Buradasınız
Yuvayı Dişi Kuş mu Yapar?
Ankara’dan bir kadın işçi
“Yuvayı dişi kuş yapar” atasözünü sık sık duyarız. Yuvayı dişi kuş mu yapar gerçekten? Aslında hayır. Bazı kuş cinslerinde yuvalar erkek kuşlar tarafından yapılır. Sonra dişi kuşların beğenisine sunulur. Eğer dişiler bu yuvaları beğenirlerse, erkeklerle çiftleşirler ve yavruları bu yuvalarda büyütürler. Yuvanın büyük bir kısmını erkek kuşlar yapar ancak geri kalan kısımda dişiler yuvaya katkı sağlar. Yani doğada yuva elbirliğiyle inşa edilir.
Sınıflı toplumlarda kadının görevi daha baştan belirlenmiştir; yemek yapmak, çocuk doğurmak ve bakmak, ev temizlemek... Yani evi çekip çevirmek kadının görevidir. Kapitalizmde kadınlar daha fazla çalışma yaşamına katılmış yine de bu anlayış değişmemiştir. Kadın çalışsa da çalışmasa da sanki bu işler onun doğal vazifeleriymiş gibi kabul edilir.
Ev işleri kadınların görevi olarak görülüyor, kadının sınırları ve toplumsal rolü ona göre çiziliyor. Kadınlar evin rutin ve bıktırıcı işleriyle boğuşup duruyor, dış dünyayla bağları zayıflıyor. Egemenler tam da bunu istiyor; kadınlar dışarıda neler olup bittiğiyle ilgilenmesin, itaat etsin, bulduğuyla yetinsin. Aza kanaat eden, azı çok eden, “kan kusup kızılcık şerbeti içtim” diyen kadın makbul kadın olarak resmediliyor. Buna karşın yaşadıklarını sorgulayan, ailesine dayatılan yoksulluğa isyan eden kadın ise huzur bozan, gelenekleri dikkate almayan, cadaloz olarak algılatılmak isteniyor.
Egemenler kendi düzenleri devam etsin diye işçi sınıfının kadınına, erkeğine, gencine kendi çıkarına uygun roller biçmiş. İşçi sınıfının her düzeydeki dayanışması onların düzenini tehdit ediyor. Buna aile içi gerçek dayanışma ve paylaşımda dâhil. Biri hep ezilen olmalı ki kapitalist toplumdaki ezen ezilen ilişkisi normal karşılansın. Hayatlarımızı doğumumuzdan ölümümüze kadar kontrol altına almak için ellerinden geleni yapıyorlar.
Biz emekçi kadınlar bize dayatılan bu kadın rolünü kabul etmemeli, gurur kaynağı olarak görmemeliyiz. İşçi sınıfının kadını ve erkeği olarak bizler bugünü de geleceği de omuz omuza birlikte örmeliyiz.
- Yaşıyoruz Sanıyoruz
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- UİD-DER’de Bir Kez Daha 8 Mart Coşkusu
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Mücadelenin Adıdır Kadın
- Ekmeğe Zam Yapılırsa
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü!
- Mücadelemizin Sembolü 8 Mart
- Emekçi Kadınlarız, 8 Mart Ruhuyla Birleşiyoruz!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Emekçi Kadınlar Savaşı Durdurmak İstiyor Ama Nasıl!
- Boyun Eğmek mi Birlikte Karşı Durmak mı?
- Bir Şey Yapmalı! Ama Ne?
- Emekçi Kadınlar Savaşa Karşı Durabilir
- Genç Rosalar Olup Mücadeleyi Büyütmeliyiz
- Değişim Küçük Adımlarımızla Başlar
- Direnen Haliç ve Bizim Direnişimiz
- Annelik Kursağımızda Kalmasın, Bu Düzeni Değiştirelim!
- MESS Sözleşmesi ve Emekçi Kadınlar: Ne Düşünüyoruz? Nasıl Düşünmeliyiz? /2
- MESS Sözleşmesi ve Emekçi Kadınlar: Ne Düşünüyoruz? Nasıl Düşünmeliyiz? /1
Son Eklenenler
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...
- Yunanistan’da en büyük işçi sendikası olan Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (GSEE) çağrısıyla artan hayat pahalılığını protesto etmek amacıyla bir günlük genel grev gerçekleştirildi. 16 Nisan’da yüzbinlerce işçi ve emekçi başta Atina...
- Ben Mersin’den, sendikasız bir fabrikada çalışan metal işçisiyim. Yaşamımı devam ettirebilmek için ben de sizler gibi çalışmak zorundayım. Çalıştığım fabrikada birçok sorunla karşı karşıyayız. Bu sorunlar Türkiye’de işçilerin genelinin yaşadığı...
- Türkiye’nin her yerinde pıtrak gibi çoğalan özel okullar, bir süredir ülke gündemine pek çok sorunla birlikte yerleşmiş durumda. 22 yıldır sanayi şehri Bursa’da çalışan bir özel okul öğretmeniyle sektördeki sorunlar üzerine gerçekleştirdiğimiz...
- 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Grevlerini sürdüren Lezita işçileri patronun grev kırıcılığına karşı da mücadele ediyor. 18 Martta Ankara’ya yürüyüş başlatan Agrobay işçileri, 21 Martta...
- İktidarın desteğini arkasına alan patronlar işçilerin haklarına pervasızca saldırıyor, işçiler mücadele ediyor. Adıyaman Besni’de Mega Polietilen fabrikasında ücret gaspına karşı başlayan direniş sonuç verdi, işçilerin 2 aylık ücretleri yatırıldı....
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...