Buradasınız
Bu Düzeni Yıkmak Boynumuzun Borcu
İstanbul Üniversitesinden bir öğrenci
14 Ekimi 15’ine bağlayan gece Eskişehir Anadolu Üniversitesi merkez yemekhanesinde 21 yaşında bir öğrenci olan Resul Alan kendini yemekhanenin tırabzanlarına asarak yaşamına son verdi. Resul’un cansız bedeni sabah saatlerinde yemekhaneye giren başka bir öğrenci arkadaşı tarafından bulundu. Anadolu Üniversitesi Dayanışma Ağı, 16 Ekimde yemekhane önünde toplanıp bir eylem gerçekleştirdi. Bu düzen ve bu rejim altında gençler için bir gelecek olmadığını, gençlerin geleceğinin çalındığını, yaşamlarının söndürüldüğünü anlattılar öğrenciler.
Öğrenciler öfkeli olduklarını, çünkü hayatta kalabilmek için nelerle boğuştuklarının farkında olduklarını ifade ettiler o eylemde. “Okulumuzu devam ettirebilmek için çalışmak zorunda olduğumuzun farkındayız. En temel haklarımızdan biri olan barınma hakkı için bin bir çaba sarf ederken bir de aralarında en ucuzunu, en insan sağlığına uygun olmayanı seçmek zorunda olduğumuzun farkındayız. Bu yüzden kimse geçinemiyor. Bu ülkede kriz yalnızca emekçiler için var. Zenginler daha da zenginleşirken eksilen her zaman bizim cebimizden oluyor. Krizin faturası her zaman bize kesiliyor” dediler. Gençlerin umutsuzluk içinde olduğu bu düzeni kabul etmediklerini ifade eden öğrenciler, “Bu düzen hepimize insanca bir yaşam borçlu ve onu geri alana kadar da sesimizi çıkarmaya devam edeceğiz. Gençlerin yarınlara umutla bakabildiği bir düzen için yan yana gelecek, dayanışacağız. Bu düzene verecek hiçbir şeyimiz kalmadı. Bir arkadaşımızı daha kaybetmek istemiyoruz!” dediler.
21 yaşındaki gencecik bir insanın kazanmak için gecelerce çalışıp emek verdiği, belki de umutla ve hayallerle kapısından içeri girdiği üniversitesinde yaşamına son vermesinin bu düzenin kokuşmuşluğuyla, çarkı bozukluğuyla ilgisi olmadığını söylemek gerçeklere gözünü kapatmak demektir. Resul ve Resul gibi gençlerin canına kıymasına neden olan asıl şey, artık çürümüş olan bu rezil sistemin kendisidir. Neredeyse her işçi çocuğunu, her emekçi genci içine soktuğu gelecek kaygısı, önünü görememe hali ve içine hapsolduğu çıkışsızlık sarmalıdır. “…Keşke ülke daha iyi bir durumda olsaydı belki bu kadar genç çocuk intihar etmezdi” diyordu Resul ardında bıraktığı veda notunda. Fakat şu çok iyi bilinmeli ki Resul gibi gençler umutsuzluğa düşmeyi reddedip bu düzene karşı mücadele yolunu seçmedikçe ülke de dünya da “daha iyi bir durumda” olmayacak! Gerçek suç da suçlu da kapitalist düzen ve bu düzenin bizden çaldıklarıyla beslediği bir avuç asalak sürüsünden başka kimse değildir. Ama onlara, onların düzenine karşı mücadele etmekten kaçmak suçluları güçlendirmektir.
İşte işçi sınıfının emekçi gençliği olarak bu gerçeği görmek zorundayız. Gerçek suçlulardan hesap sormak için bir elin parmakları gibi yan yana gelmeyi ve yumruk olmayı bilmek zorundayız. Tıpkı UİD-DER Müzik Topluluğu UMUT’un Yumruk şarkısında söylediği gibi; yumruk bu sömürüye, yumruk vampirlere demek zorundayız! Bu düzene feda edilecek hiçbir şeyimiz yok ama onu yıkarak kazanacağımız bir dünya var.
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- “Yarın Ölmek Dün Ölmekten Daha Saçma”
- Okuyan Bir İşçi Soruyor
- Uyanmak İstiyoruz Güzel Bir Sabaha
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Greve Hazırlanırken Sohbetler
- Fırtınalar Yaratan Kelebekler!
- Sömürü Çarklarında Kaybolan Genç Yaşamlar
- MESEM: “Genç Eller” Üretiyor, Patronlar Sömürüyor!
- Sorunlarımız Ortak, Peki Ya Mücadelemiz?
- “Aman Çocuğum Sağa Sola Bulaşma” mı?
- “Enflasyon Canavarı”nı Üzerimize Salan Kim?
- Bir İlmek de MESEM Çıraklarından
- KYK Yurtlarında Ölmek İstemiyoruz!
- Bu Düzeni Yıkmak Boynumuzun Borcu
- Arel Üniversitesi Öğrencileri Servis Ücretine Neden İtiraz Ediyor?
- Aileler İstemese de Gençler Sorunları Görüyor
- Bizim Onlara İhtiyacımız Yok!
Son Eklenenler
- İşçilerin sendikalaşma hakkı, ücretleri patronlar tarafından gasp edilirken bu duruma itiraz eden, hakkını arayan işçiler cezalandırılıyor, darp ediliyor. Ancak saldırılara, baskılara boyun eğmeyen işçiler mücadeleyi sürdürüyor. İstanbul Finans...
- Emekçi kadınlar olarak hayatın her alanında çeşitli sorunlarla karşılaşıyoruz. Bu sistem bizi sokakta katledip, savaşlarda öldürüyor. Emeğimiz yok sayılıp hayatımız değersizleştiriliyor. Bizler işçi sınıfının kadınlarıyız, ellerimizdeki hünerle...
- Biz işçilerin yaşadığı sıkıntılar, zorluklar gün geçtikçe artıyor. Aldığımız ücretler açlık sınırına denk durumda. Üstelik ücretlerimizin enflasyon karşısında erimesi belimizi iyice büküyor. Çalıştığımız işyerlerinde, fabrikalarda çalışma...
- Her geçen gün yoksullaşan, hayat pahalılığıyla beli bükülen işçiler olarak vergi rekortmeni olmamız pek mümkün görünmeyebilir. Ancak gerçek bu. Milyarlarca dolarlık servetlere sahip patronlar servetleriyle kıyaslayınca tabiri yerindeyse bir kuruş...
- Bizler, Avcılar’dan genç işçi ve öğrencileriz. Kimimiz fabrikalarda saatlerce çalışıyor, kimimiz ise okul sıralarında dirsek çürütüyor. Hepimiz işçi çocuklarıyız ve bizi birleştiren, bir araya getiren ortak sorunlara sahibiz. Çünkü içinde...
- 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı ve biz emekçi kadınlar böylesine anlamlı bir güne hep birlikte hazırlanmak üzere yan yana geldik. Sınıfımızın birlik, dayanışma ve mücadele günü için UİD-DER’de birleştik. Hep birlikte coşkulandık, umutla dolduk. 1...
- Bir haykırış duyuldu derinden/ Sanırsın dağlar kalktı yerinden/ Mahalleden, fabrika köşelerinden/ Ayağa kalktı yürüyor işçi/ Yürüyor işçi, yürüyor işçi!
- Her işçinin hayalidir bir gün emekli olmak, hayatının kalan kısmında çalışmadan mutlu mesut yaşamak ve kendini güvende hissetmek… Bunun için sigortalı bir işte çalışmaya, SGK primlerimizin gerçek ücretimiz üzerinden ödenmesine dikkat ederiz. İşe ilk...
- Geçenlerde manava yolum düştü, eve bir iki parça şey alayım diye uğradım. Alışveriş bitti, tam para ödeme esnasında 17 yaşlarında bir genç gelerek kasadaki kişinin kulağına bir şeyler fısıldadı. O ise kafasını sallayarak “tamam tamam al” dedi. Genç...
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...