Buradasınız
İşsizliği Yaratan Biz İşçiler miyiz?
Gebze’den işsiz bir işçi
İşsizlik birçoğumuzun yaşadığı sıkıntılardan biridir. Gazetelerde iş ilanları veriyorlar. Gidiyorsun görüşmeye, karşına engeller dikiyorlar. “Sen askerliğini yapmamışsın, senin yaşın geçmiş biz genç arkadaşlarla çalışmayı düşünüyoruz, biz deneyimli adam arıyoruz” gibi daha birçok engelle karşılaşıyoruz.
Geçenlerde bir fabrikaya form doldurmaya gittim. Elime bir form verdiler, aldım doldurmaya başladım. Arka sayfasına geçtiğimde “bu kısmı personel müdürü dolduracak” diye bir yazı dikkatimi çekti. Formu doldururken göz ucuyla okumaya başladım. “Eli yüzü düzgün mü?, Konuşması düzgün mü?, Kendine güveni nasıl?” gibi birkaç tane soru düzenlemişler. Yani tipin bozuksa seni işe almıyorlar, düzgün konuşamıyorsan seni işe almıyorlar, böylece biz işçileri küçük görüyor ve aşağılıyorlar.
Birtakım insanlar da çıkıp diyor ki, o kadar ilan var, milletin çalışmaya niyeti yok, iş yok diye ortalarda geziyorlar. Onlara diyorum ki, o kadar iş ilanı var ama onların işçi almaya niyeti yok. Bu işsizlik sorununu biz çıkarmıyoruz, işsizlik bizden kaynaklanmıyor. Bunun sorumlusu patronlardır. Çalıştırdıkları işçi kardeşlerimize de iki üç kişinin işini yaptırıyorlar. 14-16 saat fazla mesai yaptırıyorlar. Bir kişi üç kişinin işini yaparken daha fazla işçiye ne gerek var ki? Sömürüyorlar, sömürüyorlar, çalışan baş kaldırdığı zaman “beğenmiyorsan kapı orda, dışarıda senin gibi bir sürü adam var” gibi tehditler savuruyorlar. Bu durumda örgütsüz işçiler sesiz kalıyorlar “ya işsiz kalırsak” diye.
İşsizliği yaratanlar bizler değil patronlardır. İşsizlik sorunu onlar için bir kâr kaynağıdır. Buna dur demek için işçi kardeşlerimi örgütlenmeye davet ediyorum.
Yaşasın işçi sınıfının örgütlü mücadelesi!
Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz!
Ben Takımıma Güvenirim
- Çare Sınıfımızda ve Örgütlü Mücadelemizde
- “Eşim Öyle Yerlere İzin Vermiyor”
- Hafta Tatili Haktır, Gasp Edilemez!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
Son Eklenenler
- 12 Eylül askeri faşist darbesinin 45. yılında Türkiye’nin çeşitli illerinde eylemler gerçekleştirildi. Yapılan eylemlerde darbe rejimi ve onun günümüzdeki etkileri protesto edildi. İstanbul’da 78’liler Girişimi öncülüğünde Taksim Kazancı Yokuşunda...
- “Bırak seni başkaları övsün” diye bir söz vardır. Bir de işçi sınıfının ve insanlığın sömürüye karşı yürüttüğü mücadeleyi tarif eden başka bir ifade vardır: “Sen sadece doğru yolda yürü. Sabırla, emekle, alın teriyle ilerle. Bir gün başkaları da...
- Metal işkolunda Türk Metal, Çelik-İş ve Birleşik Metal-İş sendikalarıyla metal patronlarını temsil eden Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında 2025-2027 dönemini kapsayan Grup Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri başladı. Bu sözleşme, 250’...
- Ankara’da bulunan Tapeten Mensucat’ta Teksif Sendikasında örgütlenen işçiler, işverenin TİS masasına oturmayı reddetmesi üzerine 4 Eylülde greve çıkmışlardı. UİD-DER üyesi işçiler olarak grevlerinin 8. gününde Tapeten işçilerini ziyaret ettik.
- Yaşadığımız topraklarda 12 Eylül 1980’de bir askeri faşist darbe gerçekleştirildi. Darbeciler ülkedeki kaosu ve kardeş kavgasını bitirmek için darbe yaptıklarını ileri sürüyorlardı. Oysa asıl amaç işçi sınıfına ve örgütlerine darbe vurmaktı.
- Rejimin toplumsal muhalefeti sindirmeye yönelik her geçen gün dozunu artırdığı saldırılara karşı protestolar sürüyor. 2 Eylülde CHP İstanbul il örgütüne kayyum atanmasının ardından başlayan protestolarda emekçiler rejimin baskılarına biat...
- Nepal’de hükûmetin 4 Eylülde Facebook, X (Twitter), YouTube ve benzeri 26 platformu erişime kapatma kararı, gençlerin öncülüğünde işçi ve emekçilerin de katıldığı geniş protestoları tetikledi. Ülkede artan yoksulluk ve yolsuzluk karşısında biriken...
- Trump yönetimi işçi düşmanı ekonomi politikalarını, göçmenlere karşı saldırılarını, emperyalist savaşı körüklemeyi, Siyonist İsrail devletini desteklemeyi sürdürüyor. Emperyalist savaşın baş aktörü olarak Gazze’de yapılan soykırımı açık şekilde...
- İsveç sermayeli Omsa Metal fabrikasında çalışan işçiler, 2025’in ilk aylarında Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 Nolu şubede örgütlendiler. Şirket, sendikanın yetkisine itiraz ederken toplu iş sözleşmesi sürecinde de “sıfır zam” dayatmasında...
- Tanıdık birilerinden söz ederken “bizim Ahmet”, “bizim Ayşe” deriz. Bazen tarafını anlatırken “bizim takım”, “bizim parti” deriz. Hatta bazen hangi kimlik ve inançtan olduğunu tarif ederken de biz deriz. Gelin bu konunun üzerine duralım biraz. Biz...
- Türkiye’de rejimin her türlü muhalefeti ezmek, toplumu zapturapt altına almak ve bu yolla varlığını sürdürmek amacıyla hayata geçirdiği saldırıların ardı arkası kesilmiyor. Öyle ki bu rejim, yargıyı sopası, medyayı borazanı, devlet kurumlarını...
- Aylardır maaşları, toplu sözleşmeden doğan fark alacakları ve bazı yan hakları ödenmeyen Genel-İş Sendikası üyesi İzmir Buca, Karşıyaka ve Konak Belediyesi işçileri yürüttükleri mücadeleleri büyüterek iş bırakma eylemi yaptı.
- Dede Korkut hikâyelerinin birinde Uruzlu bir çobanla, bir Peri birbirlerini severler. Ancak bu beraberlik lanetlenmiştir. Peri bir gün çobanı çağırır ve şöyle der: “Bende bir emanetin var ama bu emanet halkının başına bela olacak, bilesin.”