Buradasınız
Örgütlü Olmadığımızdan Haklarımız Elimizden Bir Bir Alınıyor
Ankara’dan bir sağlık emekçisi
Bir kamu hastanesinde 657/4-B statüsünde çalışan bir sağlık emekçisiyim. Dört yıl önce, kamu hastanesi olmasına rağmen buraya başvuru yolu ile alındım ve işe geçici işçi kadrosu ile başladım. Kısa bir süre sonra 657/4-B’ye geçirileceğimiz, yani “kadroya” alınacağımız haberi ile sevindik. Artık kadroluyduk ve iş garantimiz olacaktı. Yaşayarak öğrendik ki bu kadro bildiğimiz kadroya benzemiyormuş. Geçici işçi statüsünden daha az geçici ama 657/4-A’dan daha güvencesiz.
Üyesi olduğum sendika yeterli açıklamayı yapmayınca ve gerekli tepkiyi koymayınca ben de çareyi bireysel araştırmalarda buldum. Öğrendim ki 4-B’li olan bizler geçici olarak sözleşme ile çalıştırılmasına karar verilen ve işçi sayılmayan kamu hizmeti görevlileriymişiz. Ücret ve sosyal haklarımız Bakanlar Kurulu tarafından belirlendiği için bizlere çalıştığımız işyerleriyle bireysel ya da toplu pazarlık hakkı kanunen tanınmıyor. Memur sayılmadığımız için memurların haklarından yararlanamıyor, ama işçi de sayılmadığımızdan iş yasasından doğan haklarımızı da kullanamıyoruz. Hal böyle olunca ne işçi kadrosunda ne de memur kadrosundayız.
Geçen gün çalıştığımız birime rektörlükten bir yazı geldi. Bu yazı 4-B’li ve geçici işçilere bildirim olarak belirtiliyor. Yazı, 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu gereğince iş kazasını tanımlamış ve iş kazası yaşanıldığı takdirde bildirim süreleri belirtilmiş. Buna göre, işçinin işyerinde (aynı yönetim altında örgütlenen işyerine bağlı yerler, dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden veya meslek eğitimi yerleri, avlu ve büro gibi diğer eklentiler ile araçlar da işyerinden sayılır) kaza, sakatlık ve benzeri durumlara uğraması halinde bu durum iş kazası olarak değerlendiriliyor. İş kazasının bildirimi ile ilgili şu açıklama yapılmış: Kazayı geçiren işçinin işvereni tarafından kazanın olduğu yerdeki kolluk güçlerine derhal, SGK’ya da üç gün içinde bildirme zorunluluğu vardır. Eğer bu süre geçirilirse bildirimin yapıldığı tarihe kadar olan sürelerin iş göremezlik ödeneği işverenden tahsil edilir. Buraya kadar her şey alışık olduğumuz şekli ile önümüze çıkıyor. Ama bundan sonraki paragrafta artık patronların ve vekillerinin pervasızlığı biraz daha ortaya çıkıyor. Sevgili rektörümüz kazanın yaşanması hallerinde kazayı geçirenin durumu bildirmesi gerektiğini uygun görmüş. Belirtilen sürenin aşılması hallerinde işveren sorumlu olacağından, iş göremezlik ödeneği ve her türlü ceza sorumlularına karşılatılacakmış.
Böyle bir yazının altına “Okudum” diyerek imza atmamızı şart koştular. Örgütsüzlüğümüz bir kez daha yüzümüze çarptı. Kimimiz okuma gereği bile duymadan imzaladık, kimimiz okuduk ama ne olduğunu anlamadık bile. Ne olduğunu anlamayıp çekingen kalanlar da birim sorumlularının baskıları ile karşılaşmamak için imzaladılar. Nasıl olsa onlar güçlülerdi ve biz bu durum karşısında ne yapabiliriz diye düşünerek geri adım atmış olduk. Ama durumu algıladığımızın tersi biçimine dönüştürmek yine bizim ellerimizde. Var olan sendikamızı bu durum karşısında duyarlı hale getirebilmek, bir tepki oluşturabilmek kendi öz gücümüze inanmaktan geçiyor. Bugün haklarımızı bilmediğimizden ya da gücümüze inanmadığımızdandır ki bu kadar güvensiz ve geri duruyoruz. Ama şunu bir bilebilsek, ne çalıştığımız işyerini bir patron ya da müdür ne de yaşadığımız toprakları ve dünyayı birkaç bürokrat ayakta tutuyor. Bu dünya biz işçilerin ellerinin üzerinde dönüyor. Ve biz buna inanıp mücadele etmeye başladığımız zaman dünyanın her yerinde patronların tehditleri yerine işçilerin umutlu şarkıları yükselecek.
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Dünyanın pek çok ülkesinde işçi ve emekçiler, gençler eşitlik ve özgürlük talepleriyle, daha iyi bir yaşam özlemiyle bir araya geliyor, meydanlara çıkıyor. Almanya’da yapılan görkemli eylemlere katılan insanlar bu eylemlerine “iyi insanların isyanı...
- Geçtiğimiz günlerde, sigorta girişleri 1 Ekim 2008’den sonra olanların, emekli olduktan sonra çalıştıkları takdirde emekli maaşlarının kesileceği gündeme geldi. Üç kuruşluk emekli maaşıyla değil geçinmek, zorunlu gıda harcamasını bile karşılamak...
- Gece vardiyasında çalıştığımız bir gün elektrik kesildi. Biz de karanlıkta ayrı ayrı beklemek yerine üretimdeki arkadaşlarla yan yana geldik. Haliyle sohbet etme şansımız oldu. Bir ablamız iş kazası geçirmiş ve işvereni dava etmiş. İş güvenliği...
- Kapitalizm altında sağlık sistemi bolca kâr elde edilen büyük bir rant kapısı haline getirildi. Sağlık sektörü patronları için durum böyleyken sağlık çalışanları açısından tablo uzun çalışma saatleri, can güvenliğinin olmadığı iş ortamı, ağır...
- Ben Tahran Üniversitesinde öğrenciyim. Üniversiteye bağlı bir yurtta kalıyorum. Örgütlü bir şekilde hareket etmediğimiz için her gün yeni bir felaket haberiyle uyanıyoruz. Geçtiğimiz ay 14 Şubat akşamı bir arkadaşımızı kaybettik. Hem yurt hem de...
- Sağlık çalışanları 14 Mart Tıp Bayramında Türkiye genelinde iş bıraktı, hastaneler ve İl Sağlık Müdürlükleri önlerinde, kent meydanlarında basın açıklamaları yaptı.
- Suriye’nin Lazkiye, Tartus, Humus ve Hama kentlerinde 6 Martta başlayan Alevilere yönelik saldırılarda yüzlerce kadın, erkek, çocuk katledildi. “Eski rejim kalıntılarının temizlenmesi” bahanesiyle gerçekleştirilen saldırılarda cihatçı çeteler evlere...
- İstanbul Şişli Belediyesi’nde DİSK/Genel-İş Sendikasına üye işçiler, ücretleri zamanında ödenmediği ve eksik ödendiği için 12 Martta belediye önünde eylem yaptı. İstanbul Tuzla’da bulunan Kuzey Star Tersanesi’nde taşeron şirkette çalışan DİSK/Limter...
- Almanya genelinde Birleşik Hizmet Sendikası Ver.di’nin çağrısıyla 10 Martta ülke genelindeki havalimanlarında 24 saatlik bir uyarı grevi gerçekleştirildi. Grev nedeniyle Frankfurt, Münih, Berlin ve Hamburg gibi en büyük ve en işlek havalimanlarında...
- Kış neredeyse geçiyor ve şu sıralar çevremdeki herkesten “hastalandım, bir türlü geçmiyor, öksürük devam ediyor” gibi şeyler duyuyorum. Ben de bu hastalığı yakın zamanda atlattım. Sonra kafama şu takıldı: Neden hastalıklar bu kadar uzun sürüyor? Bu...
- Hepimizin bildiği gibi sağlığa erişim bizim için neredeyse imkânsız hale gelmiş durumda. Sağlıklı kalmak, yoksullar için Fizan kadar, hatta uzay kadar uzak bir mesele haline geldi. Tıp teknolojisi hızla ilerliyor, ancak sömürü düzeni biz işçileri...
- Kocaeli’nin Kartepe ilçesinde Arslanbey Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren Tezcan Galvaniz’de toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 11 Martta grev başladı. İzmir Narlıdere Belediyesi taşeron şirketi olan NAR-BEL’de...
- İşçilerin bilinç ve örgütlülük düzeyini yükseltmek için çalışan UİD-DER, bu amaçla işçi sınıfının saflarında mücadele eden sanatçıları ve eserlerini işçilere tanıtmaya devam ediyor. UİD-DER Web TV, bu kapsamda filmleriyle işçi sınıfını anlatan...