Buradasınız
Yıkılmalı Bu Düzensiz Düzen!
Gebze’den işsiz bir İSG teknikeri
Taşeronda çalışan bir iş sağlığı ve güvenliği teknikeriydim ve şu an işsizim. Hani diyorlar ya; “iş var da insanlar iş beğenmiyorlar” diye, nerede o beğenilmeyen işler? Söylesinler ben gidip çalışacağım. İş sağlığı ve güvenliği teknisyenliği mezunuyum, eğitimini aldım ama iş bulamıyorum. Uzmanlık sertifikası istiyorlar. İş sağlığı ve güvenliği eğitimini almamış fakat üniversite mezunu ise bir sınavla uzman olabiliyor, ama ben okulunu okudum mesleğimi yapamıyorum. Fabrikada çalışayım diyorum, form dolduruyorum, forma bakıyorlar, “senin mesleğin var, bu işi yapamazsın” diyorlar.
En son İSG teknikeri olarak çalıştığım inşaat firmasından maaşımı alamadım, benim gibi yüzlerce inşaat işçisi de alamadı. UİD-DER’in sitesinde Bursa’daki inşaat işçilerinin haberini okudum, orada da binlerce işçinin bir sürü şikâyeti var. Flormar fabrikasında 132 işçi sendikalı olmak istedikleri için işinden, ekmeğinden edildi. Anlıyorum ki bir tek ben değilim sıkıntı çeken. Bugün emeğiyle geçinen hiçbir işçi insanca yaşayamıyor bu düzende. Oysa insanlık insana değer vermeyle başlar. Ama bu düzende emeğiyle geçinen insanlara, onların çektikleri sıkıntılara zerre önem verilmiyor. TV kanallarındaki haberleri açıyorum, milyonlarca işçiyiz ama bir tanemizin derdi o kanallarda yer almıyor. Kedi ile köpeğin dostluğu haber yapılabiliyor, binlerce liraya estetik yaptıranlar haber olabilir, bilmem kaç milyonluk tişört haber olur ama hakkını arayan işçilerden haber olmaz. Çünkü o TV kanallarının sahipleriyle biz işçiler aynı değiliz, olamayız da.
Her zaman birlik, beraberlik, bütünlük mesajları verir patronlar ve onların sözcüleri, “aynı gemideyiz” derler. Ama biz işçiler bir araya gelip hakkımızı istediğimizde, birlik olduğumuzda sırf patronların rahatı bozulmasın, başka işçiler mücadele eden sınıf kardeşlerini bilmesin diye haberini yaptırmazlar. Çünkü bilirler ki işçiler bir araya geldiğinde o küçük kıvılcımlar ne büyük yangınlara dönüşecek. Bu düzensiz düzen artık yıkılmalı, böyle gelmedi böyle gitmeyecek. Her şeyin kahrını çeken bizsek, bu çarkı bozuk düzeni değiştirecek olan da biziz. Umutsuz da değiliz çaresiz de!
Kimin Kılıcını Kuşanmalı?
Deprem Değil Kapitalizm Öldürür!
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
- Aşırı Sıcaklar İşçi Sağlığı ve Güvenliğini Tehdit Ediyor
- Teknoloji Çağındayız Ama İşçiler Çalışırken Ölüyor!
- Örgütsüzlüğümüzün Bedeli: Artan İş Cinayetleri
Son Eklenenler
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...