Buradasınız
“Eve Kapanma, Pazara Çık!”
Kıraç’tan bir işçi
Yaşanmakta ve her gün biraz daha derinleşmekte olan ekonomik kriz, sermaye cenahında, krizden çıkış için sürekli yeni arayışları gündeme getiriyor. Bir şekilde bu krizin faturasının biz emekçilere yüklenmesi için her gün yeni yollara başvuruyorlar. İş saatleri uzuyor, işten atılmalar hız kazanıyor, sendikalı işçilerin hakları budanıyor, ücretlerimiz her gün kırpılıyor, iş bulmak neredeyse imkânsız hale geliyor vs. vs. Bu krizi patronlar sınıfı yaratmasına rağmen faturasını bizler ödemek zorunda kalıyoruz. Neden? Tabii ki örgütsüz olduğumuzdan dolayı.
Yaşanan bu ekonomik krizi atlatmak için düzenlenen kampanyaların en ilginçlerinden biriyse “KRİZ VARSA ÇARE DE VAR” kampanyası. “EVE KAPANMA PAZARA ÇIK” sloganıyla 5 hafta sürecek kampanyaya ne gariptir ki işveren örgütleri ve işçi sendikaları birlikte imza atmışlar. Bu örgütler, HAK-İŞ, TÜRK-İŞ, KAMU-SEN, TOBB, TESK, TİSK, TİM, TÜSİAD ve MÜSİAD.
Tek vücut olunması, paramızın yastık altı yerine pazarda harcanması, bol bol alışveriş yapılması gerektiğini anlatan reklam ve afişler basılıp yayınlanacakmış 5 hafta boyunca. İşçilerle dalga geçiyorlar sanki değil mi? Biz işçiler gece gündüz demeden çalışmamıza rağmen aldığımız para insana yakışır bir para mı? Bol bol harcayacak ücret alıyor muyuz? İşsizliğin rekor düzeyde olduğunu söyleyen TOBB başkanı acaba şunu bilmiyor mu, bir yanda işsizlik rekor kırarken bir tarafta da işçiler aynı esir kamplarındaki gibi insanlık dışı koşullarda üç kuruşa çalışıyor. Bir kere biz işçilerin çalışma saatleri kısaltılmadan, işsiz işçilere iş olanağı sağlanmadan, ücretler adam gibi düzeltilmeden çalışanlar neyle harcama yapacak?
Aynı kampanyada öne çıkan sloganlardan birisi ise şöyle: “Haydi Türkiye üretmeye, ürettiğini tüketmeye!” Bir kere üretenler biz işçileriz. Ama merak ediyorum, biz işçiler acaba ürettiğimizi nasıl tüketeceğiz? Ben kendimden örnek vermek istiyorum: asgari ücrete çalışan bir işçiyim, tül perde üretimi yapıyoruz, maaşlarımız 2 veya 3 ay geç verilmeye başlandı. Aldığım parayla karnımı zor doyururken, bir de metresi 20 ile 200 lira arasında değişen perdelerden nasıl alabilirim? Demek ki doğal olarak biz işçiler bol bol alışveriş yapmak yerine her şeyden kısmak zorundayız. Namussuz patronlar bize adam gibi para vermedikleri sürece de bol bol alış veriş yapamayacağız.
İşin asıl vahim boyutu ise, Hak-İş ve Türk-İş bürokratlarının bu kampanyanın altına imza atmasıdır. Bir kere işçi sendikalarının, yıllardan beri biz işçileri iliklerine kadar sömüren patronların örgütleriyle ortak hareket etmesi, tam anlamıyla bu işçi sendikalarının tepesine çöreklenmiş bürokrasinin ne kadar aşağılık olduğunu göstermektedir. Bir sendika düşünün ki, işçilere “alışverişi çok sık yap ki kriz çözülsün” diyor! Ne kadar ikiyüzlüce bir tutum. Oysa bir işçi sendikasının yapması gereken, bu krizde patronlarla el ele vererek işçileri onların aşağılık çıkarlarının peşine takmak değil, tam tersine krizin faturasını ödememek için bu krizi yaratan patronlara karşı işyerlerinde mücadeleyi örgütlemek olmalıdır. Biz işçiler şunu öncelikle bilmeliyiz ki, bu krizi biz yaratmadık, faturasını da biz ödememeliyiz. Bu krizden çıkış, olmayan paralarımızla bol bol alışveriş yaparak, araba, ev alarak değil, insanlığı bu uçuruma sürükleyen kapitalist sisteme karşı mücadele ederek ve onu tarihin çöplüğüne atarak olabilir.
Krizin faturası patronlara!
Yaşasın işçilerin uluslararası mücadele birliği!
46. Yılında Kavel Destanı
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
- “Geçmiş Olsun” Yerine “Rapor Almayın”
Son Eklenenler
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...