Buradasınız
Akıl Almaz Eşitsizlik: İşçiler Üretiyor, Patronlar El Koyuyor!

Kapitalist sömürü düzeni toplumsal eşitsizliği akıl almaz sınırlara taşırken, toplumsal çelişkileri de her geçen gün büyütüyor. Üreten, alın teri döken işçi sınıfı yoksullaşırken, bir avuç asalağın yani patronlar sınıfının serveti katlandıkça katlanıyor. Bu durum çeşitli araştırma kurumlarının raporlarına da yansıyor. Credit Suisse Araştırma Enstitüsü’nün yayımladığı Küresel Zenginlik Raporu, toplam küresel servetin 2008 krizinden sonra önemli oranda arttığını gösteriyor. Küresel servet 10 yıl içinde yüzde 27 artarak 280 trilyon dolara ulaştı. Meselâ küresel serveti dünya nüfusuna, yani 7,5 milyara bölsek, kişi başına 37 bin dolar düşer! Buradan anlaşılıyor ki küresel servet bütün insanlara eşit dağıtılsa, ne işsizlik kalır ne yoksulluk ve açlık! Gel gör ki kapitalist sisteminin emek sömürüsü üzerine kurulu doğası buna izin vermiyor. Emekçilerin yani serveti yaratanların payına sadece düşük ücretler, meslek hastalıkları, iş kazaları, hayat pahalılığı, yoksulluk, işsizlik düşüyor!
Rapordaki verilere göre, son 12 ayda küresel servet birikiminde 16,7 trilyon dolar artış oldu. 2017 yılında yalnızca 42 kişinin elinde tuttuğu toplam servet dünya nüfusunun yarısının toplam zenginliğine eşitti ve bu uçurum daha da derinleşiyor. İşte kapitalist kâr düzeni, işte eşitlik, işte adalet!
Türkiye’de de durum çok farklı değil. Bu konuları araştıran Forbes dergisine göre, Türkiye’de dolar milyarderi sayısı bu yılın ilk 3 ayında 4 kişi artarak 40 kişiye yükseldi. Türkiye’deki işçi sınıfının nasıl yoksullaştığını anlamak için Türkiye ile Fransa’yı karşılaştırabiliriz. Fransa dünyanın 7. büyük ekonomisi. Gayrisafi Milli Hâsılası ise 2,6 trilyon dolarla Türkiye’nin 3,5 katı. Ama Türkiye, dolar milyarderleri sıralamasında Fransa ile aynı sıralamada yer alıyor. Bunun anlamı, Türkiye’de işçi sınıfının uçurumdan düşercesine yoksullaşıyor olmasıdır.
Zenginlik bir avuç sermayedarın elinde birikirken, işçi sınıfı daha fazla yoksullaşıyor. TÜİK’in 2017 yılı gelir ve yaşam koşulları araştırması, artan milli gelirden milyonlarca emekçinin payına büyük bir yoksulluk düştüğünü ortaya koyuyor. Verilere göre, 2017’de en zengin yüzde 20’lik dilimde olanların milli gelirden aldığı pay yüzde 47,4’e yükseldi. Buna karşılık en yoksul yüzde 20’lik dilimde olanların aldığı pay sadece yüzde 6,3’te kaldı. Nüfusun yüzde 70’i borçlu… Bu yılın verileri henüz açıklanmadı. Ancak krizle birlikte zenginler ile yoksullar arasındaki gelir eşitsizliğinin çok daha fazla arttığı sır değil. Kriz öncesinde kârına kâr katan sermaye sınıfı, kriz patlak verince “aynı gemideyiz” diyerek faturayı işçilere çıkarıyor. Nitekim enflasyonun yükselmesine koşut olarak reel ücretler düşüyor. Ayrıca milyonlarca kişi işsizdir ve işsizlik oranları giderek yükseliyor.
Ancak gelir dağılımındaki bu inanılmaz eşitsizliğin üzeri, iktidarın yarattığı yapay kutuplaşma nedeniyle örtülüyor. Sanki AKP’ye oy veren bir işçi ile servetini katlayan AKP yandaşı patronun çıkarı aynıymış gibi bir algı yaratılıyor. Oysa bir işçi ile Cengiz, Kalyon, Kolin gibi holding patronlarının çıkarı nasıl ortak olabilir? İnşaat alanında faaliyet yürüten bu holdingler, devletten aldıkları dev ihalelerle ihya oldular. İnşaatlarında çok sayıda işçi iş cinayetlerine kurban gitti. Patronlar sermayelerini büyütürken, AKP’ye oy veren işçiler aynı diğer sınıf kardeşleri gibi daha fazla çalışmaya ve sömürülmeye devam ettiler. Taşeronluk sistemini yaygınlaştırıp kalıcı hale getiren bu iktidardır. Milyonlarca insanın emeklilikte yaşa takılmasına neden olan bu iktidardır. Sendikal hakların önüne engeller diken ve grevleri yasaklayan bu iktidardır. Havaalanı inşaatında çalışan ve hakkını arayan işçileri cezaevine atan bu iktidardır. Hakları için direnen Flormar ve Gripin işçilerine çadır kurdurmayan, direniş alanlarından polisi ayırmayan, işçi sınıfının mücadelesini bastırmak için elinden geleni yapan bu iktidardır.
Hangi partiye oy veriyor olursa olsunlar işçilerin çıkarı ortaktır, tüm işçiler işçi sınıfının bir parçasıdır. İşçi sınıfının çıkarları ile sermaye sınıfının çıkarları aynı olamaz. Biz alın teri döküyoruz, üretiyoruz ve tüm zenginlik bir avuç sermayedarın elinde birikiyor. Yalanlarla avutulmak, baskılarla susturulmak, yapay kutuplaşmayla bölünmek istemiyoruz. Biz bu oyuna Hayır diyoruz, HAYIR!
Çünkü Çocuktur Onlar
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- İşçi Dayanışması 203. Sayı Çıktı!
- Uyanmak İçin Sabırsızlanacağımız Günler İçin
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Sendikalaşmak Türkiye’de Neden Zor?
- “Aile Yılı” İlan Edenler Neyin Peşinde?
- Katliamların Sorumlusu Kim?
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
- Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
- İşçi Dayanışması 202. Sayı Çıktı!
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Suriyeliler Geri Dönecek mi?
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- İşçi Sınıfının Ortak Mücadele Dili: GREV!
Son Eklenenler
- Dünyanın pek çok ülkesinde işçi ve emekçiler, gençler eşitlik ve özgürlük talepleriyle, daha iyi bir yaşam özlemiyle bir araya geliyor, meydanlara çıkıyor. Almanya’da yapılan görkemli eylemlere katılan insanlar bu eylemlerine “iyi insanların isyanı...
- Geçtiğimiz günlerde, sigorta girişleri 1 Ekim 2008’den sonra olanların, emekli olduktan sonra çalıştıkları takdirde emekli maaşlarının kesileceği gündeme geldi. Üç kuruşluk emekli maaşıyla değil geçinmek, zorunlu gıda harcamasını bile karşılamak...
- Gece vardiyasında çalıştığımız bir gün elektrik kesildi. Biz de karanlıkta ayrı ayrı beklemek yerine üretimdeki arkadaşlarla yan yana geldik. Haliyle sohbet etme şansımız oldu. Bir ablamız iş kazası geçirmiş ve işvereni dava etmiş. İş güvenliği...
- Kapitalizm altında sağlık sistemi bolca kâr elde edilen büyük bir rant kapısı haline getirildi. Sağlık sektörü patronları için durum böyleyken sağlık çalışanları açısından tablo uzun çalışma saatleri, can güvenliğinin olmadığı iş ortamı, ağır...
- Ben Tahran Üniversitesinde öğrenciyim. Üniversiteye bağlı bir yurtta kalıyorum. Örgütlü bir şekilde hareket etmediğimiz için her gün yeni bir felaket haberiyle uyanıyoruz. Geçtiğimiz ay 14 Şubat akşamı bir arkadaşımızı kaybettik. Hem yurt hem de...
- Sağlık çalışanları 14 Mart Tıp Bayramında Türkiye genelinde iş bıraktı, hastaneler ve İl Sağlık Müdürlükleri önlerinde, kent meydanlarında basın açıklamaları yaptı.
- Suriye’nin Lazkiye, Tartus, Humus ve Hama kentlerinde 6 Martta başlayan Alevilere yönelik saldırılarda yüzlerce kadın, erkek, çocuk katledildi. “Eski rejim kalıntılarının temizlenmesi” bahanesiyle gerçekleştirilen saldırılarda cihatçı çeteler evlere...
- İstanbul Şişli Belediyesi’nde DİSK/Genel-İş Sendikasına üye işçiler, ücretleri zamanında ödenmediği ve eksik ödendiği için 12 Martta belediye önünde eylem yaptı. İstanbul Tuzla’da bulunan Kuzey Star Tersanesi’nde taşeron şirkette çalışan DİSK/Limter...
- Almanya genelinde Birleşik Hizmet Sendikası Ver.di’nin çağrısıyla 10 Martta ülke genelindeki havalimanlarında 24 saatlik bir uyarı grevi gerçekleştirildi. Grev nedeniyle Frankfurt, Münih, Berlin ve Hamburg gibi en büyük ve en işlek havalimanlarında...
- Kış neredeyse geçiyor ve şu sıralar çevremdeki herkesten “hastalandım, bir türlü geçmiyor, öksürük devam ediyor” gibi şeyler duyuyorum. Ben de bu hastalığı yakın zamanda atlattım. Sonra kafama şu takıldı: Neden hastalıklar bu kadar uzun sürüyor? Bu...
- Hepimizin bildiği gibi sağlığa erişim bizim için neredeyse imkânsız hale gelmiş durumda. Sağlıklı kalmak, yoksullar için Fizan kadar, hatta uzay kadar uzak bir mesele haline geldi. Tıp teknolojisi hızla ilerliyor, ancak sömürü düzeni biz işçileri...
- Kocaeli’nin Kartepe ilçesinde Arslanbey Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren Tezcan Galvaniz’de toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 11 Martta grev başladı. İzmir Narlıdere Belediyesi taşeron şirketi olan NAR-BEL’de...
- İşçilerin bilinç ve örgütlülük düzeyini yükseltmek için çalışan UİD-DER, bu amaçla işçi sınıfının saflarında mücadele eden sanatçıları ve eserlerini işçilere tanıtmaya devam ediyor. UİD-DER Web TV, bu kapsamda filmleriyle işçi sınıfını anlatan...