Buradasınız
İnşaat İşçilerinin Sorunları
Çağlayan’dan bir inşaat işçisi
Merhaba kardeşlerim. Ben bir inşaat işçisiyim ve sizlerle sorunlarımızı paylaşmak istiyorum. Gazetelerden, televizyonlardan ya da başka yerlerden mutlaka duymuşsunuzdur: Dünyanın en büyük kuleleri, işhanları, alışveriş merkezleri, binaları ve daha niceleri… Yükselen ya da bitirilmiş ve hizmete açılmış bu yapıların reklâmlarını oldukça gösterişli yaparlar. Peki, bu binalar kendiliğinden mi yapılıyor? Elbette ki hayır. Bu binaları da yapanlar biz işçileriz.
Yükselen bu yapılarda kaç işçi ölüyor, kaç işçi yaralanıyor ya da hangi kötü koşullarda çalışıyor hiç yansımaz patronlar sınıfının elindeki basına. Bugün inşaatlarda en büyük sorunlardan bir tanesi taşeron çalışma sistemidir. Ve bununla beraber birçok sorunun da ardı arkası kesilmez.
İnşaat sektöründe çalışan işçilerin birçoğu ya sigortasız çalışıyordur ya da “esnek” şekilde. Yani sigorta primleri tam yatırılmıyordur. Zaten inşaat sektöründe çalışan işçilerin büyük bir kısmı gurbetçi işçilerdir. Bu yüzden de inşaatta kalmak zorundadırlar. Kaldıkları barakalar inşaat işçisinin diliyle “it bağlasan durmaz” haldedir. Yemekler yenecek gibi değildir. Banyo ve tuvaletler girilir gibi değildir. Ama buna rağmen patron için bunlar fazladan masraf demektir. Zaten işçi gurbetçidir ve birkaç ay çalışıp memleketine dönecektir. Patron için masrafa girmenin hiç gereği yoktur. Bununla beraber sağlık sorunları da başlar inşaat işçilerinde. Birçok yerde zehirlenme haberleri duyulduğunda, anında örtbas edilir. Birçok şantiyede yirmi dört saat bulunması gereken doktor da yoktur.
İnşaat sektörü en çok iş kazalarının yaşandığı sektörlerden bir tanesidir. Bu kazaların yüzde doksan sekizi önlenebilir durumdadır. Bunu Çalışma Bakanlığı da onaylıyor. Bazı şantiyelerde, işe başlamadan önce iş güvenliği adı altında iki saati geçmeyen bir kurs verilir. Kursta “baret takmak, eldiven giymek, yüksekte kemer takmak, koruma gözlüğü kullanmak vs. mecburidir” diye anlatılır. Bu eğitim tümüyle göstermeliktir, iki saatte ne öğrenilir ki? Ayrıca iş sahası içerisinde bu iş güvenliği malzemelerinin birçoğunu bulamazsınız. İstendiğinde ya yok cevabını ya da “işte kapı, çalışıyorsan çalış ya da s… git” derler. Yani bir de küfür ederler. Gelen ağır malzemeleri makineler indirmek zorundadır. Fakat hep işçiler indirir. Sürekli yoğun toz ortamında çalışmaya maruz kalırız. Buna bağlı olarak da çeşitli meslek hastalıkları inşaat işçisinin ensesine yapışır.
Yaşanan iş kazalarında suç “her zaman” işçinindir: “Patron iş güvenliği malzemesi almıştı fakat işçi giymedi!” Ustabaşı orada çalış dediği halde, “orada çalışmaması gerekirdi!” Açıklama budur. İş kazalarında tutanak bile tutulmaz. Her gün küçük kesiklerden ölümcül kazalara, onlarca iş kazası yaşanır. Ücretler ise hep geç ve güç ödenir. Fazla mesailer hep eksik hesaplanır. İşçilerin çoğu sigortasızdır ve birkaç ay çalıştığı için tazminat hakkını da kazanamaz. Yıllık izni olmaz inşaat işçisinin. Patron istediği zaman işten atar. İşe başlarken işten çıkış kâğıdı da peşin peşin imzalatılır.
İnşaat sektöründe taşeronluk yaygın olduğu ve işçiler de bu taşeron şirketlere bağlı çalıştıkları için, kolay kolay ne bir araya gelebiliyor ne de örgütlenebiliyorlar. Bu yüzden de sendikalı inşaat işçisi pek yoktur.
Aslında en büyük sorun örgütsüz oluşumuzdur. O devasa binaları demircisiyle, tuğlacısıyla, betoncusuyla, kalıpçısıyla biz işiler meydana getiriyoruz. Taşeron işçisi de olsak, patronlar bizleri parçalasalar da, birleşmenin yollarını bulmalı ve birlikte mücadele etmeliyiz. Ancak mücadele ederek haklarımıza sahip çıkabilir ve inşaat işçilerinin sorunlarını çözebiliriz.
“1 Mayıs’a mı? Gelirim, Ne Zaman?”
1 Mayıs’a Doğru: İşçiler Konuşuyor /18
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Siyasi iktidarın ekonomi politikalarının hedefi belli: Ekonomik yıkımın bedelini işçi ve emekçilere ödetmek, on milyonlarca işçinin, emekçinin, emeklinin açlığa talim etmesi pahasına sermayeyi dizginsizce büyütmeye devam etmek. Soygunun, talanın...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti. Aradan geçen zamanda depremlerin yarattığı yıkımın, ortaya saçılan yolsuzlukların, usulsüzlüklerin ve boş vermişliğin hesabı sorulmadı. Siyasi gelişmelerle, yaratılan yapay gündemlerle yaşanan felaketin...
- İzmir Büyükşehir Belediyesinde 158 işçinin ücretsiz izne çıkarılması üzerine DİSK/Genel-İş Sendikası İzmir 1, 2, 3 ve 9 No’lu Şubeleri 3 Şubatta direnişe başladı. Sosyal-İş Sendikasının örgütlendiği Turkcell Global Bilgi’nin Siirt Şubesinde 4 işçi...
- Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat depremlerinin 2’nci yılında Kadıköy İskelesi önünde anma programı düzenledi. 2 Şubatta düzenlenen anmada “Rant Uğruna Ölenlerin Hesabını Sormaya Geldik! Susmak İhanettir, Hesap Sormak Görevdir!” yazılı...
- Çalıştığım işyerinde 60 yaşlarında bir abiyle sohbet ediyorduk. “Ne zaman emekli olacaksın?” diye sordu. “60 yaşında emekli olacağım” dedim. “Ooo senin işin çok zor yahu, o yaşa kadar çalışılır mı?” dedi. “Ama sen de emeklisin, hâlâ çalışıyorsun”...
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...
- Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Kaynak Tekniği (Lincoln Electric) fabrikasında işçiler, 2024 Eylül ayından bu yana süren toplu sözleşme sürecinde, ücret ve sosyal haklarda anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktı. Sabah...
- Bazen gün ağarmadan, bir bardak çay bile içmeden, bir tabak yemek yemeden yeri geldiğinde hoş bir sohbeti yarıda bırakarak gözümüz sürekli saatte, servis bekleriz. Hastanede, okulda, düğünde, misafirlikte bile bir telaşımız oluyor, işyerinin...
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...
- Egemen sınıfın siyasetçileri sıklıkla gençliğin öneminden bahsediyor ve gençliği kazanmanın gerekliliğinden dem vuruyorlar. Mesela geçen ay Erzurum’da “Gençlerle Buluşma” programına katılan Erdoğan şöyle seslendi gençlere: “Bizim keyfi yere feda...
- İngiltere’nin başkenti Londra’nın meydanlarında aylardır emekçilerin barış talebi yankılanıyor. 18 Ocak Cumartesi günü, Filistin halkıyla dayanışma kapsamında Londra’da düzenlenen 24. ulusal gösteriye on binlerce kişi katıldı. Sırbistan'da...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Yolbulan Metal fabrikasında 219 gündür grevde olan işçiler, 24 Ocakta Payas Belediyesi önünde eylem yaptılar. 20 Haziranda greve çıkan işçiler, grevlerinin 217. gününde de fabrikanın önünden yürüyüş yaparak yolu...
- İş güvenliği önlemlerinin yetersizliği ve denetimsizlik sebebiyle iş kazaları yaşanmaya, işçiler iş cinayetlerinde ölmeye devam ediyor. Yakın tarihte yaşanan çeşitli iş kazaları ve bunlarla ilgili yayınlanan bilirkişi raporları patronların kâr hırsı...