Buradasınız
1 Mayıs’a Doğru: İşçiler Konuşuyor /18
1 Mayıs’a çok kısa bir süre kaldı. Ankara’da sergiledikleri direnişle örnek olan Tekel işçilerinin de görüşünü almaya çalışıyoruz. Yine bir Tekel işçisi kardeşimizle 1 Mayıs üzerine konuştuk.
UİD-DER: Uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’a katılmak sizin için ne ifade ediyor?1 Mayıs her şeyden önce bana, 1977 yılında yaşamını yitiren 37 işçinin yaşamlarını verdikleri mücadelenin boşuna olmadığını, bu mücadelenin devam etmesi gerektiğini ifade ediyor. Bu nedenle orada olunması gereken bir gün olarak görüyorum. Taleplerimizi haykırmamız gereken bir gün. Özellikle de hükümete taleplerimizi haykırmamız gereken bir gün.
UİD-DER: Krizin faturasını ödememek için ne yapılmalı?
Kendi yaşadığımız tecrübelerden de gördüğümüz ve çok iyi öğrendiğimiz gibi direnmemiz gerekiyor. Direnişe geçmemiz gerekiyor.
UİD-DER: İşçiler 1 Mayıs’ta hangi talepleri dile getirmeliler. Örneğin bu seneki 1 Mayıs’ın ortak sloganı “işten atmaları geri püskürtmek için 1 Mayıs’a” olabilir mi?
Tabii ki, o en başta olması gereken bir slogan zaten. Tekel işçileri olarak bizler 26 Mayısta da genel grev kararı gereği alanlarda olacağız. Ancak bu kararın kamu dışında yani özel sektörde ne kadar hayata geçirileceği, sendikaların örgütlü olduğu sektörlerde alacağı tutuma bağlı olacak. Bu anlamda 1 Mayıs’a katılım da önemli bir gösterge olacak. Hangi talepleri haykırmak gerek diye sorarsanız da şunları sıralayabilirim: Asgari ücretin ve emekli maaşlarının yükseltilmesi, işsizliğin önlenmesi, ücretsiz eğitim ve sağlık hakkı, genel sağlık sigortasının çalışan çalışmayan herkese eşit olarak uygulanması, ev kadınlarına sigorta hakkı, işten atılmaların önlenmesi!
UİD-DER: 1 Mayıs’ın kitlesel ve coşkulu olması, işçilere güven vermesi ve patronların yüreğine korku salması için sendikalar nasıl bir hazırlık yapmalılar?
Şu süreye kadar gördüğüm bir şey var ki, o da hiçbir hazırlık yapılmadığıdır. 1 Mayıs’ta iyi bir şeyler yapmak lazım diyorlar. Kalabalık olmak lazım diyorlar, ama bizler bu anlamda yapılan hiçbir şey görmüyoruz. Kalabalık olmak tek başına yeterli bir güç ifade etmez ki! Kuru kalabalık da bazen çok anlam ifade etmez. Çünkü doğru talepleri dile getirmek ve sesini doğru yerlere duyurmak önemlidir. Ayrıca sendika şimdiden hükümete sözler verdi. Biz bahar bayramı kutlamıyoruz ki kuzu kuzu alanlarda yerimizi alalım. Biz 4/C’ye ve tüm yapılanlara karşı sesimizi haykırmaya gidiyoruz. 1 Mayıs bahar bayramı değildir. İşçilerin sesini haykırdığı bir gündür. Ayrıca bu yaşadıklarımızdan sonra da bu seneki 1 Mayıs bizim için daha bir önem taşıyor. Sendikalar, özellikle örgütlü oldukları her yerde, işçileri harekete geçirmek için çalışmalar yapmak zorundalar. Yine de her şeye rağmen, bu 1 Mayıs’ta ben, alanların dolup taşacağına çok inanıyorum.
UİD-DER: Devletin ve patronların 1 Mayıs’ın içeriğini boşaltmak ve katılımı azaltmak için her daim yaptığı karalamalar ve baskılara karşı ne yapmalıyız? Çevrenizden bu korkular yüzünden katılmayanlar oluyor mu?
Kendi adıma itiraf etmem gerekir ki, 20 yıllık Tekel işçisi olarak bir kez 1 Mayıs’a katıldım. Çünkü ben de korktum hep. Ailemi ve çocuklarımı da uzak tuttum alanlardan. Yıllarca bize 1 Mayıs’ı öcü gibi gösterdiler. Ama yaşadığımız tecrübeler de gösterdi ki korkunun ecele faydası yok. Bu direniş sürecinde korku falan kalmadı. Bizler genelde bir şey başımıza gelmeyince anlamıyoruz. Başımıza geldi ve geç de olsa anladık. Ne olursa olsun sonuna kadar mücadele edeceğiz ve 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykıracağız. Ben çevremdeki herkese anlatıyorum. Korkmasınlar.
UİD-DER: İlk kez 1 Mayıs’a katılacak olanlara veya diğer işçi kardeşlerimize ne söylemek istersiniz?
Kesinlikle gelmeliler. Tekrar söylüyorum ki, korkunun ecele faydası yok. Ayrıca zaten korkacak bir şey de yok. Alanlara örgütlü olarak çıkmak gerekiyor. İşçi örgütleriyle katılsınlar. Ben ayrıca tüm yaşadığımız süreçte bize desteklerinden dolayı UİD-DER’e de teşekkür etmek istiyorum. Hep yanımızdaydınız. Her zaman yanımızda olacağınızı da biliyorum. Ben kendim ve ailem 1 Mayıs’ta alanlarda olacağız. Alanları doldurmak ve isteklerimizi haykırmak zorundayız. Teşekkürler.
UİD-DER: Biz teşekkür ederiz.
İnşaat İşçilerinin Sorunları
Limandan Alanlara, Haydi 1 Mayıs’a!
- Grevci Tarkett İşçileri: “Birliğimizi Güç Haline Getirelim!
- Grevdeki MKB Rondo İşçileriyle Söyleşi
- Durak Tekstil İşçileriyle Söyleşi
- Bursa’dan Bir Özel Okul Öğretmeniyle Söyleşi
- Malatyalı Kadın Tekstil İşçisi İle Deprem ve Kadın İşçiler Üzerine Söyleşi
- Nilgün Soydan ile Kemal Türkler Söyleşisi
- Genel-İş İzmir 8 No’lu Şube Başkanı Gümüştekin ile Söyleşi
- İş Güvenliğimiz İçin 1 Mayıs’ta Sınıfımızın Saflarındayız
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- Bir Afgan Göçmen İşçiyle Söyleşi: “Ölmek ya da Özgürce Yaşamak”
- Ekmekçioğulları İşçileri ve Anadolu Şube Başkanı Deniz Ilgan’la Direniş Üzerine
- Söz Hakları İçin Direnen Ekmekçioğulları İşçilerinde
- Trelleborg İşçileriyle Grev Üzerine Söyleşi
- Cargill İşçileriyle Sohbet
Son Eklenenler
- Aralık ayında tüketici fiyatlarının yüzde 1’in biraz üzerinde yükseldiği, yıllık enflasyonunsa azalarak yüzde 44 civarında gerçekleştiği açıklandı. Bu oranlara bakarak enflasyonun hız kestiğine, ücret zamlarının “beklenen enflasyona” göre belirlenip...
- 2025 yılı için asgari ücret zammı, TÜİK’in sahte rakamlarıyla açıklanan enflasyon oranının dahi altında kalan yüzde 30 olarak belirlendi. Patronlar da işçilere bu sefalet zammını dayatıyor. Şubat ayıyla beraber zamlı ücretlerin açıklanması sonrası...
- İş kazaları ve iş cinayetleri dur durak bilmiyor. Sermeyenin aç gözlülüğü işçileri yaşamından ediyor. Balıkesir’de bulunan ZSR Patlayıcı üretim tesisinde, 24 Aralık 2024’te gerçekleşen patlamada 11 işçi yaşamını yitirdi. Patlama sonrasında Balıkesir...
- Maraş ve Hatay başta olmak üzere 11 şehirde çok büyük yıkım yaratan, yaklaşık yüz bin insanın hayatını kaybettiği, on binlerce insanın yaralandığı, milyonlarca insanın yaşamının derinden etkilendiği 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti....
- Siyasi iktidarın ekonomi politikalarının hedefi belli: Ekonomik yıkımın bedelini işçi ve emekçilere ödetmek, on milyonlarca işçinin, emekçinin, emeklinin açlığa talim etmesi pahasına sermayeyi dizginsizce büyütmeye devam etmek. Soygunun, talanın...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti. Aradan geçen zamanda depremlerin yarattığı yıkımın, ortaya saçılan yolsuzlukların, usulsüzlüklerin ve boş vermişliğin hesabı sorulmadı. Siyasi gelişmelerle, yaratılan yapay gündemlerle yaşanan felaketin...
- İzmir Büyükşehir Belediyesinde 158 işçinin ücretsiz izne çıkarılması üzerine DİSK/Genel-İş Sendikası İzmir 1, 2, 3 ve 9 No’lu Şubeleri 3 Şubatta direnişe başladı. Sosyal-İş Sendikasının örgütlendiği Turkcell Global Bilgi’nin Siirt Şubesinde 4 işçi...
- Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat depremlerinin 2’nci yılında Kadıköy İskelesi önünde anma programı düzenledi. 2 Şubatta düzenlenen anmada “Rant Uğruna Ölenlerin Hesabını Sormaya Geldik! Susmak İhanettir, Hesap Sormak Görevdir!” yazılı...
- Çalıştığım işyerinde 60 yaşlarında bir abiyle sohbet ediyorduk. “Ne zaman emekli olacaksın?” diye sordu. “60 yaşında emekli olacağım” dedim. “Ooo senin işin çok zor yahu, o yaşa kadar çalışılır mı?” dedi. “Ama sen de emeklisin, hâlâ çalışıyorsun”...
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...
- Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Kaynak Tekniği (Lincoln Electric) fabrikasında işçiler, 2024 Eylül ayından bu yana süren toplu sözleşme sürecinde, ücret ve sosyal haklarda anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktı. Sabah...
- Bazen gün ağarmadan, bir bardak çay bile içmeden, bir tabak yemek yemeden yeri geldiğinde hoş bir sohbeti yarıda bırakarak gözümüz sürekli saatte, servis bekleriz. Hastanede, okulda, düğünde, misafirlikte bile bir telaşımız oluyor, işyerinin...
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...