Buradasınız
Ben Takımıma Güvenirim
Altınşehir’den bir işçi
Geçen gün işe giderken serviste iki işçinin aralarında geçen şiddetli tartışmaya kulak verdim. Akşam takımlarının yapacağı maç üzerine kıran kırana tartışıyorlardı. İşçilerden birisi takımına öylesine inanmış ve güvenmiş ki, arkadaşına akşamki maçta kendi takımının galip geleceğini bağıra bağıra kanıtlamaya çalışıyordu. Arkadaşı “sen bu maçı alacağınızdan nasıl bu kadar emin oluyorsun” diye sorduğunda, “ben takımıma güveniyorum arkadaş” diye cevap verince, verdiği cevap beni biraz düşündürdü. İnsanın herhangi bir şeye güvenmesi için mantıksal ve duygusal bir bağı olması gerekir. Biz işçilerin, en lüks arabalara binen, en lüks evlerde oturan futbolculara, kulüp başkanlarına, teknik direktörlere ve milyarları cebe indiren takımlara güvenmemizdeki neden ne olabilir?
Aslında nedeni filan yok. Futbol, eve geldiğimizde vakit öldürdüğümüz, arka planında bin türlü şikenin, yalanın, dolanın döndüğü, anlık neşe ve yalancı umut kaynağımız sadece. Ama bir de daha anlamlı umutlarımız var, ya da olmalı. Meselâ işyerimizde birlik olup çalışma saatlerimizin düşürmek, maaşlarımıza zam yapılmasını sağlamak, eve geldiğimizde sadece maç izlemeye değil ailemizle de zaman geçirmemize yetecek zamanı yaratabilmek gibi. Bunları başarmanın tek yolu da, günümüzün yarısını birlikte geçirdiğimiz, ortak kaderi paylaştığımız, koşullarımızı düzeltmek için birleşmekten başka çaremizin olmadığı mesai arkadaşlarımıza en az takımımıza güvendiğimiz kadar güvenmekten geçiyor. Ve elimizi taşın altına sokmaktan. İşçilerin birbirlerine güvenmeleri için o kadar çok neden var ki. Ama nedense hadi şu arkadaşı da alalım da işyerinde ne yapabiliriz diye biraz sohbet edelim, bir şeyler yapalım dendiğinde, “yok arkadaş, ona güvenilmez beni satar, şuna güvenilmez o beni yarı yolda bırakır” gibi cevaplar geliyor.
Yeri geliyor maaş bordromuzu almayıp patron yanlış yapmaz diye patrona bile güveniyoruz ama yanı başımızda saatlerce üç kuruş paraya alnının teriyle ekmeğini kazanmaya çalışan arkadaşımıza güvenemiyoruz. Kuru maaştan başka kaybedecek bir şeyi olmayan insan bizi yarı yolda bırakıyorsa, bizi satıyorsa, dönüp biraz da kabahati kendimizde aramalıyız. Birbirimize zaman ayırarak sorunlarımızı, sıkıntılarımızı birbirimizle paylaşmasak aradaki güven bağını oluşturamayız. Ben bu güveni UİD-DER’de öğrendim, inancım ve güvenim işçi sınıfının bu sömürü düzenini ortadan kaldıracağıdır.
Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
İşsizliği Yaratan Biz İşçiler miyiz?
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Vivident, Mentos gibi sakız ve şekerleme markalarının üreticisi olan Perfetti Van Melle’nin İstanbul/Kıraç’ta bulunan fabrikasında çalışan işçiler Tekgıda-İş Sendikasında örgütlenmiş, şirket yönetiminin sendika düşmanı tutum ve baskılarıyla...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Rus yazar Tolstoy “acı duyabiliyorsan canlısın, başkasının acısını duyuyorsan insansın” der. Tolstoy’un bu ifadeleri özü itibariyle insanlaşmayı anlatır. İşçi sınıfı olarak, sömürücü efendilerden insanlık için insanlaşma...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER, sözünü İşçi Dayanışması’yla söylüyor. Kapitalist sömürüye, zorbalığa, ayrımcılığa, haksız savaşlara karşı işçi sınıfına sesleniyor ve diyor ki kurtuluş ellerinizde, birliğinizdedir.
- İşçi ve emekçiler pek çok ülkede 2024 yılını mücadeleyle kapattı, 2025’i mücadeleyle karşıladı. Kapitalist sömürü düzeninin yol açtığı sorunlar büyürken, buna karşı işçilerin mücadelesi ve dayanışması da güçleniyor. Emperyalist savaşın yayıldığı,...
- Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Aralık ayı yıllık enflasyonunu yüzde 44,38, 12 aylık ortalama enflasyonu ise yüzde 58,51 olarak açıkladı. Kamu emekçilerinin ve emeklilerin maaş artışında önemli bir faktör olan altı aylık enflasyon ise yüzde 15,75...
- Harb-İş Sendikası Eskişehir Şubesi, 3 Ocakta basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasında kamu işçilerinin toplu iş sözleşmesi (TİS) sürecine, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına ve Harb-İş üyesi işçilerin yaşadıkları ekonomik...
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...