Buradasınız
Acı İlacı İçmeyelim!
Bağcılar’dan bir işçi

Benim gibi çocukluğunda zorla içtiği acı ilaçların tadını hatırlayanlar vardır. Annelerimizin hastalıklara karşı verdiği şurupların tadını unutamayız. İçmemek için bin dereden su getirirdik. Şimdiki gibi tatlı veya meyve aromalı şuruplar yoktu. Öksürürdük, ateşimiz çıkardı, halsiz düşerdik ama yine de bizi iyileştirecek olan o acı şurubu içmemek için direnirdik. Hatta ben hastalandığımda bana yine o acı şurubu içirecekler diye şurup şişesini pencereden atar kırardım. Bugün Erdoğan’ın kullandığı acı ilaç tabiri hayatımıza yine girdi. Bugün bizi yönetenler “acı ilacı içeceğiz” derken bize iyi gelecek, bizi iyileştirecek bir ilaçtan bahsetmiyorlar. Aksine bizi daha kötü edecek bir ilaçtan bahsediyorlar. Hem kendileri içmeyecekler, bize içirecekler. Acı ilaçtan bahsederken neyi kastediyorlar, onu iyi anlamamız lazım.
“Biz” derken “ülke olarak hepimiz” demek istiyorlar herhalde. Öyle mi peki? Bir tarafta lüks içinde yaşayan, geçim derdi olmayan, yokluk yoksulluk nedir bilmeyen zenginler, diğer tarafta ise geçinebilmek için sabahın erken saatlerinde işin yolunu tutan, akşamın karanlığında eve dönen, buna rağmen yoksulluk içinde yaşayan biz işçi, emekçiler aynı olabilir miyiz? Ayın sonunu getirebilmek için doğalgazı açmasak mı veya en kısık ayarda mı çalıştırsak diye düşünmek zorunda kalan bizler ile lüks konutlarında konfor içinde yaşayan patronlar aynı olabilir miyiz? Kesinlikle olamayız. Bugüne kadar hiç olmadık da. Peki neden “biz” diyor? Bu acı ilacı sorun çıkartmadan, itiraz etmeden içmemiz için “biz” diyor. Aslında bizi kandırmak, gerçekleri görmemizi engellemek için “biz” diyor.
Acı ilaç diyerek kastettiği daha fazla vergi demek, zam demek, işsizlik demek, sendikasız ve kuralsız çalışma demek. Ekonomik krizin faturasının işçinin, emekçinin sırtına yüklenmesi demek. Bizim payımıza acı ilaçtan daha fazla yoksulluk düşerken, patronlara teşvik demek, vergi affı demek yani daha fazla zenginlik demek.
Bize “acı ilacı için, dişinizi sıkın, sıkıntılarınız bitecek” diyen patronların bu yalanlarına kanmayalım. Bugüne kadar bize verdikleri “ilaçlar” bizi daha kötü duruma getirdi, daha beter hasta etti. Bizim gerçek ilacımız örgütlü olmaktır. İşçi sınıfı olarak topyekûn mücadele etmektir. Başka türlü bu düzenin hastalıklarından ve yoksulluktan kurtulma şansımız yoktur.
- Onlar Zevk-ü Sefa İçinde, İşçiye Gelince?
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
Son Eklenenler
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...
- 9 Temmuzda Hindistan genelinde milyonlarca işçi, emekçi, çiftçi ve genç, Modi hükümetinin işçi düşmanı politikalarına karşı ülke çapında greve çıktı. Kentlerden köylere, fabrikalardan tarlalara kadar yaşamı durduran dev grev, Hindistan’daki tüm...
- Annem, ablamla birlikte dördüncü katta oturur. Sokağa inmez ama mahallede, köyde, Almanya’daki akrabalarda ne olup bittiğini mutlaka bilir. Evden her çıktığımda balkonundadır. Selamlaşır, iki laf ederiz. Başımda bazen UİD-DER yazılı kırmızı şapkam,...
- Karanlık ve aydınlık… Ölüm ve yaşam… Emek ve sermaye… Sonsuz evrenimizde her şey karşıtıyla birlikte var. Sömürü ve zulüm varsa isyan da var. Sınır, din dil, ırk farkı tanımadan dünya meydanlarında tek ses tek yürek olan işçiler, işçi sınıfımız var...
- Emperyalist savaşın alevlerini büyüten, milyonlarca masum insanı, doğayı katleden, kentleri yok eden egemenler ne yaparlarsa yapsınlar emekçilerin birbirleriyle dayanışmasının önüne geçemiyorlar. İşçi ve emekçiler fabrikalardan limanlara,...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi grevinde yaşananlar hakkında Marksist Tutum’da bir makale okudum. Tam da içimden geçenleri, cümlelere dökemediklerimi noktasına virgülüne kadar yansıtan bir yazıydı. Konuyu derinlemesine ele alan bu yazı her mücadelede...
- Zeytinlik alanları maden ve enerji işletmeciliğine açacak yasa teklifine karşı tepkiler sürüyor. Çeşitli illerden Ankara’ya gelen köylüler, talan yasasına karşı TBMM yakınında bulunan Cemal Süreya Parkı’nda direniş nöbetindeler.
- Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli mücadeleler, dönemeç noktaları vardır. 1970 Haziran’ı bu tarihte önemli bir yere sahiptir. Bugün halen aşılamamış bir zirve olan 15-16 Haziran direnişi sürecinde, işçi sınıfı yapay kutuplaştırma...