde bulunan Grand Kartal Otel’de 21 Ocakta gece saatlerinde meydana gelen yangında 79 kişi hayatını kaybederken onlarca kişi yaralandı. Yapılan açıklamalara göre yangın sırasında otelde kayıtlı 238 kişi bulunmaktaydı...
- Emekçi kadınlar olarak birçok sorunumuz var. Hayat pahalılığı, yoksulluk, çocuklarımızın ihtiyaçlarını karşılayamamak gibi sorunlar yaşıyoruz. İzmir’de tek göz bir evde çıkan yangında hayatını kaybeden beş küçük çocuk hepimizi çok üzdü. Bu çocuklar...
- İşçi sınıfının emeklileri, abi ve ablalarımız, Erdoğan 2024 yılını “emekliler yılı ilan ediyoruz” demişti. Erdoğan’ın o konuşmasını belki de hepimiz dinledik, gazetelerden okuduk. Bazılarımız burjuva siyasetinin zokasını yutarak, “belki bu sefer iyi...
- Baskılara, yasaklara rağmen direnişlerini sürdüren Polonez işçilerinin mücadelesi kazanımla sonuçlandı. Metal işçilerinin kararlı duruşu kazanım getirdi. Hitachi Energy grevi 24 Aralıkta, Schneider Elektrik grevi 6 Ocakta, Arıtaş Krijojenik grevi 10...