Buradasınız
Belirsizlikler, Kaygılar… Ama Umut da Var!
İstanbul’dan üniversite sınavına hazırlanan bir genç
Liseden bu yıl mezun oldum ve tüm yaz boyunca staj yaptığım yerden işe alınırım umuduyla bir dönüş bekledim. Bu dört beş aylık bekleme süreci bana o kadar uzun geldi ki anlatamam. Belirsizliklerle, kaygılarla dolu geçen bu süreç çok yorucuydu. Önümde iki seçenek vardı ya tekrar sınava hazırlanıp üniversiteye girmek ya da çalışmak. İş için geri dönüş alamayınca üniversite sınavına hazırlanma kararı aldım. Ama bu kararı almak da kolay olmadı. Çünkü asgari ücretle bir fabrikada çalışan bir işçinin kızıyım ve benim dışımda iki kardeşim daha öğrenci. Babamın aldığı maaş hangi birimize yetsin! Kardeşlerimi de düşünmem gerekiyor. Küçük kardeşim de bu yıl lise sınavlarına hazırlanıyor, dershaneye gidiyor. Şimdi ben de dershaneleri araştırmaya başladım. Fiyatları asgari ücretin üç katı, 8-10 bin lira arasında değişiyor. Sınava hazırlanmak için çözmek zorunda olduğumuz test kitapları da çok pahalı. Aynı sınava yüzbinlerce öğrenci eşitsiz koşullarda hazırlanıp giriyoruz. Özel okullara gönderilen, evde özel ders alan zengin ailelerin çocuklarıyla aynı sınava giriyoruz. Bu hiç adil değil. Mesela benim matematiğim iyi değil, zaten meslek lisesi mezunuyum. Ben de özel öğretmen desteğiyle iyi bir matematik dersi almak isterdim. Ama bu mümkün değil. Paran olsa zaten sınav kaygısı da, gelecek kaygısı da olmaz, istediğin özel üniversiteye kaydolursun. Aslında bize paran kadar oku demiş oluyorlar!
Tüm bunlar kaygılarımı daha da arttırıyor. Sınavı kazanıp ailemin verdiği maddi desteğin karşılığını verebilecek miyim, dershaneye yazılırsam ya kazanamazsam ne olur, kazandım mezun olduğumda iş bulabilecek miyim… kafamda bir sürü soruyla belirsizliklerle dolu bir dönemdeyim. Mesela ben Türkçe öğretmeni olmayı çok istiyorum. Türkçe öğretmenliği okudum diyelim, sonra KPSS sınavı çıkacak karşıma... 2020 yılında öğretmen olmak için 440 bin kişi KPSS’ye girmiş ve 2021 yılı için MEB sadece 20 bin kişilik bir kontenjan açmış. 2020 yılında Türkçe öğretmeni olarak atananların sayısı ise sadece 1293. Mezun sayılarına baktığımızda ise on binlerce öğretmen adayının işsiz kaldığını görüyoruz. 2020 yılında Türkçe öğretmenliğinden 18 bin 96, Türk Dili ve Edebiyat Öğretmenliğinden de 41 bin 360 kişi mezun olmuş. Tüm bu gerçeklikleri gördükçe kendimi stres ve baskı altında hissediyorum. Ama şunun da farkındayım, bunlar sadece benim yaşadığım sorunlar değil. Milyonlarca genç bugün benzer sorunları yaşıyoruz. UİD-DER’in gençlik kampanyası sayfasındaki mektupları, röportajları okuduğumda hep şu an en güzel dönemimizde kaygılar, sorunlar yaşıyoruz diye yazmışlar. Gerçekten neden daha gençlik dönemimizde bu kadar sorun yaşıyoruz, geleceğe kaygıyla bakıyoruz?
Şu an bu sorunları düşünmek yerine mezun olduğumda iş bulup çalışmak, kimseye yük olmadan para kazanabilmek, emeğimle insan gibi geçinebilmek isterdim. Çalışıp kendi kazandığım parayla dünyanın başka ülkelerini gezmek; mesela Paris’i Eyfel Kulesini, İngiltere’de Londra sokaklarını görmek, Çin’in kültürünü yakından tanımak isterdim. Bunlar şu an benim ve benim gibi milyonlarca genç için uzak hayaller gibi görünüyor. Aslında çoğu zaman kaygılardan hayal bile kuramıyoruz. Ama sınırların olmadığı, vize sorununun ortadan kalktığı, para sıkıntısının olmadığı, gönlümüzce yaşayabileceğimiz bir dünya mümkün olabilir. Geçtiğimiz hafta sonu ilk defa UİD-DER’in bir etkinliğine katıldım ve benimle aynı sorunları yaşayan onlarca insan gördüm. Ama her şeye rağmen yüzleri gülen, sıcacık bu insanların umutlu olduklarını ve yaşadığımız sorunlara karşı mücadele ettiklerini gördüm. Bu bana da bir ışık oldu. Bir nebze de olsa rahatladım. Sorunların çözümü olduğuna inandım ve umudum arttı. Yalnız değiliz!
- Özgürlük İstiyorsak…
- Geleceğimiz İçin UİD-DER’deyiz!
- Gençlerimizi Öldüren Kapitalist Düzendir
- Gençler Olarak UİD-DER’de Buluşalım
- Umudumuzu Hep Birlikte Yeşertelim
- Gençliğe Sınıfımızın Gerçeklerini Anlatalım
- Depresyon ve Anksiyetenin İlacı Dayanışma
- Gelecekten Korkma! Korkunun Üzerine Birlikte Gidelim!
- Gençlik ve Kapitalizm Lodosu: Şikâyet Etmek Yetmez!
- Adalet Orada mısın?
- Gücümüzün Farkındayız!
- Sen Nerede Duracaksın?
- Biz de Umutluyuz, Çünkü UİD-DER’liyiz!
- UİD-DER Hayatıma Bir Güneş Gibi Doğdu!
- Barınamayan Gençlerin Ruh Hali!
- Çoğaldıkça Umudumuz Büyüyor
- UİD-DER’in Bana Öğrettiklerini Yaşayarak Deneyimledim
- Yağmur Olup Yağacağız Bu Kurak Topraklara
- Umut Bizim Ellerimizdedir!
- Genç İşsizliği “Ulusal Genç İstihdam Stratejisi” ile Çözülebilir mi?
Son Eklenenler
- 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Grevlerini sürdüren Lezita işçileri patronun grev kırıcılığına karşı da mücadele ediyor. 18 Martta Ankara’ya yürüyüş başlatan Agrobay işçileri, 21 Martta...
- İktidarın desteğini arkasına alan patronlar işçilerin haklarına pervasızca saldırıyor, işçiler mücadele ediyor. Adıyaman Besni’de Mega Polietilen fabrikasında ücret gaspına karşı başlayan direniş sonuç verdi, işçilerin 2 aylık ücretleri yatırıldı....
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...