Buradasınız
Bir Kadın İşçinin Gençliği
Avusturya’da doğmuş, 10 yaşında işçiliğe başlamış, büyük acılar çektikten sonra işçi sınıfının mücadelesine katılmış bir kadındır Adelheid Popp. Adelheid, hayatını anlattığı “Bir Kadın İşçinin Gençliği” adlı bir kitap yazmış ve tıpkı kendisi gibi ekmeğini kazanmak için ölümüne çalıştırılan, ezilen emekçi kadınlara umut vermek istemiştir. Emekçi kadınların çektiği acıların onların kaderi olmadığını, yaşamlarını hep birlikte değiştirebileceklerini göstermiştir.
1800’lü yıllarda Avusturya’da işçi sınıfının çalışma ve yaşam koşulları çok ağırdır. Çalışma saatleri 12 saatten az değildir. İşçi ücretleri öylesine düşüktür ki işçilerin ancak açlıktan ölmemesine yeter. İşçilerin sağlığını tüketen çalışma ortamı sadece kadın ve erkek işçiler için değil, küçük çocuklar için de aynıdır. İşte böyle bir dönemde 1869 yılında, tek göz odalı yoksul bir evde dünyaya gözlerini açar Adelheid Popp. Adelheid’ın doğup büyüdüğü evdeki yoksulluk bir istisna değildir. O da tıpkı yaşıtları gibi henüz 10 yaşındayken okulu bırakarak günde 12 saat çalışmaya başlar. 15 yaşına geldiğinde pek çok iş değiştirmiş, defalarca kapı kapı gezerek iş aramak zorunda kalmıştır. Çalıştığı yerlerde ücreti kesilmiş, kaldıramayacağı işlerde çalışmaya zorlanmış ve hatta tacize de uğramıştır.
Adelheid nihayet büyük bir fabrikada çalışmaya başlar. Bu durum yaşamında büyük değişimlere yol açar. Ağabeyinin patronların sömürü düzenine karşı mücadele eden, işçileri örgütleyen sosyalist arkadaşlarıyla tanışır. Onların getirdiği sosyalist gazeteyi düzenli olarak almaya ve okumaya başlar. Artık hayatına yepyeni fikirler girmiştir. Adelheid Popp, bu gazetenin yaşamındaki yerini şöyle anlatır: “Teorik makaleleri hemen anlayamamıştım ama işçi sınıfının acıları hakkında yazılanları anlıyor ve kavrıyordum. Ancak bunların ışığında kendi kaderimi anlamayı ve değerlendirmeyi öğrendim. Katlandığım her şeyin tanrı yazgısı olmadığını, tersine toplum düzenindeki eşitsizliklerden kaynaklandığını öğrendim.” Öğrendiklerini başka işçilere anlatma arzusu o zamana kadar çekingen ve sessiz olan bu genç kızı değiştirmiştir. “Önümde bir amaç belirdiği, bilincine vardığım şeyleri bütün insanların bilmesi gerektiği düşüncesiyle dolup taştığım bu anda, bütün çekingenliğimi bir kenara atmıştım. İş arkadaşlarıma işçi hareketi hakkında okuduğum her şeyi anlatır olmuştum” der.
Adelheid Popp da artık sosyalist bir işçidir. İşçi sınıfının sömürüden kurtulması için mücadele etmesi gerektiğine inanır. Ama ilk zamanlar politikayı erkek işi olarak görür. Çünkü toplumun genelinde öyle bir algı vardır. Hatta politik çalışmalara katılma hakkına sahip olabilmek için erkek olarak doğmuş olmayı bile diler. Her şeye rağmen içindeki mücadele etme isteği ilk toplantıya katılmasını sağlar. Bu toplantıdaki tek kadın işçi kendisidir ve bütün gözler hayretle üzerine çevrilmiştir. İlk konuşmasını yaptığı toplantıda “bravo” sesleriyle ve alkışlarla karşılanır. Çünkü o zamana kadar bir kadının toplantılarda konuştuğu görülmemiştir. Daha sonra katıldığı toplantıların birinde işçilerin, konuşmacının kadın kılığına girmiş bir erkek olabileceğini tartıştıklarını anlatır. Çünkü onlara göre ancak erkekler böyle konuşabilir!
1890’larda Avusturya’da grevlerin sayısı artmış, çok daha fazla sayıda kadın işçi grevlere çıkar olmuştur. Bu kadınlar o zamana kadar yaşadıkları hayatı bir kader olarak kabullenmiş kadınlardır. Ama değişim başlamıştır. Kendi sözleriyle: “Kadınlar, daha önceleri tanrının bir isteği gibi görüp kabullendikleri şeyleri, örneğin doğumdan yalnızca birkaç gün, çoğu kez birkaç saat sonra, evde ya da fabrikada yeniden çalışmak zorunda kalmaları nedeniyle bedenlerinin hasta ya da kötürüm olmasını, giderek acımasızlık ve zorbalık olarak algılamaya başlarlar.”
Emekçi kadınların bu değişimi, Adelheid’ın da kadın sorunu üzerinde daha fazla durmasını sağlar. Toplumda kadına biçilen rolleri eleştirir ve emekçi kadının özgürlüğünün ancak sosyalist toplumda mümkün olacağını söyler. Bu nedenle daha fazla kadının sosyalist mücadeleye katılması için uğraşır. Anılarını kaleme alışının da asıl nedeni budur: “Nasıl sosyalist olduğumu yazma gereksinimi duymam, yalnız ve yalnızca, yürekleri mücadele etme isteğiyle çarpan ancak başarabilecekleri inancını taşımadıkları için her seferinde yeniden geri çekilen sayısız kadın işçiye cesaret aşılamak istediğim içindir. Sosyalizm beni nasıl değiştirip güçlendirdiyse, aynı etkiyi başkaları üzerinde de yapacaktır.”
Acılar ve Sevinçlere Dair
Direnişçi İşçiler Buluştu
- Yaşıyoruz Sanıyoruz
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- UİD-DER’de Bir Kez Daha 8 Mart Coşkusu
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Mücadelenin Adıdır Kadın
- Ekmeğe Zam Yapılırsa
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü!
- Mücadelemizin Sembolü 8 Mart
- Emekçi Kadınlarız, 8 Mart Ruhuyla Birleşiyoruz!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Emekçi Kadınlar Savaşı Durdurmak İstiyor Ama Nasıl!
- Boyun Eğmek mi Birlikte Karşı Durmak mı?
- Bir Şey Yapmalı! Ama Ne?
- Emekçi Kadınlar Savaşa Karşı Durabilir
- Genç Rosalar Olup Mücadeleyi Büyütmeliyiz
- Değişim Küçük Adımlarımızla Başlar
- Direnen Haliç ve Bizim Direnişimiz
- Annelik Kursağımızda Kalmasın, Bu Düzeni Değiştirelim!
- MESS Sözleşmesi ve Emekçi Kadınlar: Ne Düşünüyoruz? Nasıl Düşünmeliyiz? /2
- MESS Sözleşmesi ve Emekçi Kadınlar: Ne Düşünüyoruz? Nasıl Düşünmeliyiz? /1
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- Büyüyen Yoksulluk ve Sosyal Yardımlar
- Rakamların Ardına Gizlenen Gerçekler
- Sermayenin ve İktidarın Saldırılarını Püskürtmek İçin 1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim
- İşçi Dayanışması 192. Sayı Çıktı!
- Bumerang Geri Döner!
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- İşçi Dayanışması 191. Sayı Çıktı!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
Son Eklenenler
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...