Buradasınız
Bursa’da Göçmen Faciasının Hatırlattığı Acı Gerçekler
Ankara’dan bir genç işçi

Acı haber bu kez Bursa’dan geldi. Suriyeli bir göçmen işçi ailenin yaşadığı evde yangın çıktı. Yangında 9 göçmen kardeşimiz yaşamını yitirdi, 3’ü yaralandı. Ölenlerin 8’i henüz çocuktu. Yiten canlar yine yoksulların çocuklarıydı. Bartın Amasra’da yitip giden 42 canımız gibi. Göçmen ya da yerli, ölenler zengin sınıftan değillerdi. Hayır, onlar işçi sınıfının insanlarıydı. Baba, gündüzleri tekstilde çalışarak geceleri kâğıt toplayarak ailesinin geçimini sağlamaya çalışan bir işçi; anne ev emekçisi bir kadın; çocuklar henüz 1 ile 10 yaş arasındaki işçi çocukları. Hatta aralarında babası gibi tekstilde çalışan çocuk işçiler de var…
Yangın faciasında yaşamını yitiren göçmen kardeşlerimiz bir savaş cehenneminden kaçıp gelmişlerdi Bursa’ya. Tepemize çöreklenmiş Türkiyeli egemenlerin de içinde olduğu emperyalist devletlerin, kendi çıkarları uğruna başlattıkları ve sürdürdükleri haksız bir savaştır bu. Haksızdır, çünkü sömürücülerin kendi aralarındaki çıkar rekabetine dayanır. Egemenlerin nüfuz alanları üzerindeki kavgası yüzünden kentler yakılıp yıkılıyor; emekçiler açlığa, ölüme mahkûm ediliyor. Göçtükleri yerlerde de acılar son bulmuyor. Egemenlerin yalanlarına kanan örgütsüz emekçiler, göçmenleri kendi dertlerinin sorumlusu olarak görüyor. Oysa işçiler arasında düşmanlık yaratanlar, göçmenleri en kötü koşullarda çalıştırıp bir taşla iki kuş vuruyorlar. Hem emekçilerin birliğini bozuyorlar hem de göçmen işçilerin sömürüsüyle sermayelerini büyütüyorlar.
Sınıfımızın en yoksul, en güvencesiz kesimidir göçmenler. Emperyalist savaştan kaçtıklarında tek umutları yaşamak! Ama bu kahrolası düzende yaşayabilmenin kendisi de bir savaş. Söz konusu yersiz yurtsuz, işsiz aşsız göçmenler olunca, bu savaş çok daha yıkıcı oluyor. Göçmenlerin çoğu hayvanların dahi barınamayacağı izbelerde yaşıyor. Herkes onlara mülteci diyor ama resmiyette mülteci bile değiller. Geçici koruma statüsündeler. İktidarın deyişiyle misafir! Mülteci statüsünde olsalardı pek çok hakları ve imkânları olacaktı. Ama hükümet sinsi bir şekilde uyguladığı politikayla Suriyeli göçmenleri derin bir belirsizlik ve mahrumiyet çukuruna hapsetti.
Bursa’da olduğu gibi gerçekleşen acılı ölümler, bu çukurun lanetini ortaya seriyor. Yarı aç yarı tok kalabilmek uğruna dayatılan en pis işlerde gece gündüz çalışıyorlar. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG), iş cinayetleriyle ilgili her ay hazırladığı raporda, 2022 yılının ilk on ayında 80 göçmen işçinin hayatını kaybettiğini açıkladı. Büyük bir çoğunluğu kayıt dışı çalıştırıldığı için elbette bu veriler gerçeği yansıtamıyor. Ama çocuklar dâhil göçmen işçilerin iş cinayetlerinde de en başta kurban edildiği acı bir gerçek. Bursa’daki faciada ölen çocuklardan ikisi işçiydi. Yine pek çok göçmen ailesinde yaşandığı gibi merdiven altı atölyelerde çalışıyorlardı. Evet, belki onların bedenleri kıyıya vurmadı. Ama bin bir eziyetle kuşatılmış bu körpecik bedenler, bir an olsun açlığın, sefaletin ve ölümün kıyısından uzaklaşabilmişler miydi? Fazla söze gerek yok. 21. yüzyılda savaşın alevlerinden kaçan insanların soba yangınında ölmeleri ve yan yana dizilmiş 8’i çocuk 9 tabutun görüntüsü, savaşın, yoksulluğun ve göçmenliğin ne demek olduğunu çarpıcı bir şekilde anlatıyor.
Kardeşler emperyalist bir savaştan kurtulsak bile başka bir savaştan, ekmek kavgasından kaçıp kurtulamayız. Ve ekmek için verdiğimiz savaşta da bizi cepheye sürükledikleri haksız savaşlarda da asıl düşmanımız hep aynı. Bizimle aynı yoksul kaderi paylaşan Suriyeli göçmenler düşmanımız değildir. Bizim düşmanımız alın terimizi çalan, canımıza kast eden sermaye sınıfıdır. Bartın’da 42 madenciyi katleden de Bursa’da 9 göçmeni hayattan koparan da onların kâr hırsıdır, kapitalist düzendir. Ama bahtımız kara değildir, bu düzen değişebilir. İşçi sınıfı bu yolda nice büyük mücadeleler verdi, önemli deneyimler elde etti. Bundan 105 yıl önce 1917 Ekim Devrimi Rusya işçi sınıfının bahtını değiştirdi. Rus, Tatar, Müslüman, Hristiyan bütün bir işçi sınıfı sömürücülerin iktidarına son verip kendi iktidarını kurdu. Ve böylece mümkün olabildi iş cinayetlerini durdurmak, insanca bir yaşam sürebilmek, ekmek kavgası uğruna ölmemek! İşçi iktidarı her ne kadar çeşitli nedenlerle sonraki yıllarda varlığını sürdüremese de Ekim Devriminin deneyimine sahip çıkmamız gerekiyor. Aradan yüzyıl geçse de hayat hep aynı gerçeği hatırlatıyor bizlere: Ya egemenlerin yalanlarına kanıp bu düzenin her gün bizim insanlarımızın kefenini ayrı ayrı dokumasına izin vereceğiz ya da biz birleşip bu düzenin kefenini hep beraber dokuyacağız!
İran’da Kadın Olmak
- “Suriyeliler Kendi Ellerinin Ekmeğini Yiyor”
- “Mülteci Düşmanlığı Yapan Tezgâhıma Gelmesin”
- “Bizi Soyanlar Göçmen ve Yoksul Değil, Buralı ve Zengin”
- Göçmen Düşmanlığı Kimin İşine Geliyor?
- Emekçilerin Mülteci Düşmanlığından Çıkarı Yoktur!
- “İstanbul’da Herkes Yabancı”
- İnsanlık Aya’nın Gözlerinde Saklı
- Umut Tekneleri Ölüm Tekneleri Olmaya Devam Ediyor
- Dümen Yelpazesinde Yaşam Savaşı
- Bu Düzen Çocuklarımıza Bir Oyuncak Bile Veremez
- Bursa’da Göçmen Faciasının Hatırlattığı Acı Gerçekler
- Ortak Duygular Yapay Duvarları Yıkar
- Fakir Baykurt, “Gece Vardiyası” ve Göçmenler
- Göç Sorunu: Hangi Yola Girmeli, Kime Karşı Durmalı?
- Bir Afgan Göçmen İşçiyle Söyleşi: “Ölmek ya da Özgürce Yaşamak”
- Kimin Yanındayız, Kime Karşı Duracağız?
- Adu: Bir Çocuk ve Mültecilik
- Mülteci İşçilerle Biz Bir Sınıfız
- Fas Sınırında İnsanlık Trajedisi: Umut Tekneleri Ne Zaman Kıyıya Varacak?
- Sınıf Kardeşliğini Yükseltelim
Son Eklenenler
- Vezir Muhammed Nurtani… Tanıdık gelmiştir bu isim pek çoğunuza… Yine de hikâyesinin bildiğimiz kısmını bir kez daha paylaşalım sizinle: Afganistanlı göçmen işçi Vezir Muhammed Nurtani 10 Kasım 2023’te çalıştığı kaçak maden ocağında kalp krizi...
- Artık eski kuşak işçilerden sayılırım. Mücadele örgütümüz UİD-DER saflarında yaş alıp 60’a merdiven dayadığım için kendimi bahtiyar hissediyorum. İlk 1 Mayıs’a 1979 yılında, İzmir’de, ustamla birlikte katıldım. Katılım oldukça yüksekti. Kalabalıkta...
- TTL tütün işçileri, örgütlü oldukları Tekgıda-İş Sendikası ile birlikte, 41 gün önce “Bu işyerinde grev var” pankartını fabrikanın dört bir yanına asarak greve çıktılar. Grev çadırlarını fabrika önüne kurdular. Büyük çoğunluğu kadın olan işçi...
- DİSK, KESK, TMMOB ve TTB, 1 Mayıs’ı bu yıl İstanbul Kadıköy Meydanı’nda kutlama kararı aldıklarını basın açıklaması yaparak duyurdu.
- İzmir Çiğli Belediyesine bağlı Çibel’de çalışan işçiler Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 17 Nisanda greve çıktı. İzmir Narlıdere Belediyesine bağlı Narbel’de de Genel-İş İzmir 4 No’lu Şube ile SODEMSEN arasında...
- İzmir’de Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Oryantal Tütün Paketleme (OTP), TTL Tütün ve Sunel Tütün fabrikalarında süren grevler anlaşmayla sonuçlandı. Genel-İş Sendikasında örgütlü İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL işçileri düşük ücret...
- Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler üzerine sohbet ederken genç bir işçi kardeşimiz, “valla artık haberlere bakmıyorum, zaten benim kendi derdim başımdan aşkın” dedi. Aslında hepimizin derdi başından aşkın. Ama belki de bu nedenle çevremizdeki...
- Sömürüye başkaldırının sembolü, tüm dünya işçilerinin ortak duygularla ve taleplerle alanlara çıktığı, evrensel bir mücadele günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Yüreği 1 Mayıs coşkusuyla, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle çarpan tüm işçilere selam...
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...
- Arjantin’de faşist devlet başkanı Javier Milei’nin 2023 yılı sonunda iktidara gelmesinden bu yana işçiler üçüncü kez genel greve çıktı. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT) çağrısıyla 10 Nisan Perşembe günü ülke çapında 24 saatlik grev gerçekleşti....
- Panayırdaki gösteri için adam avazı çıktığı kadar bağırarak müşteri çekmek istiyormuş ama gösteri o kadar kötüymüş ki kimse adama kanıp gösteriye gitmiyormuş. Panayır açılalı epey olmuştur ve çığırtkana kanarak girenlerin söyledikleri de kulaktan...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Peki, hangi koşullarda karşılıyoruz 1 Mayıs’ı? İşçiler, emekçiler olarak hepimiz ağırlaşan sorunlarımızın çözülmesini, üzerimizdeki baskının hafiflemesini istiyoruz....
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....