Buradasınız
Borç Borçla Kapanır mı?
Gebze’den bir metal işçisi

Kredi kartı borcu olanlar dikkat! “Müjdeli” haberler geliyor. Dar gelirli vatandaşın dertlerine çare olacak müjdeler verildi. “Vatandaşın banka borcu bitiyor”, “borcu borçla kapatmak son buluyor”. Haber kaynakları ve iktidarın yayın organı olan gazeteler, günlerdir müjdeli haberleri manşetlerine taşıyarak veriyorlar. Borcu olanların dikkatini çeken bu müjdelere göre, kredi kartı borçlarını kapatmak isteyenler Ziraat Bankasının öncülüğünde düşük faizli kredi ile borcunu tek bir çatı altında toplayabilecek. Nasıl müjde ama, beğendiniz mi?
Kredi kartı borcu olanlar dikkat! “Müjdeli” haberler geliyor. Dar gelirli vatandaşın dertlerine çare olacak müjdeler verildi. “Vatandaşın banka borcu bitiyor”, “borcu borçla kapatmak son buluyor”. Haber kaynakları ve iktidarın yayın organı olan gazeteler, günlerdir müjdeli haberleri manşetlerine taşıyarak veriyorlar. Borcu olanların dikkatini çeken bu müjdelere göre, kredi kartı borçlarını kapatmak isteyenler Ziraat Bankasının öncülüğünde düşük faizli kredi ile borcunu tek bir çatı altında toplayabilecek. Nasıl müjde ama, beğendiniz mi? Ohhh be işte bu! Gerçekten içimiz bayağı ferahladı. Fakat dikkat edecek olursak borcu kapatmak için borç almanın müjdesini çok muhteşem bir habermiş gibi sunuyorlar. On binlerce işçinin, emekçinin bu borç batağına neden düşürüldüğüne yönelik tek bir cümle yok. Her geçen gün borçlu insanların sayısının arttığına yönelik tek bir cümle yok. Borcunu ödeyemediği için, psikolojik sorunlar yaşayanları anlatan tek bir cümle yok. Varsa yoksa “müjde” diye süslü cümlelerle verilen yalan haberler var.
AKP’nin 16 yıllık iktidarı boyunca biz işçiler, türlü türlü “yeniliklerle” karşılaştık. Bizleri her geçen gün yoksulluğa ve açlığa iten bu yeniliklerden biri de, borcu borçla kapatmak durumudur. Gecemizi gündüzümüze katarak çalışıyoruz ama elimize geçen para çok az ve ihtiyaçlarımızı karşılamıyor. Mesai yapalım diyoruz, yine yetiremiyoruz. Ne yapsak olmuyor. Banka kredisi çekmek zorunda bırakılıyoruz. Bankaya olan kredi borcunu ödemek için binlerce işçi, emekçi ise bu sefer başka bir bankadan kredi çekmek zorunda kalıyor. Borcu kapatmak için bir kaç bankadan çektiğimiz krediyi de kapatmak için tekrar başka bir bankadan kredi çekerek borca giriyoruz. Tekrar tekrar borç alıyoruz.
Erdoğan grup toplantısında bir açıklama yaptı. Yaptığı açıklamadaki “müjdeyi” bakalım fark edebilecek miyiz? “Kredi kartı borcunu ödemekte güçlük çeken vatandaşlarımıza müjdemiz var. Mevcut borçlarını daha kolay ödeyebilmeleri için bir imkân sağlıyoruz. Ziraat Bankası aracılığıyla ödeme güçlüğü yaşayan vatandaşlarımızın kredi kartı borçları tek bir çatı altında toplanacak. Vatandaş hangi bankaya borcu olursa olsun, Ziraat Bankasından alacağı krediyle bu borcu ödeyebilecek. Daha sonra uygun şartlarda aylık gelirine uygun bir şekilde bu borcunu ödeyebilecek”. Bu açıklamada ne kredi kartı borcu olanların borcunun silinmesinden, ne de dondurulmasından söz ediliyor. Burada nasıl bir müjde var acaba? Vallahi görebilene aşk olsun. Bu söylenen sözlerde bir “müjde” var ama o müjde borç planlandırması adıyla yeniden borçlanmanın “müjde”si.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) verileri, Türkiye’de kredi kartı borcu yüzünden takibe düşmüş kişi sayısının 684 bin olduğunu söylüyor. Milyonlarca kredi kartı kullanıcısının büyük bir kısmını biz borçlu işçiler oluşturuyoruz. Aldığımız borçları ödemekte her geçen gün daha fazla zorlanıyoruz. Bir yandan bankaların faiz oranlarının yüksek olması, diğer yandan yaşanan krizle birlikte aldığımız ücretlerin erimesi. Siyasi iktidar ve patronlar krizin yükünü bizim üzerimize bindirdikleri için, çok daha fazla borcu, borçlanarak kapatmaya çalışarak tükenmeyen bir kısır döngünün içine giriyoruz. Her şey zamlandı, aldığımız ücret ise enflasyonun altında ezildi. Temel ihtiyaç maddelerinden, elektrik, su, doğalgaza, kira ödemelerine kadar. Evdeki hesap çarşıya uymuyor. Hükümet yetkilileri “hedeflerimizi tutturduk, her şey çok daha iyi olacak” diyorlar ama iyi olan ne varsa sermaye sahiplerine, kötü olan ise bizim payımıza düşüyor.
Yaşanan krizle birlikte, beli bükülen biz işçiler oluyoruz. Aldığımız ücretler yetersiz, üstüne bir de ücretsiz izinler ve işten atmalar eklendiğinde, sırtımızda bir kırbaç gibi şaklayan borçların altından kurtulamıyoruz. Borç yapılandırması adı altında sunulan “müjde” elini verip kolunu kaptırmaktan, biz işçileri daha fazla borç yükünün altına sokmaktan başka anlam ifade etmiyor. Artık bu müjdelere de, yalanlara da karnımız tok.
Tasarrufu Biz İşçiler mi Yapmalıyız?
Kıdem Farkı Yerine Dayanışma!
- Biz Bu Masalları Ayaküstü Çok Dinledik
- Ekonomik Sorunların Kaynağı Bulundu: İşçi ve Emekçiler!
- Vergiler Patronlardan Kesilsin!
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- Bakandan Dâhiyane Buluş: Kış Tatili!
- Bizim Yoksulluğumuz, Onların Yalanları Büyüyor
- Nasıl Küçüldük, Kimi Büyüttük?
- Bir İşçi Çocuğunun Gözünden Hayat Pahalılığı
- “2023’ü Beklerken” Neler Oldu?
- Zamlardan Haberi Olmayanlar da Var!
- Enflasyonu Asgari Ücret Zammı mı Arttırıyor?
- Büyüdüğümüzü Hissedebiliyor musunuz?
- Evsiz Kalmak mı Mücadele Etmek mi?
- Ekmeğimizi Büyütmek İçin!
- Haklı Olan Biziz!
- İktidarın Enflasyon Masalı
- Yağa Neden Zincir Vuruluyor?
- Yüksek Elektrik Faturalarına Tepkiler Sokaklara Taştı
- İşten Çıkarma Yasağı Sona Erdi, Saldırılar Başladı!
- Doların Yükselmesi Bizi İlgilendirmez mi Dediniz?
Son Eklenenler
- Artık eski kuşak bir işçi olarak, gençliğimde başımdan geçen bir olayı anlatacağım. Yıllar evvel “iş kazası” nedeniyle biri ağır iki ayrı ameliyat olmuştum. Sonrasında bir buçuk seneye yakın yatalak kalmıştım. Bu sürenin 7 ayını evde geçirmiştim....
- UİD-DER’le 1 Mayıs’a katılan bir engelli arkadaşımız, dünyada 1 milyar engelli olduğunu söyledi. Bu rakam 8 milyarlık dünya nüfusunun yüzde 12,5’ine denk geliyor. Yani her 8 kişiden biri engelli! TÜİK verilerine göre de Türkiye’de en az 10 milyon...
- ABD’nin her yıl “özgürlük ve bağımsızlık günü” olarak kutladığı 4 Temmuz, bu yıl resmi törenlerin ve barbekü partilerinin ötesine geçerek işçi ve emekçilerin öfkesine sahne oldu. “Amerika’ya Özgürlük” sloganıyla onlarca şehirde gerçekleşen...
- Şüphesiz ki koşullar insanın ruh halini belirlemede çok etkili olur. Aynı şekilde tersine, bilinçlenen, ruh halleri değişen insanlar koşulları belirlemekte ve değiştirmekte çok etkili olur. Örneğin yoğun bir kış mevsimin yarattığı ruh hali, öyle bir...
- “Kamu imkânlarını amacı dışında kullanmak, kamuya ait işleri yavaşlatmak ya da aksatmak, verilen görevleri layıkıyla yerine getirmemek hem vebal hem de günahtır. Kamu hizmetlerini sunarken insanlar arasında ayrım yapmak, tanıdığı kişilere öncelik...
- Petrol-İş Sendikasında örgütlü grevci TPI Kompozit ve Temel Conta işçileri ile grevlerini kazanımla sonuçlandıran DYO Boya işçileri ve sendika düşmanlığına, işten atma saldırılarına karşı direnen TEKSİF üyesi Digel Tekstil işçileri, İzmir Menemen...
- Yıllar önce çalışıp ayrıldığım işyerinden bir işçi arkadaşım anlattı. Patron ekonomik krizden dolayı iflas ettiğini, işyerini kapatacağını söylemiş işçilere. Sonra patronla birlikte oturup ağlaşmışlar; “ne güzel bir işyerimiz vardı, ne güzel bir...
- Başlıkta yer alan ifadeler, Hakkı Özkan’ın “Grevden Sonra” romanındaki öncü işçi Nuri’nin eşinin sözleridir. Nuri, grevde öncüdür; mayası sağlam, kararlı bir işçidir. Yazar Hakkı Özkan matbaa işçiliği yapmıştır, yaşadıklarını romana aktarmıştır. “...
- Gebze Sendikalar Birliği, İsrail devletinin Gazze’de yürüttüğü katliamı, emperyalist savaşı lanetlemek, Filistin halkının sesi olmak, işçilerin dayanışmasını büyütmek için Filistinli sendikacılarla birlikte Gebze Kent Meydanında bir eylem düzenledi...
- Kenya’da, geçtiğimiz sene Haziran ayında, IMF’nin dayattığı kemer sıkma politikaları doğrultusunda yeni vergi yasası hazırlanmıştı. Bu yasa tasarısı, işsizlik, yoksulluk ve artan hayat pahalılığıyla boğuşan işçilerin ve emekçi gençliğin öfkesini...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu, Kocaeli Dilovası ve İzmir Çiğli’de üretim yapan DYO Boya fabrikalarında, düşük zam dayatmasına karşı greve çıkan işçilerin mücadelesi 44. gününde kazanımla sonuçlandı. İlk yıl için yüzde 73...
- İşçi sınıfının tarihsel mücadele mirasını yaşatmak ve bu mirastan güç alarak işçilerin birliğini büyütmek için çalışan UİD-DER, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55. yılı vesilesiyle 29 Haziranda, “Gelenekten Geleceğe: Umut Örgütlü Mücadelede!”...
- Petrol-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kocaeli’nin Körfez ilçesinde faaliyet gösteren Gübretaş fabrikasında yüzde 30 sefalet dayatmasına karşı işçiler, 3 Temmuzda greve başladı. Devrimci Sağlık-İş Sendikasının, kamu işçilerine dayatılan sefalet...