Buradasınız
Ben Hesapladım Terazi Hesaplayamadı!
Sefaköy’den bir işçi
Ekonomik kriz her geçen gün hayatımızda kendisini daha fazla hissettiriyor. Gerçek enflasyon karşısında asgari ücrete yapılan “kırıntı zamlar” ikinci ayında eriyip gitti. Aldığımız maaş açlık sınırının altındayken bir de işsizlik tehdidiyle karşı karşıya kalıyoruz. Patronlar krizi fırsata çevirmek için işçi çıkartmaya başladılar. Geçim şartları gittikçe zorlaşıyor. Kölece koşullarda çalışmamıza rağmen krizin faturası bizim sırtımıza yükleniyor. Gıda fiyatları o kadar arttı ki sebzeleri tane tane almak zorunda kalıyoruz. Kırmızı biber ile sivri biberin kilogram fiyatı 20-25 lira arasında seyrediyor.
Geçen ay aldığım maaşla marketten alışveriş yapmak istemiştim. Fakat alışverişi yaparken çok ince hesaplar yapmam gerekiyordu. Mesela patatesi, biberi, soğanı tane tane ve en küçüğü üzerinden hesaplamam gerekiyordu. Düşünün, “patates tanesinin büyüğünü mü küçüğünü mü alalım” hesabı yapıyoruz. Marketten manav reyonundan aldığım patatesi, soğanı ve 3 tane sivri biberi teraziye bakan görevliye verdim. Patatesi ve soğanı tarttı fakat sivri biberi tartamadı. Dolayısıyla biberin fiyatını da hesaplayamadı. Görevlinin alışık olduğu bir durumla karşı karşıya kaldığı her halinden belliydi. Et reyonunda bulunan görevliye bir işaret edip “şunu senin orda tartabilir miyiz?” dedi. Et reyonunda daha hassas bir teraziyle tartıldı ve tamı tamına 95 gram geldi. Kendim dışında alışveriş yapan diğer emekçi insanların poşetlerine baktığımda benden farklı değillerdi. Yani işçilerin alım gücü günden güne düşüyor.
Durum böyleyken, bu hayat pahalılığına karşı biz işçilere bir görev düşüyor: Mücadele görevi! Çünkü ekonomik krizin faturasını bizlere kesiyorlar. Biz nasıl geçineceğimizin ince hesaplarını yaparken patronlar sınıfı da bizleri daha fazla nasıl sömüreceğinin ince hesaplarını yapıyorlar. O yüzden biz işçiler işyerlerimizden başlayarak kendi sınıf çıkarlarımız temelinde örgütlenmeli ve “Krizin Faturasını ödemek istemiyoruz” demeliyiz.
Dayanışma!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...