Buradasınız
1999’dan 2012’ye Hak Gaspları
Sarıgazi’den UİD-DER’li işçiler

Merhaba dostlar,
Bizler UİD-DER’li işçiler olarak tarihsel hafızamızı kaybetmemek ve elimizden alınanların hesabını sormak için mücadele ediyoruz. Geçmişimizi, bugünümüzü ve geleceğimizi konuşuyoruz, tartışıyoruz. Bize dair çıkan her yasadan haberdar olmaya ve etrafımızdaki işçi arkadaşları bilgilendirmeye çalışıyoruz. Yıllardır bir taraftan biz işçilerin hakları gasp edilirken diğer taraftan patronlar sürekli olarak yatırım yapmaya, daha da zenginleşmeye teşvik ediliyorlar. Son 13 yıldır elimizden neler alındığını, biz cefa çekerken patronların sefa sürmesi için geçirilen yasaları bir kez daha hatırlayalım istedik.
1999
Marmara depreminin ardından insanlar felaketin yarattığı şoku atlatamamışken, halen enkaz altında kurtarılmayı bekleyen insanlar varken, dönemin Ecevit hükümeti emeklilik yaşını yükselten bir yasa çıkardı. Yasaya göre 8 Eylül 1999 tarihinden sonra sigortalı olanların emekli olabilmek için ödemesi gereken prim gün sayısı 5000’den 7000’e çıkarıldı. Emekli olmak için daha önce yaşa değil sadece hizmet yılına bakılırken, bu yasayla kadınlar için 58, erkekler için 60 yaş sınırı getirildi.
2001
Bu yıla kadar asgari ücret, işçilerin zorunlu ihtiyaçlarını karşılamaya yetecek ücret olarak tanımlanırken, bu yıldan itibaren bu tanımın yanına “ülkenin ekonomik durumu da göz önünde bulundurulur” ibaresi eklendi. Bu sayede 2001 yılından bu yana asgari ücret artışları kriz gerekçesiyle çok düşük tutuluyor. Bir tarafta 740 TL gibi komik bir rakamla geçinmeye çalışan milyonlarca insan varken, diğer tarafta hükümet dünyanın 16. büyük ekonomisi olmakla övünüyor.
2003
İş Kanunu değişti. Yeni getirilen 4857 sayılı iş kanununda deneme süresi 1 aydan 2 aya çıkarıldı. Patronların istediği esnek çalışma, çağrı üzerine çalışma, kısmi çalışma ve taşeronlaştırma uygulamaları yasaya geçirildi. Daha önce 10 işçi çalıştırılan işyerine işe iade davası açılabilirken, yeni yasada bunun için 30 işçi çalıştırılması şartı getirildi. Böylece haksız yere işçiyi işten çıkaran işyerlerinin sayısı da arttı.
2004
İşçilerin çok zor şartlarda yaptığı gecekonduları başlarına yıkılırken hükümet bir teşvik yasası daha çıkararak patronlara yatırım yapmaları için bedava arazi verdi. Bununla da yetinmeyip çalıştırdığı işçilerin sigorta primlerini Hazine’den karşılayacağını söyledi. Üstelik bu yasanın geçerliliği 2009 yılında sona erecekken daha sonra çıkarılan bir kanunla 2012 yılına kadar uzatıldı.
2006
SSGSS yasası geçirildi. Ancak yasanın uygulamaya geçirilmesi 2008 yılına bırakıldı. Yasaya göre işten çıkarıldıktan sonra sigortadan faydalanma süresi 6 aydan 3 aya düşürüldü. Kız çocuklarının babanın sigortasından yararlanması üniversite mezunları için 25 yaşla sınırlandırıldı. Kadınlar için 58, erkekler için 60 olan emeklilik yaşının kademeli olarak yükseltilmesi ve nihayetinde 2048 yılında sigortalılığı başlayanlar için 65 olması kabul edildi. Emekli olmak için ödenmesi gereken prim gün sayısı da yine kademeli olarak artırılarak 2028 yılında 9000 olarak belirlendi. Biz daha bir yıl sonramızın ne olacağını bilemezken hükümet tam 42 yıl sonrası için yasa çıkardı. Daha doğmamış bir neslin, çocuklarımızın çocuklarının geleceğini kararttı!
“Özel hastanelerin kapısını da işçilere açıyoruz” denerek reklam edilen bu yasayla beraber paralı sağlık sistemine geçildi. 2008 yılından itibaren devlet veya özel farketmeksizin tüm sağlık kuruluşları için hastalardan katkı payı alınmaya başlandı. Şimdi doktorun verdiği ilaçları almak için eczaneye gittiğimizde hem muayene ücreti hem de ilaç parası ödüyoruz.
2008
Kriz nedeniyle pek çoğumuzun işsiz kaldığı 2008 yılında, hükümet güya bizim işsizlik sorunumuzu çözmek adına patronlara bir kıyak paketi daha geçti. Bu paketle hükümet 18-29 yaş arası gençleri ve 18 yaş üstü kadınları işe alan patronların ödemesi gereken sigorta priminin İşsizlik Fonundan ödenmesine karar verdi. İşsiz kalan, evinin kirasını ödeyemeyen, eve yiyecek götüremeyen bizdik ama ne hikmetse hükümet bu fondan yararlanmamız için şartları iyileştirmek yerine patronlara peşkeş çekmeyi tercih etmişti.
2009
Bu sene de işsizlik sorunu devam ederken hükümet yine adında “istihdam” geçen bir kıyak paketi daha çıkardı. 2008’deki kıyakları yeterli bulmayan işverenlere yatırım yaptıkları bölgeye göre vergi indirimi getirildi. İşe aldıkları işçilerin sigorta primleri bu sefer hazine tarafından karşılandı. Bu kıyak paketinin içinde yine bedava arazi desteği vardı.
2011
İşe iade davası ile ilgili yasalar değişti. 1 Ekim 2011 tarihinden önce işe iade davalarının dosya parası 100 TL iken bu tarihten sonra 616 TL’ye yükseldi. Ancak hükümetin en büyük marifeti 2010 yılına yetişmeyen TORBA YASA’yı geçirmek oldu. Bu yasaya göre stajyer ücretleri düşürüldü. Eskiden 20 işçi çalıştıran yerlere stajyer çalıştırma hakkı tanınırken bu sayı 5’e düşürüldü. Kısmi süreli çalışanlar ödenmeyen sigorta primlerini kendi ceplerinden ödemek zorunda bırakıldılar. Daha önce yetişkinler için belirlenen asgari ücret yaş sınırı 16’dan 18’e çıkarılması planlanıyor. Böylece 18 yaşın altındaki on binlerce genç işçi daha düşük ücret alacak. İşsizlik Fonu “kısa çalışma ödeneği” adı altında yine patronlara peşkeş çekildi. 18-29 yaş arası işçi çalıştıranların işveren sigorta primi payının yine İşsizlik Fonundan karşılanması gündeme geldi. İşverenlerin engelli işçi çalıştırma zorunluluğu kaldırıldı.
2012
Uygulamaya konan Genel Sağlık Sigortası Yasası ile, geliri asgari ücretin üçte birinden yüksek olan herkes zorunlu sigorta primi ödemeye başladı. Doğrusu bu yasanın vereceği zararlar henüz tam olarak anlaşılmış değil. Sanırız önümüzdeki aylarda işçiler çok daha yakıcı bir şekilde bu yasanın getirdiği sorunları hissedecekler.
Evet arkadaşlar,
Geçmişe dönüp baktığımızda görüyoruz ki iktidarda hangi hükümet olursa olsun hep patronların istediği yasaları çıkardı. Hiçbir hükümet işçileri düşünmedi. Ama her yasa çıkardıklarında ya bunu bizden gizlediler ya da allayıp pullayarak yasanın acı tarafını görmemizi engellediler. Bundan sonra da böyle yapacaklar. Şu anda kıdem tazminatımızı elimizden almaya, kölelik bürolarını hayata geçirmeye çalışıyorlar. Bunun için de her zamanki gibi çok iyi bir şey yaptıklarını söyleyerek milyonlarca insana yalan söylüyorlar. Bu da yetmezmiş gibi bölgesel asgari ücret uygulamasına geçmek istiyorlar. Çünkü “pek değerli” patronlarımız 740 TL’nin kendileri için çok ağır bir yük olduğunu düşünüyor. O kadar açgözlüler ki, aldıkları teşvikler gözlerini doyurmuyor.
Geçmişi olmayanın geleceği olmaz derler. Bizler de bu gerçeğin farkında olan işçiler olarak geçmişimizi unutmayalım, aynı oyunlara tekrar tekrar gelmeyelim diye yazdık bunları. Saldırılara dur demek, insan gibi yaşayabilmek, patronların, hükümetiyle, medyasıyla bizi aldatmasını önleyebilmek ancak örgütlenmekle mümkün olabilir. Geleceğine sahip çıkmak isteyen tüm işçi kardeşlerimizi UİD-DER çatısı altında birlik olmaya, mücadele etmeye çağırıyoruz.
TOGO Direnişi Sona Erdi
Bir Kısır Döngü: Vardiya Sistemi
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- İşsizlik Fonu Yine Patronların Hizmetinde
- Asgari Ücretin Vergi Dışı Bırakılması ve Asgari Geçim İndirimi (AGİ)
- Buzdağının Görünmeyen Kısmı: Meslek Hastalıkları Gerçeği
- Grev Kırıcılığı ve Grev Hakkı
- Kazı Bağırtmadan Yolma Meselesi: Vergi
- Patronun Keyfi Kısa Çalışma Uygulamasına Karşı Dava Açan İşçi Kazandı
- Şimdi de İstirahat Parasına Göz Diktiler!
- Kod 29 ve SGK’nın Algı Oyunları
- Kod 29 Mağduriyeti Ortadan Kalkıyor mu?
- Kölelik Düzeninin “Yeni Normali”: Uzaktan Çalışma
- Yasal Olan Meşru mudur?
- Tazminatsız İşten Atma Saldırısı: Kod 29
- Patronların Pandemi Saldırısı: Kod 29!
- Çalışma Yaşamında Orman Kanunları
- Sigorta Hakkımız Gasp Ediliyor
- Sermayenin Elindeki Kamçı: Pandemi
- Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi, Kıdem Tazminatımızın Elimizden Alınmasıdır
- Sokağa Çıkma Yasaklarıyla Birlikte Telafi Çalışması Yaygınlaşıyor
- Kısa Çalışma Ödeneği ve Ücretsiz İzin Uygulaması
Son Eklenenler
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...
- Kısa bir zaman öncesine kadar direnişte olan, direniş boyunca pek çok kez polis saldırılarıyla yüz yüze gelen bir işçi kardeşimizle 19 Mart’tan sonra yaşanan protestolarla ilgili haberleri izliyor, sohbet ediyorduk. Bir anda öfkeyle, “şunlara bak,...
- Siyasi iktidar yoksullaştırma politikalarını sürdürüyor. Enflasyon balyozunu işçi ücretlerine, emekli aylıklarına, kamu çalışanlarının maaşlarına indiriyor, ücretleri tuzla buz ediyor. İşçilerin, kamu emekçilerinin, emeklilerin cebinden çalınan...
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...