Buradasınız
Ah, Cemal Ah!
Esenyurt’tan bir metal işçisi

Zamanın birinde Cemal adında biri varmış. Cemal Amasya’da yaşar, büyük bir ahşap oyma ve desen atölyesinde çalışırmış. Cemal işine çok düşkünmüş, patronu 24 saat çalış dese gık demez, diyenleri de nankörlükle itham edermiş. Onun için patronu, eli öpülecek bir adammış, ne de olsa herkese ekmek veriyor, karınlarını doyuruyormuş. Farklı işyerlerinden işçilerin paralarını alamadıkları için iş bıraktıkları kulağına geldiği zaman çok yadırgar ve ayıplarmış Cemal. “Azıcık sabırlı olsalardı ne olurdu, demek ki patronları darda” diye düşünürmüş. Kendi işyerinde işçi arkadaşları bir şeye itiraz edecek, bir talepte bulunacak olsa her zaman patronunun yanında olurmuş.
O dönem o yöredeki geleneğe göre, birinin cenazesi, düğünü, asker uğurlaması gibi şeyler olunca bu merasimlere dâhil olamayanlar adet gereği ayakkabısının tekini yollar daha sonra tekrar alırmış. Cemal de işinin çok olduğunu, böyle işlere ayıracak zamanı olmadığını düşünürmüş. Kimin bir düğünü, cenazesi, acı ya da tatlı günü olsa hep ayakkabısının tekini yollarmış. “Komşularım, arkadaşlarım ya da akrabalarım iyi günde zor günde yanlarında olmamı ister” diye düşünmez, onlarla hemhal olmaz, ne düşündüklerini pek de önemsemezmiş. Tek yaptığı adet yerini bulsun diye ayakkabısının tekini yollayıp sonra geri almakmış. Gel zaman git zaman, Cemal bir gün hastalanmış, hastalığı ilerleyince ne yapsa bir türlü toparlanıp iyileşememiş. İlk günlerde kendisini sık sık soran o çok sevdiği patronu Cemal’i daha az sormaya ve sonraları hiç sormamaya başlamış.
Bir çorba pişireni, bakanı olmayan Cemal’in durumu iyice kötüleşmiş. Hasta yatağında yolun sonuna yaklaştığını hissedince yüreğinde derin bir korku ve pişmanlık duymaya başlamış. Bir gün kapının dışında, pıtır pıtır ayak sesleri duymuş. Cemal kulak kabartıp, bir an yine patronu geldi diye ümitlenmiş fakat nafile. “Eş dost, atölyedeki arkadaşlar neden gelmiyor, neden kimse yanımda değil? Neden?” diye sormuş kendi kendine. Geçmiş günleri, patronunun gözüne girmek için yaptıklarını, bir evden diğer eve gidip gelen ayakkabısının tekini düşünür olmuş.
Ayak sesleri bir artar bir azalırken, soluğunu toplayan Cemal güç bela kapıya kadar gidip düşe kalka kapıyı aralamış, dışarı bakmış ki ne görsün? Bütün tanıdıkları kapıya bir tek ayakkabı bırakıp gidiyormuş ve eşikte yüzlerce ayakkabı birikmiş. İşte o manzara karşısında Cemal derin bir “Ahh” çekmiş ve yaptığı hatanın büyüklüğünü daha iyi anlamış. Fakat Cemal için artık çok geçmiş ve Cemal o gün olduğu yere yığılıp kalmış. Günler sonra komşuları ayakkabılarını almaya gelmişler.
“Ahh” çekip pişmanlık duyan Cemal için geçtir geç olmasına fakat onun hikâyesi geriye önemli bir ders bırakmıştır. Dostluğun, kardeşliğin, dayanışmanın olmadığı yerde sorunlar içinden çıkılamayacak kadar büyür ve yalnız insan bu sorunları çözemez. Cemal gibi bir işçi, patronlara güvenmeyi marifet bilmezse, kendini bu yolla yalnızlığa ve çaresizliğe terk etmezse yalnız da çaresiz de olmaz. Kendi sınıf kardeşleriyle birlik olarak, haksızlıklara karşı çıkarak, daha iyi bir yaşam için mücadele ederek koşullarını değiştirebilir. Yanı başındaki işçi kardeşinden güç alır, ona güç verir. Bizi ucuz işgücü kaynağı olarak gören, sağlığımızı, canımızı umursamayan patronlarımıza değil, işçiler olarak birbirimize güvenelim.
- Uğruna Mücadele Ettiğimiz Bizimdir
- Grev Çocukları
- “Felsefe Yapma Birader!”
- Şeytanla Dost Olunmaz!
- Reklam Deyip Geçmeyelim!
- “60 Bin Maaşla Çoban Bulunmuyor.” Yersen!
- Bu Kandırmacalara Verilecek Cevabımız Var!
- İşçi Sınıfının Yareni Kim?
- Kapıldığımız Trendler ve Gerçek Sorunlarımız
- Her Yer Bizim Düzenimiz Olsun Diye
- Neden Bu Kadar Stresliyiz?
- “Beni Bırak, Gözünü Bebekten Ayırma Sakın”
- Huzurlu Bir Yaşam İçin Mücadeleye…
- “Bizim Hayallerimizi, Sizin Geleceğinizi Çaldılar”
- Bizim Mahallenin Gençleri
- Kişisel Gelişim Zırvasına Kanma, Sınıf Mücadelesine Sarıl
- Sömürü Düzenini Uçurumdan Atmak İçin Örgütlenelim
- Hindistan’da 250 Milyon Dolarlık Düğün ve Yoksulluk
- Emek Sömürüsü Kapitalizmin Fıtratında Var
- Sahip Olduğunuz Servet Bizden Çaldıklarınızdır!
Son Eklenenler
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/
- Adana ve Mersin’de faaliyet gösteren Toros Tarım tesislerinde Petrol-İş Sendikasında örgütlü 213 işçi, 21 Mayıs sabahı greve çıktı. UİD-DER’li işçiler olarak grevin 5. gününde Mersin’deki fabrikanın önünde grevci işçilere dayanışma ziyaretinde...
- Nakba’nın 77. yılında dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçiler, Filistin halkına yapılan zulmü protesto ediyor, şehir meydanlarında kitlesel gösteriler düzenliyor. Dünya genelinde yüzbinlerce işçi ve emekçi, 77 sene önce Filistin halkının...