Buradasınız
Asla Unutmayacağız!
Gebze’den bir işçi ailesi
Ben petrokimya, eşim ise metal sektöründe çalışan işçileriz. Eşim Birleşik Metal-İş’in örgütlü olduğu bir fabrikada çalışıyor. Ama patronu MESS’e bağlı değil. Onların da bu süreçte fabrikasında sözleşme dönemiydi. İşyerinde işçiler sabırsızlıkla MESS ile Birleşik Metal-İş’in bu sözleşmeyi nasıl bağıtlayacağını bekliyorlardı. Metal patronları tarafından dayatılan sefalet ücretine karşı işçilerin grev kararlılığının sürdürülmesinin, ücretlerin arttırılmasında bir ilerleme sağlayacağını bekliyorduk. Birleşik Metal-İş’te örgütlü işçiler “grev grev grev” diyerek kararlı olduklarını her bir eylemleriyle gösteriyorlardı.
Tuhaf bir sonuç oluştu. Birleşik Metal-İş’in de bağıra bağıra sarı sendika dediği Türk Metal’in imzaladığı sözleşmenin aynısına imza attığını duyduğumda inanamadım. Kötü bir şaka gibi gelmişti bana. Grev kararının alındığı mitinge biz de katılmış, başta eşime ve metal işçilerine desteğimizi vermiştik. Çünkü onların mücadelesi yalnızca onların değildi, aynı zamanda bizim de mücadelemizdi, yani Türkiye işçi sınıfının mücadelesi. Kazanımlar, yalnız MESS’e bağlı olan fabrikaların işçilerini bağlamayacak, tüm sektörlerde çalışan işçileri bağlayacaktı. Ama Birleşik Metal-İş’in merkez yönetimi sözleşmeyi ansızın, hiç kimseye sormadan imzalamıştı. Kimsenin haberi veya onayı olmadan imzalanan bu sözleşme için ne denirse ben de onu diyorum. Sefalet sözleşmesi…
Peki, bunca yıl biz Türk Metal’e neden kızdık? Çünkü hiçbir şeyi işçiye sormuyor diyoruz. Demokratik değil diyoruz. Tek adam rejimini hem sendikalarda hem de siyaseten eleştiriyoruz. Bu yaşananları ben hiçbir şeye sığdıramıyorum. Evet, anlayabildiğim kadarıyla, grev kararı işçilerin basıncı ile sendika yöneticilerine rağmen alınmıştı. Fakat sendika yöneticileri sermayenin baskılarına cesaretle göğüs gerememiş, “ben yaptım oldu” kurnazlığıyla işçinin grev hakkı iç edilmiştir. Fabrikalarda, sahada, mitingde başka masada ise bambaşka imişler.
Sonuç olarak eşimin çalıştığı işyerinde Birleşik Metal-İş merkez yönetiminin imzaladığı sözleşmeden vazife çıkaran patron, zam teklifini %10 olarak vermiş. Sözleşme süreci halen devam ediyor. İşçilerin alın terini elbirliğiyle gasp edenleri unutacağımızı zannedenler yanılıyorlar! Asla unutmayacağız!
- Kemal Türkler Kafanızı Kırardı!
- Sendikaların Sahibi İşçilerdir!
- Metalciyiz, İzin Vermeyeceğiz!
- Bizim de Sıramız Gelecek!
- Biz Sendikalaşma İçin Çalışırken Onlar İşçinin İradesini Çiğnediler!
- Yüzde 17 Çaresizliğimiz!
- Sözleşmeden Önce, Sözleşmeden Sonra
- Metal İşçisi Unutmayacak!
- Bitmedi, Mücadelemiz Devam Edecek!
- Grev İrademizi Çiğneyen Bürokrat Sendikacılara ve Kayyum Yönetime Hayır!
- Gerçekleri Biliyor musunuz?
- Öfkeliyiz! Ama Umudumuz da, İnancımız da, Direncimiz de Dipdiri!
- İşçi Aileleri: “Yarı Yolda Bırakıldık!”
- Asla Unutmayacağız!
- Asla Kabul Etmeyeceğiz! Mücadele Edeceğiz!
- Bıçak Kemikte: İşçiler, Bürokrat Sendikacılar, Yalanlar
- Hayal Kırıklığına Uğradık!
- İrademiz Çiğnendi! Affetmiyoruz!
Son Eklenenler
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...
- Yunanistan’da en büyük işçi sendikası olan Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (GSEE) çağrısıyla artan hayat pahalılığını protesto etmek amacıyla bir günlük genel grev gerçekleştirildi. 16 Nisan’da yüzbinlerce işçi ve emekçi başta Atina...
- Ben Mersin’den, sendikasız bir fabrikada çalışan metal işçisiyim. Yaşamımı devam ettirebilmek için ben de sizler gibi çalışmak zorundayım. Çalıştığım fabrikada birçok sorunla karşı karşıyayız. Bu sorunlar Türkiye’de işçilerin genelinin yaşadığı...
- Türkiye’nin her yerinde pıtrak gibi çoğalan özel okullar, bir süredir ülke gündemine pek çok sorunla birlikte yerleşmiş durumda. 22 yıldır sanayi şehri Bursa’da çalışan bir özel okul öğretmeniyle sektördeki sorunlar üzerine gerçekleştirdiğimiz...
- 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Grevlerini sürdüren Lezita işçileri patronun grev kırıcılığına karşı da mücadele ediyor. 18 Martta Ankara’ya yürüyüş başlatan Agrobay işçileri, 21 Martta...
- İktidarın desteğini arkasına alan patronlar işçilerin haklarına pervasızca saldırıyor, işçiler mücadele ediyor. Adıyaman Besni’de Mega Polietilen fabrikasında ücret gaspına karşı başlayan direniş sonuç verdi, işçilerin 2 aylık ücretleri yatırıldı....
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...